Bir yazımda Fıkıh konusunu ele almış ve fıkıh anlayışının toplumu Kur’an dan uzaklaştırdığını, İslam ı yanlış anlamasına neden olduğunu söylemiştim. Bu yazımda da, bu tehlikenin neler olduğuna örnekler vererek, konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamaya çalışacağım, Allah ın izniyle. İslam ı cemaat, tarikat eksenli yaşayan din kardeşlerime, yalnız Kur’an diyenler Müslüman değildir diye anlatırlar. Kur’an tek kaynaktır diyen kişilerde samimiyet
(daha&helliip;)
Peygamberler neden aşırı şekilde yüceltilmeye ve ilahlaştırılmaya çalışılır? Acaba bu sevgiden mi kaynaklanıyor yoksa asıl niyet farklı mı? Bu konu üzerinde çok sinsi bir plan işlemektedir. Bu planın ilk aşaması Peygamberlere insanüstü sıfatlar yüklenerek insanların zihninde insana da kulluk edilebileceği algısının oluşturulmasıdır. Ne kadar abartılı vasıf ve hikayelerle yüceltilmeye çalışılsa da herkesin aklının bir köşesinde Peygamberlerinde bir insan olduğu düşüncesi
(daha&helliip;)
Bizler İslam ı kendi nefsimizde öyle bir şekillendir dik ki, Kur’an ın emirleri, verdiği örnekler artık bizler için rehber olmaktan çıkmış, çünkü hiç birisinden haberimiz bile yok. Bir arkadaşımız diğer arkadaşına eşinin, hatta çocuklarının yaptığı yanlışlardan sorumlu olduğunu söyleyerek dert yanıyordu. Arkadaşı da onu teselli ediyor ve herkes kendi yaptıklarından sorumludur, neden eşinin yaptıklarından sorumlu olasın ki, diye onu
(daha&helliip;)
Kur’an da selamlaşma konusu, birçok ayette geçer. Kur’an ın önemsediği ve toplum içinde insanların bir birine karşı, adeta güzel dileklerde bulunduğu, sosyalleşmenin ve dostluğun ilk hareketidir. Bakın bu konuda Allah bizlere nasıl tavsiyede bulunuyor. Nisa 86: Bir selam ile selamlandığınız zaman, SİZ DE ONDAN DAHA GÜZELİ İLE SELAMLAYIN yahut aynı ile karşılık verin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını arayandır.
(daha&helliip;)
Ankebut Suresi 2: İnsanlar, sadece “İnandık” demeleriyle, hiç sınanmadan bırakılacaklarını mı sanıyor? İnanmak, sadece ”inandık” demekle kurtulabileceğimiz bir mesele mi? İnananlarda olması gereken bazı vasıflar vardır. Öyle kolay değil bu işler hacı amca… Her Cuma namaza gelen faiz yiyici dayı, makamını kaybetmek istemeyen memur abi, peygambere Allah diyen cemaat lideri, Kuran yetmez diyen din (z)alimi, kimseye danışmayan diktatör özentisi petrol
(daha&helliip;)
Yaşadığımız İslam’ı bizler, kendi ellerimizle yaşanmaz hale getirdik. Nefislerimize hâkim olmanın yolunu bulmak yerine, nefsimize uyan kuraları, Allah emri diye sunanların sözlerine inanmak, daha çok hoşumuza gitti. Bugünkü yazımın konusu, İslam dininde boşanma hakkında olacak. BİR ERKEK EŞİNE, ÜÇ KEZ BOŞ OL DEDİĞİNDE acaba, o evlilik biter mi? Sizce böyle bir boşanmayı Allah, onaylıyor olabilir mi? Günümüzde bizlere dini anlatanlar,
(daha&helliip;)
Bu yazımda sizleri, üzerinde düşünmeye davet etmek istediğim konu, DİNİ KİMDEN, NEREDEN ÖĞRENMELİYİZ, sorusu üzerine olacaktır. Gerçekten de bu soruyu kendimize sorup, en doğru cevabını bulamadığımız sürece, Allah ın yolunda olduğumuzdan asla emin olamayız. Bu yazımı yazmaya neden olan bir makale okudum, daha sonrada bu konu üzerine düşüncelerimi yazma gereği duydum. Yazıda, dini anlattıklarını söyleyen birçok kişiler, televizyonlara çıkarak,
(daha&helliip;)
Bu yazımda sizleri, Bakara suresi 196. ayet üzerinde, düşünmeye davet etmek istiyorum. Önce ayeti yazalım, daha sonrada üzerinde birlikte düşünelim. Bakara 196: HAC VE UMREYİ DE ALLAH İÇİN TAMAM YAPIN. Eğer bunlardan alıkonursanız, o zaman kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Bununla beraber bu kurban, kesileceği yere varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olana veya başından bir rahatsızlığı bulunana
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 26
- 27
- 28
- 29
- 30
- …
- 136
-