EVRENİN SIRLARI ÇÖZÜLÜYOR

Geçenlerde gazetede okuduğum bir haber evrenin başlangıcı hakkında Kuran’da anlatılanları tekrar düşünmeme, Evren`in ve zamanın bir başlangıcı olduğunu, her şeyin Allah tarafından yaratılmış olduğunu daha da iyi anlamama sebep oldu. Haberde, “Dünyanın en büyük süper iletken mıknatısı, evrenin sırlarının ortaya çıkarılması çabalarında dönüm noktası olabileceği düşünülen fizik deneyi için yer altına indirildi” deniyordu. Mıknatıs, CERN’in yeraltı laboratuvarındaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı LHC ile parçacık çarpıştırma deneyi yapılmasını sağlayacaktı ve deneyin temel amacı, maddeyi oluşturan parçacıkları inceleyerek, evrenin işleyişi hakkında daha fazla bilgiye sahip olmaktı. Haber, “deney, evrenin başlangıcını oluşturan Büyük Patlama-Big Bang’den sonra ortaya çıkan büyük enerji yoğunluğunu tekrar yaratarak, parçacıkların yine ortaya çıkmasını sağlayacak” şeklinde bitiyordu.

Allah, kutsal kitabımız Kuran’da, bu deneyin ve benzerlerinin yapılmasından 1400 yıl kadar önce evrenin ve zamanın başlangıcı ile ilgili bilgileri bizlere aktarmıştı:

“İnkar edenler Evren(Gökler) ve yer birbirleriyle bitişik iken onları ayırdığımızı, her canlıyı sudan yarattığımızı görmüyorlar mı? Yine de onlar inanmayacaklar mı?” 21- Enbiya Suresi 30

Ayetin ifadesinden, bu ayette belirtilenlerin inkârcılara karşı bir delil niteliğinde olduğunu, bu ayette belirtilenler sebebiyle inkârcıların inanması gerektiğini anlıyoruz. Ateistlerin en temel iddiası maddenin sonsuzdan beri var olduğu ve maddenin tüm canlı-cansız varlıkları tesadüfen oluşturduğudur. Oysa Big-Bang teorisi Evren`in ve zamanın bir başlangıcı olduğunu ortaya koyarak ateizmin bu en temel iddiasını yıkmaktadır. Ayette belirtilenler hem Evren`in başlangıcı olduğunu ortaya koyarak, inkârcılığın maddenin sonsuzdan beri bu şekilde var olduğu iddiasını yıkmakta ve inkârcıları inanmaya mecbur etmektedir, hem de Kuran`ın indiği dönemden 1400 yıl sonra anlaşılacak bu gerçek Kuran`da geçtiği için, inkârcıları bir kez daha Kuran`ın Allah`ın sözü olduğunu kabule zorlamaktadır.

Evren`in genişlediğini ve tüm Evren`in bitişikken birbirinden ayrıldığını Kuran dışında ortaya koyan hiç kimse olmamıştır. Gelişmiş aygıtlar olmadan, bilimsel birikim kullanılmadan bu sonuçlara varmak imkansız olduğu için tüm bu ünlü felsefeciler, fizikçiler bu sonuçlara varamamışlardır. Bugünküne benzer deneylerin yapılması ve Big Bang’in anlaşılması çok da eski tarihlere kadar gitmemektedir. 1948`de George Gamov ve öğrencisi Ralph Adler, Big-Bang olduysa bu ayrılmanın (patlamanın) bir kalıntısı olması gerektiği sonucuna vardılar. Gamov ve Adler`in tahmin ettiği radyasyon 1960`larda New Jersey`de Princeton üniversitesi`nde bir grup tarafından çok hassas aletlerle araştırılmaya başlandı. Arno Penzias ve Robert Wilson, 1965`te bu radyasyonu keşifleriyle Nobel`i aldıktan sonra da, 1989 yılında daha da gelişen teknolojinin yardımıyla daha detaylı bilgiler alabilmek için COBE uydusu bir roketle uzaya gönderilmişti.

Evren`in yaratıcısı olan Allah, evren hakkındaki bu en önemli bilgileri yüzyıllar önce kitabıyla insanlara bildirerek hem bu Evren`sel oluşumlara dikkatleri çekmiş, hem de Kuran`ın kendisi tarafından gönderilen bir kitap olduğunu ispat etmiştir. Günü gelince Uzay`da bir nokta olan insana tüm Uzay`ın bir noktadan yaratıldığının delillerinin örtüsünü açan Allah, böylece hem Evren`in bilgisini insanlara sunmuş, hem de kendi kitabının mucizelerini göstermiştir. Ancak inanmaya niyeti olmayanlar hangi delili görürlerse görsünler inkâra kendilerini şartlandırmışlardır:
“Bizi büyülemek için delil olarak her ne getirirsen getir, biz sana inanmayacağız.”
7-Araf Suresi 132

Yazar : zeynep arvas

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website