Akıl Etmek mi, Nakil Etmek mi?

 

Geçenlerde bir tasavvuf dergisinde, Kuran`ı Kendilerine göre yorumlayanlar başlığı altında ve Araf suresinin 188. Ayetinin meali verildikten sonra, bazıları tarafından bu ayetin, Hz peygamberin mucizelerini inkar etmek için delil gösterildiği, bunların  dinden çıkmış oldukları, zira başta Kur’an olmak üzere, onun çok sayıda gaybdan haber verdiği, ayrıca ayı iki parça etmek, çakıl taşlarını kâfirlerin üzerine fırlattığında onları dağıtması gibi pek çok harika davranışlarının olduğu, bunların bir kısmının  ayetle sabit bulunduğu belirtilerek, söz konusu ayette Hz . Peygamber’in gaybı hiç bilmediğinin veya  herhangi bir olağanüstü tasarrufunun bulunmadığının  anlatılmadığı, sadece Allah’ın izni ile bunlara kadir olabileceğine parmak basıldığının anlatıldığı yorumunu okudum.

Şimdi ayeti okuduktan sonra, Kuran`ın, insanlara ve korunanlara yol göstermek, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak, doğru yola iletmek, her şeyi açıklamak  müminler için yol göstermek, İnsanları aziz ve hamid olan Allah’ın yoluna çıkarmak, Akıl sahiplerinin öğüt almaları için insanlara bir mesaj olmak, Hakkı batıldan ayırmak için gönderilmiş olduğuna dair ayetlerle birlikte,  üzerinde birazcık akletmeye çalışalım. (O nakletmişti))

 

A’raf suresinin 188. Ayeti:
“De ki: Allah’ın dilemesi dışında ben kendime bir fayda ve zarar verecek durumda değilim. Görülmeyeni bilseydim, daha çok iyilik yapardım ve bana kötülük de gelmezdi. Ben sadece, inanan bir milleti uyaran ve müjdeleyen bir peygamberim.”

 

Kuranın insanlara bir mesaj olarak gönderildiğini düşünürsek, yukarıdaki yoruma göre,  “Yüce  Allah,  vahiy almakta olan  bir Peygamberi için, ayrıca neden, ancak kendi izni ile olağanüstü tasarrufta  bulunabileceğini haber veriyor?” Ya da “Bununla neyi  hedefliyor ve  insanlardan istediği nedir?” Veya “Böyle  inanmalarını  sağlayarak  insanlardan nasıl davranmalarını isteniyor?” gibi sorulara cevap bulmak gerekiyor. Fakat, Kuran`da insanlara hiçbir şekilde Dünyada iken olağanüstü hayat  yaşayabilmek, ya da gaybı öğrenmek  konusunda çalışmaları önerilmediği için, ayette insanlara bu yönde bir mesaj bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Ama, ayette verilmek istenen mesajın çok açık bir şekilde ve mucizevi nitelikte gaybla ilgili haber içermek suretiyle, Peygambere inananların ileride O’nu aşırı derecede yükseltip, olağanüstü bir insan şekline sokacaklarını görerek bu konuda onları uyarmakla ilgili bulunduğu anlaşılmaktadır.

Yani  Peygambere inananlara;

“Size elçi ve örnek olarak gönderilende, tıpkı sizin gibi yaşayan biridir,

Size örnek olacağı için sizinle aynı özellikte ve  yapıda olmasına dikkat ettik.

O’na  kolaylıkla uyabileceksiniz. Uyamama gibi bir bahaneniz geçersizdir.

O’ nu iyi izleyin ve güzel örnek alın.

Elçi ve ideal bir insan tipi dışında O’nda olağanüstü tasarruf gücü ve yetkisi de bulunmuyor.

Hakkında yanlış bilgi ve tasavvurda bulunmayın. Uyarılarını ve tebliğini benimseyin.”

denmektedir. Görüldüğü gibi inananlara ne yapacakları ve nasıl kabul edip davranacakları öğütlenmektedir.

Peygamberimizin mucizesi Kur an dır, illaki, binlerce mucizesine inanmak istiyorsanız, örneği görüldüğü gibi binlerce ayetin her biri bir mucizedir, ancak bizler anlamıyoruz.

Duran Demir.


About the Author
Author

demirbey

Comments (5)
Leave a reply

Name (required)

Website