Kılık kıyafetimiz güzel, saçımız kesilmiş, kuaförlerde fönlenmiş, şekillenmiş, tırnaklarımız törpülenmiş ve cilalanmış. İşte evreni de böyle kestik, törpüledik ve cilaladık. Onu güzelleştirdiğimizi zannettik. Her kesim ve törpü ile kendimizden bir şeylerin eksiltip çöpe atıldığını görerek yaşadık; fakat neyi ne kadar kavradık.?

Sınırlılığımızın sınırlı bakış açısıyla kendimizi ve ne kadar sınırlandırdığımızı biliyormuyuz? ALLAH bize beş duyu organı vermiş ve bu beş duyu organıyla sınırlılığımızı bilmemizi ve kavramamızı da istemiş. Bizim için yarattığı sistemde sisteme ne kadar ihanet ettiğimizi anlıyor muyuz?

(Rum, 30/41)Ne yaparsan kendi nefsinle yaparsın. İyiliği kendinden kötülüğü ALLAH`tan mı biliyorsun?
“iyilikler ALLAH`tan kötülükler nefsinden ayetlerini(Nisa, 4/79)ne kadar anlıyoruz? Nefsani davrandıkça kendine zulm ederken evrene de zulm ettiğini görüyor musun?

CENAB-I ALLAH`ın bize gönderdiği kitapta yaratmış olduğu sistemi(Fusilet, 41/52)Öyle güzel anlatılmıştır ki HANGİMİZ MERAK EDİP ELİMİZE BİR MEAL ALDIK VE SİSTEMİ OKUYUP KAVRAMAYA ÇALIŞTIK. Kulaktan dolma bilgilerle hareket edersen yada her duyduğunu doğru zannedersen sonun yıkım olur. Medya bize makinelerin ürettiği ürünlerin ne kadar sağlıklı ve hijyenik ortamlarda el değmeden hazırlandığının reklamını yaparken her fert tüketime şartlandı ve katkı maddeli uzun ömürlü gıdalarla kendi ömrünü kısalttı. Herşeyi kaynağından alıp tüketmezsen sonun böyle olur. Her fert gerçeğin kaynağına gitmeli. Artık topraktan yemeli, suyu kaynağından içmeli ve BİLGİYİ KAYNAĞINDAN ÖĞRENMELİDİR.
Kendimizi düzettikçe evreni de düzelteceğimizi kavramalıyız artık yoksa KANGRENLEŞECEĞİMİZİ unutmamalıyız. CENAB-I ALLAH Kendi yaratmış olduğu sistemin devamı için KANGRENLEŞEN yerleri HELAK eder kesip atar. Biz kangrenleşen organımızı söküp atabliyormuyuz? Yada kangrenleşti diye söküp atıldığını görmüyormuyuz?

İŞTE ALLAH ta SİSTEMDEN BÖYLE SÖKÜP ATACAKTIR BİZİ NE KADAR ANLAYABİLİYORUZ SONUMUZU HAZIRLADIĞIMIZI VE SONLU BİR EVRENİN DE SONUNU HIZLANDIRDIĞIMIZI.
ALLAH`A EMANET OLALIM.