Tevhid – Şirk

Kur`an`ı Kerim’de, bir çok ayette bildirilen, dinimiz İslam’ın özü, esası: TEVHİD inancıdır.


T E V H İ D:
Allah`ın varlığına ve birliğine, tekliğine inanmak. O`na eş, ortak koşmamak, aramamaktır.

Yalnız Allah’a kulluk ibadet etmek, yalnız O’na dua etmek, yalnız O’dan yardım dilemektir.

Yalnız Allah’a teslim olmaktır..

Allah’a, Allah’ın kelamı, sözü olan Kur’an’a, Allah’ın yetkilerine, nitelik ve sıfatlarına;

eş, ortak, yardımcı, tamamlayıcı olarak hiç kimseyi, hiç bir sözü, hiç bir kitabı koşmamak, koymamak, aramamak, ‘’Allah’ın berisinden rabler edinmemek’’ tir.

Allah’la kul arasına yakınlaştırıcı, aracı, erdirici olarak hiç kimseyi, hiçbir şeyi koymamaktır.

Allah’ın, uluhiyetine, kutsallığına ortak olmaya çalışmamak veya bunları yapmaya çalışanlara itibar etmemektir.

Allah, dinin tek sahibi, tek kurucusu, tek hüküm koyucusu, tek kaynağıdır.
Ahiret gününün tek sahibidir..

Tevhid inancında dinin tek sahibi olan Yüce Allah, ayni zamanda dinin tek kaynağıdır.

Eşi benzeri, eksiği noksanlığı yoktur, dolayısıyla yardımcıya, tamamlayıcıya ihtiyacı yoktur.

Dinde tek, ilk ve son sözü söyleme yetkisi her zaman dinin sahibi, kurucusu, koyucusu olan Allah’a aittir. Dinin tek sahibi Allah’ın sözleri olan Kur’an’ın İslam’ın tek kaynağı olduğuna inanmak ve din adına söylenen diğer sözlerin ve yazılan yazıların kim tarafından söylenmiş veya yazılmış olursa olsun dinin kaynağı değil, kaynağın yani Kur’an’ın yorumu olduğunu kabul etmek tevhid inancının gereğidir. Tevhid inancının karşıtı, zıttı şirktir..

Ş İ R K:

Allah’ın yanına ‘’Allah’ın berisinden rabler edinmek’’ yedek ilahlar koymak, aramaktır.

Dinin tek sahibi olan Allah’a ve Allah’ın sözü, dinin tek kaynağı Kur’an’a, Allah’ın yetkilerine, nitelik ve sıfatlarına; eş, ortak, yardımcı, tamamlayıcı koşmak, aramaktır.

Allah’la kul arasına beşerleri veya beşeri ekölleri, kabülleri, kitapları vs. Allah’a yakınlaştırıcı, aracı, erdirici ve Allah katında şefaatçi olarak sokmaktır, koymaktır.

Allah’a özgü yetkilerin, sıfatların kullanılmaya çalışılması. Bir beşerin Allah’a ve Kur’an’a eksiklik izafe etmesi ve kendisinde uluhiyet niteliklerini görmesi din adına hüküm koymaya ve Kur’an’dan başka dini kaynak tesis etmeye çalışması veya bunları yapanlara, dinin kaynağı olarak sunulan beşeri ürünlere, kitaplara, yorumlara vs. itibar edilmesidir…

Allah’ın ve Kur’an hükümlerinin dışında din adına korku, bağlılık, uluhiyet, kutsallık merkezleri, sıfatlar, kurumlar oluşturmak put yaratmaktır. Put yaratmak ve onlara tabi olmak putperestliktir, açık bir şirktir.

Sıfatı, ünvanı ne olursa olsun bir beşerin sözlerini, yorumlarını, yazısını, kitabını, veya bir mezhebin, tarikatın yorumlarını, kabüllerini veya bir toplumun adetlerini, örflerini, geleneklerini; dinin kaynağı olarak kabul edersek, o kişiyi, o ekölü ve o örfleri, adetleri kutsallaştırmış, putlaştırmış oluruz. putperest oluruz, şirke batmış oluruz..

Şirk nedenleri: Kur’an’ın detayları kapsamadığını, muğlak ifadeler içerdiğini söylemek ve dini öğrenmek, yaşamak için Kur’an’ı yetersiz, eksik görmek, Kur’an’a ve dolayısıyla Allah’a eksiklik izafe etmektir.. Bundan sonraki aşamada –haşa- Kur’an’ın eksikliğini telefi edecek kişiler, kabüller, kitaplar aramak, bunları Kur’an’a yardımcı, tamamlayıcı koşmaktır.
Bunlar, mezhep ve tarikatlerin kabülleri, yorumları, kitapları ve imamlar, şeyhler, dervişler, ermişler, hocalar, mollar ve benzerleri olmaktadır..

Bir başka neden: Takva, iman yönünden kendini eksik yetersiz görenler, kendisini Allah’ın rahmetine, şefaatine yaklaştıracak, ulaştıracak aracılar, destekçiler, şefaat ediciler arar.

Allah ile arasına; evliyaları, pirleri, sufileri, mezhep imamlarını, tarikat şeyhlerini koyar..

Şirk nedenlerinden bir başkası ise: Dini istismar etmek ve çıkar sağlama aracı yapmaktır.

Çıkar sağlama amacıyla; dini ve inançları istismar etmek, dindar gözükmeye çalışmak, ibadetlerde samimiyetten uzak, riyakarlık, gösteriş yapmak şirkin en tehlikelisi olan gizli şirktir.. Yüce Allah kendisine eş, şirk koşanları ve bu şekilde ölenleri affetmeyeceğini açık bir şekilde bildirmektedir..

Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez. Bunun dışında dilediği günahı,
dilediği kişiyi bağışlar.. (Nisa-48)

Kur`an`ı Kerim`de: İnanmayan, inkar eden veya şirk koşan kişilerin, kavimlerin, milletlerin peygamberlere bir çok zorluklar, sıkıntılar yaşattıkları hatta onları öldürdükleri ancak daha sonra bunları yapanların Allah tarafından nasıl cezalandırıldıkları, helak edildikleri, lanetlendikleri bir çok örnekler verilerek anlatılmaktadır..

Hz. Musa peygamberin firavunla mücadelesi, sonunda firavun ve ordularının
Kızıl denizde helak edilmeleri, Hz. Nuh peygamberin döneminde yaşanan nuh tufanı ve Lut kavminin başına gelenler bu ibretlik örneklerden bazılarıdır..

Diğer taraftan; Allah’a inanıp, O’na teslim olanların.
Yalnız Allah’a ibadet ve kulluk edenlerin.
İman edip, barışa hayra dönük, güzel düşünüp, güzel işler yapanların,
zekatlarını verip, ibadetlerini yapanların, ahiret gününe inanıp,
Allah`ın rızasını kazanmak için çalışanların, takva sahibi olanların ödüllerinin olduğu;

Nimetlerle dolu cennetin varisçileri oldukları bir çok ayette müjdelenmektedir..

Yaşar Nuri Öztürk, Kur’an’daki İslam kitabının 188. sayfasında bu konuda bakın neler diyor,

‘’ Tevhidin omurgası, Allah’ın birliğidir. Allah’ın birliğinin esası da Kur’an’da gösterilen uluhuyit niteliklerine sadakattır. Bunun içindir ki, örtülü veya açık şirke bulaşanlar, Allah’ın yalnız Kur’an’daki nitelikleriyle anılıp zikredilmesinden rahatsız olurlar. Bu rahatsızlık açık şirke gidenlerde açık put icadıyla, örtülü şirk mensuplarında ise Allah’a Kur’an’da yer almayan nitelikler isnadıyla vucut bulur. İsra süresi 73. ayette; ‘Az kalsın onlar seni, sana vahiy ettiğimizden ayırarak ondan başka şeyleri üstümüze atman için(Vahiy uydurman için) kandıracaklardı. İşte o zaman seni dost edinirlerdi. ’ Buyurulmuştur. (Peygamberimize yalan söyletemeyen müşrikler O’nun vefatından sonra O’na isnat ederek binlerce hadis uydurmuşlar bu şekilde Hz. Peygamberi yalanlarına alet etmişlerdir. )

Bu ikinci tür şirk, Müslüman dünyada özellikle TASAVVUF edebiyatı içinde belirgindir.

Mürşitler, kutuplar, üstatlar, hazretler…. Allah’la pazarlık ettirilir. Allah’ın kararları onlara değiştirtilir. Hatta Allah ile şaklabanlık yaptıkları bile olur. Allah bunlara genç kızlar, bıyığı bitmemiş oğlanlar şeklinde görünebilir….

Tevhidi korumak son derece çileli bir iştir. İnsanoğlunun ayağı en çok bu alanda kaymaktadır.

O yüzden Allah’ın birliği konusunu, Kur’an’ın çizdiği çerçevenin en küçük ölçü dışına taşırmamak dinin ve imanın hayatıdır. ’’

Saygılarımla,

Yazar : Vedat Akbaşak

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website