Vahim Yanılgılar..

1- `Kuran dinlemek farzı kifayedir, okumak ise sünnettir. `2- `Sadece soyut olarak Kuran okumak dini tam öğrenmek için yeterli değildir. Kuran bir tefsir kitabıyla beraber okunursa o zaman dini öğrenebiliriz.. Size 3 ciltlik Kuran`ı Kerim tefsiri eserimi okumanızı tavsiye ederim.. `3- `Kuran`da iki surede namazın üç vakti anlatılır. Bu vakitlerde namaz kılınması emredilir. Peygamberimiz öğle ve ikindi namazlarını da kendi içtihadıyla sürekli kılmıştır. Bu namazlar da müminlere farzdır. `4- `Diyanet işleri başkanlığı binalarında bir oda-bölüm de alevi mezhebi mensubu vatandaşlarımız için ayrılmalı, onlara da kabülleri doğrultusunda hizmet verilmeli. Alevi sorunu böyle çözülür..         Bu sözler sanıyorum asla ihtimal veremeyeceğiniz tanınan bilinen, kariyer, akedemik ünvan sahibi kişilere aittir. Bu kişilerin en önemli ortak özelliği diyanet ekollü-kökenli olmalarıdır. Yani İslam dinini Sünni-hanefi mezhepçi görüşe eşitleyen, hatta çoğu zaman mezhep kabullerini Kuran`nın da  üstüne koyan, İslam`ın ancak bu mezhep kabullerine itibar edilmesi süretiyle yaşanabileceğini söyleyen kişiler olmalarıdır. 1. sıradaki söz Nihat Hatipoğlu`na aittir. (12. 02. 2010 Hürriyet Gazetesi)Kuran dinlemek de, okumak da Allah emridir, farzdır.. `OKU` Allah`ın ilk emridir, inen ilk ayettir. Daha bir çok ayette düşünerek anlayarak Kuran okunması emredilmiştir. Ayrıca, Kuran okunurken başka işlerle uğraşmamamız ve  dinlememizin emredildiği ayet vardır. 2. ve 3. sıradaki sözler Süleyman Ateş`e aittir. (14 ve 28 ocak. 2010 Vatan gazetesi)Kuran dinin kaynağı olarak yetersiz görülmüş, dinin ancak kendi kitaplarıyla öğrenelebilineceğini iddia etmiştir.. Halbuki Allah, Kuran`nın eksiksiz olduğunu bildirmektedir. (Enam-38)Diğer yazısında peygamberimiz Rableştirilmiş, hüküm koyma yetkisi, farz ihdas etme yetkisi olduğu iddia edilmiştir. Peygamberimizin Kuran`da emredilenden fazla yaptığı ibadetler farz değil, sünnettir.. Sayın Ateş`in bu ifadesi dinimizin tevhid ilkesine terstir. Affedilmez bir günahtır.. 4. sıradaki söz-görüş Zekeriya Beyaz`a aittir. Katıldığı bir TV pragramında söylemiştir. Yanlış bir görüştür. Diyanet İşleri Başkanlığı mezheplere hizmet eden değil İslam`a, Kuran`a hizmet eden bir kurum olmalıdır. Allah`ın `bölünmeyin, parçalanmayın, Kuran`a yapışın`emrine uygun olarak her türlü mezhepçilik anlayışından uzak bir kurum olmalıdır. Bir mezhebin destekçisi olunur, o mezhep mensubu vatandaşların kabüllerine göre hizmet verilirse diğer mezheplere bağlı vatandaşlarda diyanetten kendi kabüllerine göre hizmet isterler. İslam`da bölünme parçalanma gerçekleşmiş olur. Diyanetin binalarında sünnilere, alevilere bölümler ayıralım. Diğer mezheplerin mensupları da ayni şeyi isterlerse ne yapacağız?? Böyle çözüm olur mu??Dine ilaveler yapılarak, beşeri ürünler olan mezhep kabulleri Kuran`a eş, yardımcı, tamamlayıcı koşularak İslam`ı yorumlamak, böylesi göz önünde olan, güvenilen, kişileri bile akıl almaz yanlışlara sürükleyebilmektedir. İçinde bulunduğumuz durumun vahametini göstermesi açısından çok önemlidir. Saygılar sunarım..

Yazar : Vedat Akbaşak

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website