ZANLAR

Kuran`da bize bildirilmeyen ve dolayısıyla bilemeyeceğimiz konuların peşine düşmememiz gerektiği konusunda bizi uyaran Rabbimizin uyarılarını kulak arkası ederek Cenab-ı ALLAH hakkında konuşmayı ve bize bildirilen yaradılış gerçeğinin daha ötesi hakkında konuşmayı rahatlıkla yapabilmişiz. Bunu atalarımız da yapmış şimdi biz de yapıyoruz.


Beşerlerin oluşturdukları zanların peşine takılıyoruz. Ki bu beşerler kendilerini eleştirenleri de hep cahillikle suçlamışlar ve suçlatmışlardır.. “Avamın anladığı konular değildir bu konular!” diyerek…

Rabbimiz de insanoğlunun çok cahil olduğunu bildirmektedir. (bkz. Ahzap/72) De ki ‘’Rabbim ancak gizlisi ve açığıyla her türlü fuhuşu –günahı-haksız yere tecavüzde bulunmayı o hususta hiçbir delil indirmediği halde ALLAH’a ORTAK KOŞMANIZI ve ALLAH HAKKINDA bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır. ’’Araf/33.

Oysa biz parçayı bütün zanneden, bütünü parçanın içinde zanneden, parçayı hayal zanneden zanların peşine düşmüşüz. Böyle bir bilgi kitabımızda mevcut olmadığı halde… Kitaptanmış gibi kitaplarında-şiirlerinde-şarkılarında-masal ve hikayelerinde-sinemalarda-internet sitelerinde bu bilgiler üstü örtülü bir şekilde sunulmuş. Nedense şimdi zanlarını herkese açık sunmaktadır.
Bu zanların peşine mi takılacağız yoksa Kitabımızda Cenab-ı ALLAH hakkında ve YARADILIŞ hakkında bize bildirilenle mi yetineceğiz? Yol ayrımları kesin hatlarla belirginleşmektedir.

Kısaca HADDİMİZİ bilebilecek miyiz? SADECE KUL olduğumuz gerçeğini kabul edebilecek miyiz?

“Allah’a karşı gerçek olmayanı söylemenizden ve onun ayetlerine karşı kibirlik taslamış olmanızdan dolayı bugün alçaklık azabı ile cezalandırılacaksınız. ” (En’am, 6/93)

De ki YANINIZDA bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz. Ve siz sadece yalan söylüyorsunuz. ” (En’am, 6/148)

“De ki Allah’tan başka taptıklarınızın durumuna baktınız mı? Yeryüzünde neyi yarattıklarını ya da göklerde bir ortağını bana gösteriniz. Eğer doğru söylüyorsanız. Bana bu Kur’an’dan önce bir bilgi kalıntısı getiriniz. ” (Ahkaf, 46/4)

“De ki dininizi Allah’a mı öğretiyorsunuz?” (Hucurat, 49/16)

“Onlardan bir gurup var ki kitapta olamayan bir şeyi siz kitapta sanasınız diye dilleriyle kitabı çarpıtırlar. Ve Allah’tan olmadığı halde ‘’bu Allah katındandır” derler. Böylece bile bile Allah hakkında yalan söylerler. (Al-i İmran, 3/78)

“Ey iman edenler! Allah’a saygı gösterin ve doğru söz söyleyin. Böyle yaparsanız Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur. ” (Ahzap, 33/70-71)

“Şeytanın adımlarına tabi olmayın. Şüphesiz o sizin apaçık düşmanınızdır. O size ancak kötülüğü ve fuhşu emreder. Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder. Onlara Allah’ın indirdiğine tabi olun denildiği vakit “Hayır biz babalarımızı neyin üzerinde bulduksa ona tabi oluruz” dediler. (Bakara, 2/169-170)

“Allah onları kahretsin! Nasıl da sapıyorlar? Allahtan başka hahamları, ruhbanları Rabler edindiler. Ve Meryem oğlu Mesihi de Rab edindiler. Ancak onlar tek olan ilaha kulluk etmekle emir olunmuşlardı. Allahtan başka İlah yoktur. O ortak koştukları şeylerden uzaktır. ” (Tevbe, 9/31)

Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitab`ı (Kur`an`ı) gönderdik. Artık aralarında Allah`ın indirdiği ile hükmet; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma. (Ey ümmetler!) Her birinize bir şerîat ve bir yol verdik. Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı; fakat size verdiğinde (yol ve şerîatlerde) sizi denemek için (böyle yaptı). Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü Allah`adır. Artık size, üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri(n gerçek tarafını) O haber verecektir. (Maide/48)

Yazar : Muzaffera Cigal

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website