REDDEDİYORUM -3- (Bu yazı bir reddiyedir.)

“Baksana Kitaptan kendilerine bir pay verilmiş olanlar, aralarında hüküm versin diye Allâh’ın Kitabına çağırılıyorlar da sonra onlardan bir topluluk yüz çevirerek dönüyorlar. Bunun sebebi, onların, “Bize, ateş sadece sayılı günlerde dokunacaktır. ” demeleridir. Uydurageldikleri şeyler dinleri konusunda kendilerini aldatmıştır. ”
(Ali İmran suresi, 23-24)

 

Bunların bir de ümmî takımı vardır; Kitab’ı (Tevrat’ı) bilmezler. Onların bütün bildikleri bir sürü kuruntulardır. Onlar sadece zanda bulunurlar. Vay o kimselere ki, elleriyle Kitab’ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa değişmek için, “Bu, Allah’ın katındandır” derler. Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların hâline! Vay kazandıklarından dolayı onların hâline!

Bir de dediler ki: “Bize ateş, sayılı birkaç günden başka asla dokunmayacaktır. ” Sen onlara de ki: “Siz bunun için Allah’tan söz mü aldınız? -Eğer böyle ise, Allah verdiği sözden dönmez-. Yoksa siz Allah’a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?”
(Bakara suresi, 78-80)


Cehennemde biraz bronzlaştıktan sonra, cennete gireceğim (bu maddeyi de sadece müslümanlar için işletiyorlar) diyenleri de REDDEDİYORUM……

“Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin.”
“Zinâya yaklaşmayın.”
“Allâh’ın harâm kıldığı canı haksız yere öldürmeyin.”
“Yetimin malına yaklaşmayın, sözünüzü de yerine getiriniz.”
“Ölçtüğünüz zaman ölçüyü tam yapın.”
“Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme!”
“Yeryüzünde kabara kabara yürüme.”
“Bütün bu sayılanların kötü olanları, Rabbin katında çirkin(mekruh) görülmüştür.”
“Bunlar, Rabbinin sana vahyettiği bazı hikmetlerdir(rabbuke minel hikmeti).”
(İsra suresi, 31-39)

“…Allah sana kitab ve hikmet indirmekte ve bilmediklerini sana bildirmektedir, hem Allahın senin üzerinde fazlı çok büyük bulunuyor.”
(Nisa suresi, 113)

“Nitekim içinizde sizden bir Resul gönderdik, size âyetlerimizi okuyor, sizi tezkiye ediyor, size kitab, hikmet öğretiyor, size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor.”
(Bakara suresi, 151)

Allah açık bir şekilde “Hikmet”in ne olduğunu ortaya koymuşken; “Hikmet=hadis” denklemini kuran, matematik zekasıyla övünenleri de REDDEDİYORUM….

“….O, hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez.”
(Kehf suresi, 26)

“Allah hükmedenlerin en güzel hükmedeni değil midir?”
(Tin suresi, 8)

“… sen kesinlikle hüküm verenlerin en yerinde hüküm verenisin.”
(Hud suresi 45)

“…O, hükmedenlerin en hayırlısıdır.”
(Yusuf suresi, 80)

Dinin sahibi ve tek hüküm koyucu Allah iken; Allah’ın hükmü+Elçi Muhamed’in hükmü(sünnet/hadis)+icma+kıyas+mezhep imamlarının görüşlerini toplayıp anonim şirket kuranları ve dinde şirketleşenleri de REDDEDİYORUM…

İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti.
(Enam suresi, 153)

Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, (senin) onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra (O), yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir.
(Enam suresi, 159)

“Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslâm dini), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır.
(Şura suresi, 13)

Onlar, kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer (azabın) belli bir süreye kadar (ertelenmesi ile ilgili olarak) Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Onlardan sonra Kitab’a mirasçı kılınanlar da, onun hakkında derin bir şüphe içindedirler.
(Şura suresi, 14)

Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir.
(Rum suresi, 31-32)

Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır.
(Ali İmran suresi, 105)

Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
(Beyyine suresi, 4)

Bu ayetler açık şekilde dinde ayrılığı hoş karşılamadığı halde, Kur’an’a uymayan bir cemaatleşmeyi/tarikatlaşmayı/mezhepleşmeyi/gruplaşmayı da REDDEDİYORUM….

Biz müslümanlar olarak hristiyanlığı çok güzel eleştirebiliyoruz, onların kendi dinlerini parça parça ettiklerini farklı mezheplere/kollara/gruplara ayrıldığını söyleyebiliyoruz. Bazılarının kendilerine katolik demesini, bazılarının Protestan, bazılarının ortodoks demesini dinlerinin bozulma sebepleri olarak görebiliyoruz. Peki ya biz? Biz bölünmedik mi, biz ayrılmadık mı?

Bizim için ayrılıkta rahmet var da neden başkalarına zahmet var.

Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.
Ali İmran 103

Rabb`imiz ayrılığı değil birleşmeyi; parçalanmışlığı değil bütünleşmeyi emrettiği halde dinde ayrılığı rahmet olarak görenleri de REDDEDİYORUM…..

Ey inananlar, sizi diriltecek, size can verecek şeylere çağırdıkları zaman Allah’a ve elçiye icâbet edin ve bilin ki Allah, hiç şüphe yok, insanın kendisiyle kalbinin arasına girer ve hiç şüphe yok ki onun tapısında toplanacaksınız.
(Enfal suresi, 24)

Şunu da söyle: “Allah’a ve elçiye (resule) itaat edin.” Eğer yüz çevirirlerse, Allah küfre sapanları sevmez.
Ali İmran 32

Allah ve resulünden(elçisinde), kendileriyle antlaşma yapmış bulunduğunuz müşriklere bir ültimatomdur bu;
Tevbe suresi 1

Bu ayetlerdeki Allah’a ve elçisine uyun tabirindeki “elçi” kelimesinin ne manaya geldiğini bilmeyen ya da bildiği halde sapıtanları da REDDEDİYORUM….

Muhittin BOZKURT


About the Author
Author

wejedar

Comments (2)
Leave a reply

Name (required)

Website