Korunmuş Şehri Açıklamak İstedim

[14]İbrahim/35:
Ve İbrahim şöyle demişti: Rabbim! Bu şehri güvenli kıl; beni ve oğullarımı putlara kulluktan uzak tut!

[14]İbrahim/37:
… onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler.

[28]Kasas/57:
Onlar, “Sizinle beraber doğru yolu tutarsak, kendi yurdumuzdan koparılıp çıkarılırız” dediler. Biz onları tarafımızdan bir rızık olarak, her türlü meyve ve mahsullerin kendisinde toplandığı, saygın ve güvenlikli bir yere yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler.

 

İbrahim Peygamberimizin duası (o zamandan sonra) gerçekleşmiştir o zaman anlıyoruz ki güvensiz-tedirgin bir yermiş o bölge çeşitli sebepleri vardır(bilmediğim için şuan ardına düşmeyim), güvenlik peki bu nasıl gerçekleşmiştir. Elbette “birlikte doğru yolu tutanlar” sayesinde olmuştur bu yani Kuran’a uyanlar sayesinde olmuştur. Ayrıca bölgede sebze üretimi de ihtiyaçları karşılayamaz bildiğim kadarı ile bir çoğu O yere “kendisinde toplandığı” yani dışardan/komşu ülkelerden (ithal) gelir. Aslında dünyada ortada yürüyen ümmet olarak da belirtildiğinden konumu itibari ile orta ve her yöndeki nimetlerin dengeli bir şekilde (sure ve akıcılık olarak çünkü ülkeler ne kadar ülke içinden geçerse ticaret sorunlaşır) kendisine akışı söz konusu olabilir.

Ayrıca sorunsuz bir diyaloğu gerektiren bir yönetim biçimini de benimsemeleri kendilerine gerektiriyor düşüncesindeyim. Böylece çoğu zaman aşırı umursamaz bir halleri olduğunu hissine kapılıyor olabiliriz. Bunu gözlemliyorum, elbette her durumun en doğrusunu Allah bilir. Kalpleri en iyi bilen O’dur.

 

[29]Ankebut/67:
Çevrelerindeki insanlar kapılıp götürülürken, bizim, onların yurtlarını saygın ve güvenlikli bir yer kıldığımızı görmediler mi? Onlar hâlâ batıla inanıyorlar da Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar?

 

Çevreden kasıt bölge harici kalan şehirler(iller) ve geniş anlamda da ülkenin komşuları kast ediliyor olabilir olaylar tarih boyunca bölgede sürmekte fakat o bölge Allah tarafından güvenlikli kılınmıştır, O’na kulluk edenlerin kıblesi koruma altındadır.Dikkatinizi çekmek isterim oraya zaman içinde sadece doğal afet olarak zarar vermiştir Allah, bununda bir sebebi vardır Allah bilir.

Bölgedeki halkın orada savaş olmadıkça savaşmamaları emrine veren ayet taktiksel açıdan bölgeyi hiç bir zaman savunmasız olarak bırakmamak için olabilir,  savunma maksadı olmadan orduları şehir dışına sevk etmemek için şartlandırılmış olabilir Allah tarafından çünkü Allah biliyor ki zalimler fırsat kolluyordu Kabeyi ele geçirmek için-zarar vermek için böylece Allah’ın sistemine olan inanç sarsılabilirdi onlar için. Allah tuzaklarını hep boşa çıkarmıştır. Ayrıca Hac ve Umrenin güç yetirenler üzerinde şart oluşu ve Haccın getirdiği sabır yükümlülükleri bölgenin kargaşasız, gelişime açık ve güvenilir olmasına katkıda bulunuyor, böylece hacıdan dönen insanlar bölgelerine oradan güç almış olarak dönüyordu ve ülkesindeki kişileri bu emri yaşatmaya teşvik ediyordu kendi bağlarını da kuvvetlendiriyorlardı böylece, fakat günümüzde bazı insanların kötü laflarını işitiyor, sakın gidip para kazandırmayın kötü onlar dediklerini işitebiliyoruz sabrediyoruz zaten sabretmeyen nasıl sabır eder ki. Bir de hacı olup, kitaba uymayanları da insanlara elbette kötü örnek olabilir, ama böyle kişiler var diye haca gidilmemesi doğru değil, Kuran yanlış yorumlanıyor bizde mi okumayalım. Kafirler var diye yaşamayalım demek gibi.

Ben sadece Kuranı daha iyi anlamak için düşüncelerimi açıkladım sizleri olumsuz yönde etkilemek istemem.

 


About the Author
Author

TekGemidenGelenler

Leave a reply

Name (required)

Website