Ölüme Hazırlanmak…

 

Maya takvimine göre 21 Aralık’ta Dünya’nın sonu geliyor şeklinde bir çok spekülasyonla meşgul bu ara gündem biliyorsunuz ki. Bu konuda geçenlerde bir programda, “İnsanlar Uyurlar Ölünce Uyanırlar” kitabının yazarı Yrd. Doç. Dr. Emre Dorman’ı dinledim ve bu muhabbeti çok güzel bir noktaya vardırdı kendisi. Aynı zamanda benim de, dinimi yaşayışımla ilgili uzun zamandır (ne yazık ki) yapmadığım bir değerlendirmeyi yapmama vesile oldu.

“Her insanın ölümü zaten kendi kıyameti” dedi. İnsanoğlu sürekli bir merak içinde, asırlardır tahminler yürütme peşinde Dünya’nın sonunun ne zaman geleceğine dair. Dünya’nın sonlu olduğu zaten artık herkesin gözünde aşikar, bilim adamlarınca da kanıtlanmış bir mevzu, bunu biliyoruz da; acaba ne zaman o son diye kendi kendimizi yiyip bitiriyoruz. Oysa ki Emre Dorman’ın da dediği gibi, kendi kıyametimiz değil mi aslolan? Neden her an kendi kıyametimiz gelecekmiş gibi yaşayıp hazırlanmayız da anca bir Maya takvimi, çok yaklaşan bir göktaşı gibi bir haber çıktığında hemen paniğe kapılıp şunu da yapayım bunu da yapayım gibi bir telaşa gireriz? Dünyada kıyamet ne zaman kopacak bilmiyoruz; ancak kendimizinkinin kopması asırlar alamayacak orası belli.

Buna rağmen, 21 Aralık’a kadar çoğu insanın giriştiği hazırlığı ölümümüz için her an yapmıyoruz ne yazık ki. Çünkü ölümü hatırlamaktan kaçıyoruz. “İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı. Hâlbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmekteler.” şeklinde geçer Enbiya 1’de.  Görünen köy bu kadar barizken nedense o hesap günümüzü unutmaya daha çok meyilliyiz. Çünkü mutlak bir son veya ölüm, hesap günü çok can sıkıcı, çirkin bir konu çoğu kişi için. Hatıra getirilmesi insanın içini karartan, ağırlık veren bir konu… Hiç anmamanın daha iyi olduğu bir şey gibi. Ancak; ölüme hazırlanmak öncelikle onu sık sık hatırlamaktan geçiyor. Sık sık hatırlayarak, her anımıza bu düşünceyi katarak dedikodu yapmayan, ibadetlerini bahanelerle ertelemeyen, dinini ve Allah’ı hayatının merkezine koyan insanlar olabiliriz. Ancak bu şekilde ölüme adım adım titiz bir hazırlıkla ilerleyebiliriz. İçimizi ferahlatan bir hazırlık hem de bu bence. Ölümü çirkinlikten arıtan; dünyevi emellerle yaptığımız her türlü hazırlıktan daha somut bir hazırlık…

İşte bu hazırlık adına yaşadığımız seneleri ne için, ne uğrunda harcıyoruz bunu düşünecek vakit bulmak zorundayız sık sık. Hayal etmeliyiz sona yaklaşışımızı.. Pişman olanlardan olmamak için. Bir defa bu hayat gittiğinde, hesap defterinin açılmamak üzere kapandığı o anda: “Ya da azabı gördüğü zaman: “Benim için bir kere daha dünyaya dönme fırsatı olsaydı da, ihsan edenlerden olsaydım diyeceği günden sakının.(Zumer-58) diyecek olanlardan haber veriliyor, onlardan olmamak için.

Lütfen sadece 5 dakikanızı ayırıp o anları bir hayal edin, elinizden hiçbir şeyin gelmeyeceği o anlardaki çaresizliği… Belki yarından itibaren bir faydası olur ve bir hazırlık başlar.

 


About the Author
Author

zeynept.

Leave a reply

Name (required)

Website