MUTFAKTA BİRİ Mİ VAR?

Kuran öyle bir derya ki, ne kadar çok okumuş olursanız olun, her seferinde zihninizde ve kalbinizde yeni gerçeklerin parıldamasına vesile olabiliyor. Daha doğrusu zaten O’nda hep var olan yol göstericilik, belki onuncuda değil fakat on birincide mutlaka bir şekilde yolunuzu aydınlatıyor.

Bildiğiniz gibi haremlik-selamlık meselesi çok tartışılan konulardan biri. Kuran’a göre değil de gelenek dinine göre yaşayan Müslümanlarda erkeği ve kadını ayrı düşüren ve eşleri dahi bazı ortamlarda birbirinden ayıran bir uygulama. Örneğin eşli bir yemek davetinde akrabalarınızın, arkadaşlarınızın evine gidiyorsunuz, kadınlar bir odaya erkekler ayrı bir odaya alınıyor. Erkeklere yemek, çay vs. servisi kesinlikle kadınlardan biri tarafından yapılmıyor. Ev sahibesi hanım kapının arkasından gizlice yani kimselere görünmeden eşi beyefendiye ikramları takdim ediyor. Ya da kadının görünmeyeceği herhangi farklı bir şekilde yeniliyor, içiliyor. Sohbetler ayrı ayrı yapılıyor ve sıra ayrılık vaktine geldiğinde, içeri girerken “nasılsınız” diyemediğiniz hanıma ya da beye, “elinize sağlık”, “teşekkür ederiz” demeden yemeği nihayete erdiriyorsunuz.

Böyle bir ortamda bulunanınız vardır belki, ya da şaşırarak bu da olur mu diyebilirsiniz. Fakat bu, yanlış kaynaklardan dini yaşamaya çalışan büyük bir grup müslümanın hayatında var olanlar. Oysa asırlar önce Allah’ın yol göstermesi için indirdiği kitabı, asırlarca unutulduğundan, açık seçik bir ayet göz ardı edilmiş ve edilmekte:

 

Köre güçlük yoktur; topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden gerekse şu kişilerin evlerinden yemek yemenizde bir sakınca yoktur: babalarınızın evleri yahut annelerinizin evleri yahut erkek kardeşlerinizin evleri yahut kız kardeşlerinizin evleri yahut amcalarınızın evleri yahut halalarınızın evleri yahut teyzelerinizin evleri yahut anahtarı size teslim edilmiş olan evler yahut arkadaşlarınızın evleri. Hep birlikte yahut ayrı ayrı yemenizde sizin için hiçbir sakınca yoktur. Evlere girdiğinizde, Allah katından bir esenlik, bir bereketlilik, bir temizlik dileği olarak kendinize de selam verin. Allah size ayetleri işte böyle ayan-beyan bildiriyor ki, aklınızı çalıştırabilesiniz. Nur Suresi 61

Ayet aslında hiçbir açıklamaya gerek olmadan kendi kendini açıklıyor. Çok net değil mi? Allah teker teker akrabaların evlerini sıralıyor ve ekliyor; arkadaşlarınızın evleri de bu uzun listeye dahil. Ve yine okumayı bilen ve normal bir akıl seviyesine sahip bir insanın anlayacağı kolaylıkta “Birlikte veya ayrı ayrı yemenizde bir sakınca yok” diyor. Şimdi buradan ayrı odalarda yemekte de bir sakınca yok işte diyenler olabilir. Tabiî ki bir sakıncası yok. Tehlikeli olan bunun dini bir gereklilik bir zorunluluk olarak uygulanması. Neden böyle bir şey yapıyorlar, günah düşüncesiyle, dinin emri olduğu inancıyla. Fakat ayetten açıkça görüldüğü gibi eş dostla bir arada yemek yemenin Allah katında bir günahı yok.

Bunun daha ileri boyutundan bahsetmek mümkün. Akrabaları ile aynı sofrada yemek yemeyenler de var. Örneğin; ağabeylerinin/ablalarının eşleriyle yahut kuzenler, yeğenler birbirleriyle.

Bu da olur mu demeyin. Dini konularda geçerli tek kaynak olan Kur’an’a dönmedikçe ve Allah’tan olmayan insan icadı dini bilgiyle kafalar daha da karıştığı müddetçe bu gibi uydurmalardan kurtularak dini Allah’tan geldiği şekli ile yaşamak mümkün olmaz. Mümkün olmayınca da daha pek çok benzeri hurafeyi din sanmaya devam ederiz.  Allah her şeyin en iyisini bildiği için yarattığı kulunu da en iyi yine Allah bilir. Bu yüzden zorluk istemez kulu için kolaylık ister.


About the Author
Author

Comments (3)
Leave a reply

Reply to salim01 Cancel reply

Name (required)

Website