İslam ve Cihad !

İlk önce Kuran’da geçen “cihad” kavramını açıklığa kavuşturalım. Kuran’da geçen “kıtal” ve harb” kelimeleri savaşı ifade etmek için kullanılırken, “cihad” kavramı “çabalamak, uğraşmak” anlamına gelir ve içinde savaşı da barındıran geniş bir yelpazeyi kapsar. Bu bağlamda Allah adına yapılan savaşlar da “cihad” olarak adlandırılabilir  zira bu savaşlar düşmana karşı gösterilen çabayı içerir.

Hafif ve ağır savaşa kuşanıp çıkın ve Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihad edin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.
Tevbe-41

Kuran’da savaş ve saldırı ile ilgili ayetler toplu olarak incelendiğinde Allah’ın müslümanlara sadece savunma bağlamında savaş izni verdiği çok net biçimde ortaya çıkar. Yoksa kendi dünyevi menfaatleri için, mal, mülk, makam için ve sırf karşı dinle savaşmak için savaş ilan etme hakkı KESİNLİKLE yoktur.

Sizinle çarpışmaya girenlerle Allah yolunda siz de çarpışın. Ama haksız yere saldırmayın. Çünkü Allah sınır tanımaz azgınları sevmez.
Bakara 190

..Mescid-i Haram da onlar sizinle çarpışmaya girinceye kadar siz de onlarla çarpışmaya girmeyin. Eğer sizinle çarpışmaya girerlerse siz de onları öldürün.
Bakara 191

Fitne kalmayıncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur.
Bakara 193

Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkartmayan kimselere iyilik etmekten, anlara adaletli davranmaktan men etmez…Allah sizi; ancak din hakkında sizinle savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran, çıkarılmanıza yardımcı olan kimselerle dost olmaktan yasaklar.
Mümtehine 9

Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılanlara savaş izni verildi. Şüphesiz Allah, anlara yardım etmeye güç yetirenlerdir.
Hac-39

Görüldüğü gibi Kuran sadece saldırı karşısında savaşa izin verir. Kuran ayetleri sadece makul bir sebebin karşısında savaş izni vermiştir, bu makul sebep de saldırıya uğramaktır. Mezheplerin bazıları

“Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip tutun.”
Tevbe 5

ayetini örnek göstererek İslam dışındaki inançların mensubu olmayı savaş sebebi olarak göstermeye çalışsalar da bu ayet başından itibaren okunduğunda müslümanlarla savaşan ve anlaşmalara uymayanlar için geçerli olduğu görülecektir.

Görüldüğü gibi müslümanlar herhangi düşmanca bir tavır takınmayanlara sadece inanç farklılığı sebebi ile veya toprak genişletmek arzusu ile saldıramazlar. İslam’a göre aynı inançtan olmayanlarla ilişkilerde barış esastır ve saldırıya uğramadan bozulamaz.

Kuran saldırı konusunda bu kadar dar limitler çizerken savaş durumunda da nasıl davranılması gerektiğini belirlemiştir.

Eğer onlar barışa eğilim gösterirlerse, sen ona eğilim göster ve Allah’a güven.
Enfal 61

Eğer çarpışmaktan vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına düşmanlık edilmez.
Bakara 193

…o halde azgınlık edip size saldıranlara, size saldırıldığı şekilde ve ölçüde saldırın.
Bakara 194

İslam dini saldırı savaşını yasaklamış ve sadece savunma savaşına izin vermişken İslamı “saldırı” dini olarak lanse etmek İslam’la kesinlikle bağdaşmayan bir yaklaşımdır. “İslam” dini bizim için sadece Kuran’da yazanlarla sınırlı kaldığından bazı mezheplerin savundukları savaş anlayışı bizim için kabul edilemez niteliktedir. Bu yüzden bir çok makalede ve bir çok yazar tarafından Kuran’la örtüşmeyen “cihad” tanımlarını kabul etmiyor ve uydurma bir islamın sözcüleri olduklarını savunuyoruz.

Ganimet konusuna gelince de :

Bilin ki, ‘ganimet olarak ele geçirdiğiniz’ şeylerin beşte biri, muhakkak Allah’ın, Resûlün, yakınların, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur. Eğer Allah’a, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği günde (Bedir’de) kulumuza indirdiğimize iman ediyorsanız (ganimeti böyle bölüşün). Allah, herşeye güç yetirendir.
Enfal 41

ayetinin de söylediği gibi ganimetten beşte bir oranında pay alma sadece peygamberimize verilmiş bir izindir. Bununla birlikte peygambere verimesi söylenen bu miktarı peygamber kendi zevki ve safası için veya kendi özel ihtiyaçları için kullanamaz. Yukarıdaki ayetten ve Haşr suresi 7 ayetten

“Allah’ın kentler halkından resulüne zahmetsizce aktardığı mal ve nimetler şunlar içindir:Allah, Peygamber, yakınlar yetimeler, yoksullar, yolda kalmışlar.”
Haşr 7

Ayetlerden de açıkça anlaşılacağı gibi bundan elde edilen gelirle sadece ihtiyaçlılara dağıtılmak üzere Peygamber’e verilmektedir.


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website