Dinde Gruplara Ayrılmak…

Bir dine inanan kişilerin aralarındaki görüş farklılıklarını bahane ederek birlikteliği bırakıp gruplara ayrılmasıyla mezhepler meydana gelir. Dinde ayrılık meydana getiren grupların her birine mezhep denilir. Örnek verecek olursam: Hıristiyanlar arasında Katolik mezhebi, Ortodoks mezhebi, Protestan mezhebi gibi mezhepler vardır.

Dinde gruplara ayrılma anlayışının İslam dinine uygun bir anlayış olup olmadığını ayetlerle anlatmaya çalışacağım.

Ve hepiniz, Allah’ın ipine (Kuran’a) sımsıkı tutunun, fırkalara (gruplara) ayrılmayın!…
(Ali İmran 103)

Ve kendilerine açık deliller geldikten sonra, fırkalara ayrılıp ihtilafa düşenler gibi olmayın! Ve işte onlar, onlar için büyük bir azap vardır.
(Ali İmran 105)

«Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin» diye Nuh’a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya tavsiye ettiğimizi Allah size de şeriat(kanun) kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın şey, Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.
(Şura 13)

Kendilerine ilim geldikten sonra aralarında azanlardan başkası fırkalara ayrılmadı. Eğer Rabbinden “belirlenmiş bir zamana kadar (bekletme)” sözü geçmemiş olsaydı, mutlaka onların arasında (hemen) hüküm verilirdi. Muhakkak ki onlardan sonra Kitab’a varis kılınanlar, gerçekten ondan şüphe içindedirler.
(Şura 14)

Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.
(Enam 159)

Dini konularda insanlar arasında görüş farklılıkları olabilir. Görüş farklılıklarının olması dinde birliktelik anlayışını bırakıp gruplara ayrılmayı gerektirmez. Yukarıdaki ayetlerde açık şekilde görüldüğü üzere, Rabbimiz dinde gruplara ayrılmayı Müslümanlara yasaklamıştır. Maalesef bu yasağa rağmen İslam dininde gruplara ayrılmalar meydana gelmiş ve böylelikle mezhepler ortaya çıkmıştır.

Peygamberler, Allah’a nasıl kulluk edilmesi gerektiğiyle ilgili ne söylemişler bakalım:

Hiçbir insanın, Allah’ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara: Allah’ı bırakıp bana kul olun! demesi mümkün değildir. Bilakis şöyle der: Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe halis kullar olunuz.
(Ali İmran 79)

Peygamberler insanlardan çeşitli dini grupların liderleri uyarınca Allah’a halis kullar olmalarını istememişlerdir. Allah’ın kendilerine indirdiği “kitap” uyarınca Allah’a halis kullar olmalarını istemiştir.

Rabbinizden size indirilene (Kur’an’a) uyun. O’nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
(Araf 3)

Muhakkak ki Biz, bu Kitab’ı sana hak ile indirdik. Öyleyse dini O’na halis kılarak Allah’a kulluk et.
(Zümer 2)

Dikkat et, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez.
(Zümer 3)

Allah’tan başka dostlar edinenlerin durumu, kendine yuva yapan dişi örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümceğin yuvasıdır. Keşke bilseler.
(Ankebut 41)

Bizler, dinimizi çeşitli grupların liderleri uyarınca Rabbimize halis kullar olarak değil; kitabımız olan Kuran’ı Kerim uyarınca Rabbimize halis kullar olarak yaşamalıyız. Kitabımız uyarınca da dinde gruplara ayrılmamalıyız.

Mezhep imamlarımız ve onların kitapları olmazsa bize kimin kitabı yol gösterecek, hakkı ve batılı birbirinden ayırt etmemizi kim sağlayacak, yol göstericimiz kim olacak gibi sorular soranlar olabilir. Bu soruların cevaplarına bakalım:

Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur’an) geldi.
(Yunus 57)

Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır…
(Bakara 257)

O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık ayetler indirendir. Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.
( Hadid 9)

Allah kuluna kafi değil mi? Ve seni, O’ndan (Allah’tan) başkaları ile korkutuyorlar. Allah kimi dalalette bırakırsa, o zaman onun için bir hidayetçi yoktur.
(Zümer 36)

Ve Allah, kimi hidayete erdirirse, o zaman onun için dalalete düşürebilecek (kimse) yoktur. O, Aziz ve intikam sahibi değil mi?
(Zümer 37)

Muhakkak ki Allah, Allah’ın ayetlerine inanmayanları hidayete erdirmez. Ve onlar için acı azap vardır.
(Nahl 104)

Ey iman edenler! Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve batılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizin günahlarınızı örter ve size mağfiret eder. Ve Allah, büyük fazl sahibidir.
(Enfal 29)

Yukarıdaki ayetlerden anlaşılanları vurgulayacak olursak:

*İman edenlere yol gösterecek olan kitap, mezhep imamlarının kitapları değil; Allah’ın kitabı olan Kuran’ı Kerim’dir.

*İman edenlere yol gösterecek, böylelikle onları karanlıklardan aydınlığa çıkaracak ve hidayete erdirecek olan mezhep imamı değil, Allah.

*Hak ve batılı birbirinden ayırt etmemizi sağlayacak olan mezhep imamları ve onların kitapları değil, eğer Allah’a karşı takva sahibi olursak (Allah’a karşı gelmekten sakınırsak) Allah’tır.

Rabbimiz iman edenleri isimlendirirken şu gruptan yada bu gruptan olanlar diye isimlendirmemiştir. Peki Rabbimiz iman edenleri nasıl isimlendirmiştir:

Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim’in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kuran’da) size «Müslümanlar» adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlanızdır. Ne güzel dost, ne güzel yardımcıdır!
(Hac 78)

Rabbimiz kitabına iman edenleri Müslümanlar (Allah’a teslim olanlar) olarak isimlendirmiştir. Öyleyse iman edenler olarak kendimizi başka isimlerle anmayalım. Dinde gruplaşmanın en önemli sebeplerinden birisi de inananların kendilerini “Müslüman” olarak anmaktan daha çok şu gruptanım yada bu gruptanım diye anmasıdır. Eğer bizler kendimizi “Müslüman” isminin dışında isimlerle anmazsak otomatik olarak dinde gruplaşmaların önüne geçmiş oluruz.

Rabbimizin bizlere emrettiği gibi Kuran’ı Kerim’e sımsıkı tutunalım ve gruplara ayrılmayalım.Birliktelik sağlamak için mücadele edelim. Bizler için yol gösterici olan kitabımızı okuyalım, bizleri doğru yola iletmesi için Allah’a dua edelim ve Allah’a karşı gelmekten sakınalım.

«Rabbimiz Allah’tır» deyip sonra da dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
(Ahkaf 13)

Ben Müslümanlardanım.

Saygılarımla,

Mehmet


About the Author
Author

Mehmet P.

Comments (7)
Leave a reply

Name (required)

Website