Şeytanın Ümitlendirip Aldatması

Şeytanın Ümitlendirip Aldatması

“Şeytan onlara söz verir ve onları ümitlendirir. Halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir.” (Nisa Suresi, 120. Ayet)

Kuran’a göre insan sürekli aldatılıyor. İnsan gerçeğinin değişmezlerinden biri de ‘‘sürekli aldanış’’tır. Sürekli aldanış varsa sürekli aldatış ve aldatan da olacaktır. Aldatıcıların bazılarının altını çizmiştir Kuran: Madde zevk ve ihtişamı (dünya), hayal ve kuruntu, insanın egosu, dine sokulmuş yanlışlar ve saplantılar, şeytan. Ve Allah… Evet, Kuran’a göre, tüm aldanışlardan sıyrılmak için sığınacağımız en güvenli dayanak olan Allah bile, aldatıcıların oyunlarıyla aldatma aracı haline getirilebilir.

Bunun açık anlamlarından biri de şudur: Allah’ı bizzat Allah’tan öğrenmeyenlerin yolu Allah’a varmaz. Allah’tan öğrenilmemiş bir ‘‘Tanrı’’, kurtarıcı olmaktan çıkar, yol tıkayıcı olur. Bu yüzdendir ki, insanı Allah’tan uzaklaştıran bela olarak sahte din, dinsizlikten daha tehlikelidir. Böyle olunca da, Allah adamının sahte dinle mücadelesi, dinsizlikle mücadelesinden önce gelir. Çünkü sahte din, dinsizlikten fazla olarak, Allah’a gidiş ümit ve ihtimalini de karartır. Sahte dinci, bulmadığı halde ‘‘buldum’’ iddiasındadır. İddiası isteğinin engeli haline gelmiş kişinin kurtulması çok zordur. İnkarcının hiç değilse böyle bir iddiası yoktur. İnkárcıya Allah’ı buldurmak bir çile, sahte dinciye buldurmak ise birkaç çile ister.

Çıkarlara adapte edilmiş bir tanrının, gerçek yaratıcıya giden yolu kestiğini de insanlığın vicdan ve irfan kulağına üfleyen yine Kuran olmuştur. Kuran’a göre ‘‘Allah’a götüreceğiz’’ sloganıyla ‘‘İnsanların malını-mülkünü tıka-basa yiyip sonra da onları Allah’ın yolundan geri çevirenler’’ dini temsil edenlerdir. (Bakınız: Tevbe Suresi, 34. Ayet)

Allah’ı, Allah’a giden yolun engeli haline getiren kahrın hayata soktuğu zulüm, hem yoğunluk hem de süre bakımından en büyük zulüm olmuştur. Allahsızlığa fatura edilen zulümler, Allah’ı aldatma aracı yapan zulümlerin yanında çok hafif kalmaktadır. İnsanoğlu, Allahsızlığa fatura edilen zulümleri teşhis ve bertaraf etmede, Allah ile aldatanların zulümlerine karşı mücadeleden daha başarılı olmaktadır. Çünkü inkár zulümleri kutsalı paravan yapmadıklarından insanın iç dünyasına sokulamıyor. Böyle olunca da şansları fazla olmuyor.

Tarihe bakın: Allah ile aldatmaya dayanan engizisyon zulmü, yüzyıllar sürmüştür. İnkara dayanan komünizmin zulmü ise sadece yetmiş yıl. O halde Kuran’ı bir kez daha dinleyelim: ‘‘Aldatan, sizi Allah ile aldatmasın.’’ (Lokman Suresi, 33. Ayet)

Yazımızın başında verdiğimiz ayette yer alan “şeytanın söz vermesi ve ümitlendirmesi” konusu başka bir ayet de biraz daha detaylı olarak geçmektedir:

“Onlardan gücünün yettiğini sesinle yerinden oynat, onlara karşı tüm gücünü ve adamlarını seferber et, paralarının ve çocuklarının bir bölümüne ortak ol ve onlara umut ver.” Halbuki şeytan, onlara ancak sahte umutlar verir. (İsra Suresi, 64. Ayet)

Ancak şeytanın aldatmasına kanmayan ise daha önce de bahsettiğimiz gibi Kuran’ı takip edenler olacaktır. Ayetin devamı şöyledir: “Ama şu kesin ki ey İblis, benim sadık ve uyanık kullarıma karşı senin hiçbir zorlayıcı hükümranlığın geçerli değildir.” (İsra Suresi, 65. Ayet)

Dolayısıyla aldatıcıların söz verip ümitlendirmesine, sahte umutlarına ve aldatışlarına kanmamak için Kuran’a bağlı kalmak gerekmektedir. Bunun için de Kuran’ı okuyup anlamak ve pratiğe dökmek gerekir.

Yazar: Karer A.


About the Author
Author

Editor 1

Leave a reply

Name (required)

Website