Terbiye var olan davranışların, hareketlerin, her şeyin daha iyiye yöneltilmesidir. Bu bir tesadüf mü? Yani yaratıcımızın isminin anlamının “Terbiye Eden” olması.. Bu bizi birçok sonuca götürür. Bizler “insan” olarak hatalar yaparız. Yani kusursuz varlıklar değiliz. Kendi irademizle seçtiğimiz yollarda bazı engellere takılabiliriz. Dikenli teller ya da sert kayalarla karşılaşabiliriz. Bunlardan kurtulup arkamıza baktığımızda bu sert kayaların, dikenlerin bizler için ne
(daha&helliip;)
“Oku!” İlk emrimiz. Allah tarafından bizden istenilen ilk şey.. Eskiden bilmezdim, ‘Oku!’nun ne anlama geldiğini. Bir şeyleri fiil olarak okumak sanırdım sadece.. Sonradan farkettim. Meğersem görerek, dokunarak, hissederek de okunuyormuş her şey.. Doğru ya bir insan çiçek kokusunu, yağmurun tendeki etkisini, bir kuşun kanat çırpışını, bir arının bal yapışını, rüzgarın dans edişini, bir annenin yavrusuna olan merhametini, bir filizin yeşermesini,
(daha&helliip;)
Fark etmek lazım. Şarkı sözlerini ezberlemek yerine ayetleri bilmemiz gerektiğini. Magazin haberlerindeki ünlülerin hayatlarını arkadaşlarımızın, ailemizin hayatlarından daha iyi bildiğimizi. Paranın o kadar da önemli bir şey olmadığını. Hayatımızı etkileyecek insanları sürekli görmezden geldiğimizi. Gereksiz yerlerde, gereksiz kişilerde kaldığımızı. Cesareti yanlış yerlerde kullandığımızı. Her şeyi başkalarından bekleyerek iyice tembelleştiğimizi. Kendimize inanmadığımızı; fark etmemiz lazım. Ama sadece fark etmek yetmez. Bir
(daha&helliip;)
“Oku!” İlk emrimiz. Allah tarafından bizden istenilen ilk şey.. Eskiden bilmezdim, ‘Oku!’nun ne anlama geldiğini. Bir şeyleri fiil olarak okumak sanırdım sadece.. Sonradan farkettim. Meğersem görerek, dokunarak, hissederek de okunuyormuş her şey.. Doğru ya bir insan çiçek kokusunu, yağmurun tendeki etkisini, bir kuşun kanat çırpışını, bir arının bal yapışını, rüzgarın dans edişini, bir annenin yavrusuna olan merhametini, bir filizin yeşermesini,
(daha&helliip;)
