Allah kuranda “akledebilen kalpler”den bahseder. onların akledebilcek bir kalpleri yok mu der..sonra temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp düşünmez der.. doğrusu gözler körelmez, ancak sinelerdeki kalpler körelir der..
Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller ayetler vardır.
Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Ve “Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateşin azabından koru.” derler.
“Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur”.
“Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin’ diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanına al”.
“Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad ettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Muhakkak sen vaadinden dönmezsin..
ali imran 190-194
önemli olan akılla kalbi bağlamak birleştirmek bir tutmaktır..bu ikisi arasında dil vardır. onun doğruluğu da buna bağlıdır..cahil ne yapsa, özünde yanıldığı ve yolu zanlarla kurulu olduğu için sözünde de çok yanlışa düşer..
De ki: ” hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp düşünürler.
Zümer 9
Allahtan ancak alim olan kullar içleri titreyerek korkar..
ayet
hikmetin başı allah korkusudur..akıl tedbirli olmaktır..doğru bir yol tutanlar için şüpheli olanlardan kaçınmak dinin aslıdır..
Allaha duyulan saygı, korku ve sevgi akılda değil kalptedir..buna takva denir..takva kalptedir..
bir seçenek olarak, akılla insan bir noktaya kadar gidebilir..allah akılla bilinebilir. bazıları “allah ancak akılla bilinebilir” der..ama bu yanlış..demek istedikleri şu: etrafa bakıp muhteşemliği gördüğünde, düşündüğünde bunun rastlantı sonucu olmayacağını kavradığında aklınla yaradılışı kabul edersin..
ama bu Allah’ı bilmek anlamına gelmez. Allah’ı bilmek; kalpten teslim olmak, kalbindeki samimiyetle dosdoğru olmakladır…Allah’ı bilmek O’na yaklaşmakla olur. Allah’ı bilenler muttakilerdir..kurtulaşa erenler de onlardır..
Allaha teslim olmak iyiliğin başıdır..
Hayır, kim iyilikte bulunarak kendisini allaha teslim ederse, artık onun rabbi katında ecri vardır. onlar için korku yoktur ve mahzun da olmayacaklardır.
bakara 112
İyilik yaparak kendini allaha teslim eden ve hanif olan ibrahimin dinine uyandan daha güzel dinli olan kimdir? Allah, ibrahimi dost edinmişti.
Göklerde ve yerde ne varsa tümü allahındır. Allah, herşeyi kuşatandır.
nisa 125-126
insanların birbirlerine bakıp kendilerine pay çıkarttıkları iyilik, iyilik değildir.bu kişilerin birbirlerinin gözleri içine bakıp kendilerini kandırmalarıdır. iyilikten ne varsa Allahtandır. kim kendisinde bir iyilik bulursa allaha şükretsin, kimde kendisinde bir kötülük bulursa nefsinden başkasını kınamasın…
asıl iyilik allah için olandır. bakara 189 da derki
” iyilik sakınanın (takva sahibinin – muttaki olanın) tutumudur” .
açıklaması şu ayettedir:
yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. ama iyilik (birr, takva) allaha, ahiret gününe,
meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu
yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip dilenene ve kölelere özgürlükleri
için veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve sözleştiklerinde sözlerini tutanlar ile
zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır.
işte bunlar, doğru olanlardır ve muttaki olanlarda bunlardır.
bakara 177
Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. her ne infak ederseniz,
şüphesiz Allah onu bilir.
al-i imran 92
Rabbinizden olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan cennete (kavuşmak için) yarışın ki; o,
muttakiler (takva sahipleri) için hazırlanmıştır.
Al-i imran 133
temiz aklı sahiplerinden başkası öğüt alıp düşünmez..
ayet
saffat suresin de allah resulune şöyle der:
sen bu muhteşem yaradılışa şaşırdın kaldın, onlar ise bununla alay ediyorlar..
kendilerine öğüt verildiğinde düşünmüyorlar..
kalbi uyanık biri bırak evrene bakmayı, aynada kendine baktığında bile allahı görebilir…bundan sonra kalp devreye girer ve ahlaki konular başlar..başta utanma duygusu gelmeli..insan aklıyla yaradılışı kabul ettiğinde yaradana karşı şükretmek gerektiğini kalbinde hissederse o kişi güzel ahlaklıdır..bunun tersi olan en kötü ahlak sahibindeki özellik kibirdir..onlar allaha karşı büyüklenirler..hakkı çirkin bulup karalamaya çalışırlar..kalbinde zerre kadar kibir olan cennete giremez der resul..ve şöyle der:
hayası (utanma duygusu) olmayanın dini de yoktur, hayası olmayan cennete giremez..
şu evrenle ilgili iki gerçek olabilir.. yaradılmış ya da rastlantı sonucu oluşmuştur.. üçüncü bir seçenek yoktur. hak batıl gibi, gece gündüz gibi..kim dünya da körse ahirette de kördür.. aklı olan biri bunun rastlantı sonucu olamayacağını hemen kabul eder..” ‘ bu uyum içinde devinen sonsuz bütünlük’ rastlantı sonucu oluşmuş olamaz” der..şimdi materyalizm ve darvinizm göçtü. son 10 yılda bu iş bitti..bu yalanı savunanlar artık ne uyduracaklarını bilemez oldular..insanlardan onlara inanan, uykuda olan çok az kişi kaldı..şimdi bu kesinleşmiş sonuçla kıvırmaya çalışan sömürgen güçler, “herşey olabilir, hayat güzel keyfinize bakın” diyorlar..ve başarıyorlar, çünkü insan denen zaten buna meyillidir..
Haberiniz olsun, gerçekten onlar, ondan gizlenmek için göğüslerini büker, haktan kaçınıp yan çizerler. haberiniz olsun; onlar örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da açığa vurduklarını da bilir. O, sinelerin özünde saklı duranları bilendir.
hud 5
muhakkak elçiler ve kuran apaçık uyarıcılar ve kesin delillerdir..ama ben allahın kullarına şefkatinden sevgisinden ve kendine zulmü haram kıldığından dolayı şu aşağıda yazdıklarımın da gerçek olduğuna inanıyorum..
delili şu ayettir:
Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz; öyle ki,
şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. herşeyin üzerinde
Rabbinin şahit olması yetmez mi?
Dikkatli olun; gerçekten onlar, Rablerine kavuşmaktan yana derin bir kuşku
içindedirler. Dikkatli olun; gerçekten O, herşeyi sarıp kuşatandır.
fussilet 33-34
şüphesiz biz seni, hak ile bir müjde verici ve uyarıcı olarak gönderdik. hiçbir ümmet yoktur ki, içinden bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.
fatır 19-24
Allah her kuluna anlayacağı dilden konuşur. Her kulun sorumluluğunu bildiren uyarısını ona ulaştırır. Onlara gösterir ve ilham eder. Bunlar kişilerin içinde gizlidir. Allah’la kul arasındadır. allah zulmedici değildir. zulmu kendine haram kıldığı gibi kullarına da haram kılmıştır..kuluna bildirmediğinden onu hesaba çekmez..
”bizim rabbimiz, herşeye yaratılışını veren, sonra doğru yolunu gösterendir.”
taha 50
İnsan kendi başına sorumsuz bırakılacağını mı sanıyor?
kıyamet 36
hesap günü bütün kullar için olacağına ve peygamberler de dahil sorgusuz kimse olmayacağına göre allahın uyarmadığı kimse yoktur..ancak insanlar cahil kalmayı seçip, ölümü, ahireti unutmak ve sözde “keyifli bir hayat sürmek” niyetiyle bu uyarıları gizlemek eğilimindedirler..ve bu en büyük gaflettir, hatadır.
çünkü ayette şöyle der:
ey iman edenler, allah ve resulü size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman ona icabet edin. ve bilin ki allah muhakkak kişi ile kalbi arasına girer, siz ona götürülüp toplanacaksınız..
ancak Allah’a teslim olanlar ona kulluk edenler yaşayanlardır. diğerleri karanlıktadır..gerçek olandan, haktan daha güzel olan ne var..
Allahın boyası… Allahtan daha güzel boyası olan kimdir? biz O’na kulluk edenleriz.
bakara 138
öyleyse hakkın dışında sapıklıktan başka ne var?
ayet
Bu benim dosdoğru yolumdur. şu halde ona uyun. sizi O’nun yolundan ayıracak başka
yollara uymayın. bununla size tavsiye etti, umulur ki korkup-sakınırsınız.
enam 153
”Ben gerçekten, benim de rabbim, sizin de rabbiniz olan allaha tevekkül ettim. O’nun
alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. muhakkak benim rabbim,
dosdoğru bir yol üzerinedir, dosdoğru yolda olanı korumaktadır.
hud 56
De ki:”hiç şüphesiz Allah’ın yolu asıl yoldur. ve biz alemlerin rabbine kendimizi teslim etmekle emrolunduk.”
Bir de”namazı kılın ve O’ndan korkup sakının. huzuruna götürülüp toplanacağınız O’dur.
O, gökleri ve yeri hak olarak yaratandır. O’nun ‘ol” dediği gün herşey oluverir. O’nun sözü haktır. sur’a üfürüldüğü gün, mülk O’nundur. O gizli olanları ve görünenleri bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibi olandır, haber alandır.
en’am 71-73
hak bir tanedir. allah hakkın ta kendisidir..onun gösterdiği yol tek olan hak yoldur. bunun dışındaki yollar sapıklıktır ve batıldır..
devam edelim, bu yüzden bu uyarılar kul ve allah arasında sır olarak kalır.. Allah, kulları için uzun süreler verir. uyarısını sürdürür…Kendisine yönelmeyeni ve doğruları gizleyenleri sonunda kendi haline bırakır.
Dünya hayatı, şeytan ve nefsi o kişiyi cehenneme yönlendirir. burda işlediklerimizle ya cehennem bizi kuşatır ya da allahın rahmeti..geleceğimizi şekillendiren işlediğimiz amellerdir, yaptıklarımızdır…sonuçları hazırlayanlar kulların kendileridir…bu gerçek ayetlerle sabittir..Kişilerin içlerinde sakladıkları, din gününde ortaya çıkar. Onlar için bir bahane kalmaz.
Şüphesiz, bize ait olan yol göstermektir.
Gerçekten son da, ilk de bizimdir.
Artık sizi ‘alevleri kabardıkça kabaran’ bir ateşle uyardım.
leyl 12-14
Şüphesiz biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık.
Onu deniyoruz. bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık.
Biz ona yolu gösterdik; artık o, ya şükredici olur, ya nankör.
insan 2-3
ayağının üstünden örtünün açılacağı ve onların secdeye çağrılacakları gün artık güç yetiremezler. gözleri ‘ korkudan ve dehşetten düşük’, kendilerini de zillet sarıp kuşatmış. oysa onlar daha önce sapasağlam iken secdeye davet edilirlerdi.
artık bu sözü yalan sayanı sen bana bırak. biz onları bilmeyecekleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.
ben onlara bir süre tanıyorum.elbette benim düzenim sapasağlamdır.
kalem 42-45
Allah hesabı çabuk görür. Bunun dışında, Allah’a kulluk etmeyenlerin, kendi başına günahlardan kurtulabilmesi yoktur, bu da azabın hak olmasıdır. İman edip teslim olmak bu dünyada yaşayan her kişi için –kendi hayrına- bir zorunluluktur. Bu kozmik sistemde bunun dışında bir kurtuluş yoktur. Ne bu hayatta ne de ölümden sonra. Kulluk yapan birisi ise ancak kurtulmayı umabilir. Allah ancak kendisinden sakınanların (takva sahiplerinin, muttaki olanların) amellerini kabul eder (5/27) ..iman etmeyen birisinin din gününde söyleyecek bir sözü yoktur. ve imanla salih amel birbirinden ayrılmaz. biri var biri yoksa ikisi de kabul olmaz..Cennet kafirlere haram kılınmıştır..
Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz.
biz ona şahdamarından daha yakınız.
O, söz olarak herhangi birşey söylemeyiversin, mutlaka yanında hazır bir
gözetleyici vardır.
O ölüm sarhoşluğu gerçek olarak gelip te, ”işte bu senin yan çizip kaçmakta olduğun
şeydir” denildiği zaman.
kaf 16-19
biz hesap günü kafirler için bir tartı kurmayacağız.
ayet
Hak olandan (kurandan) tek birşeyi inkar eden kişi küfre girer, bunun adı zulümdür. allahı yalancı yerine koymaktır…Hak olanı engellemek te zulümdür. Allahın yolundan alıkoyup, onda çarpıklık arayanlar ve ahireti tanımayanlar ateş yolcusudurlar..
Gerçeği herşekilde gizlemeye çalışanlar ve onu başka türlü gösterip, doğruluğu engelleyip, adaletsizliğin sürmesine neden olanlar, nefsini ilah edinmek yoluyla Allah’a ortak koşan bencillerdir ve sapıklardır. Bunlar yaratılmışların en ahmaklarıdırlar.
islam ancak alçakgönüllü olanları kabul eder.
resulullah (sav)
islam tertemiz bir dindir. siz de temizlenin. zira cennete temiz olanlardan başkası giremez..
resulullah (sav)
Kim kendisine ‘dosdoğru yol’ apaçık belli olduktan sonra, elçiye muhalefet ederse ve müminlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü şeyde bırakırız ve cehenneme sokarız. ne kötü yataktır o!… nisa 115
kişi tam bir teslimiyetle Allah’a teslim olmadan ve tevekkül etmeden özgür olamaz. özgürlük ancak hakkıyla allaha teslim olanlara aittir..özgürlük hakkıyla tevekkül edenler içindir..onlar allahın yakınlığını bilir ve ondan korkup sakınmalarının nedeni olan sevgi ve saygıyla allahın hiçbir zaman kendilerini bırakmayacağını, velilerinin, yardımcılarının allah olduğunu bilirler. müminler ancak allaha tevekkül etmelidirler. işte ne güzel mevla, ne güzel yardımcı.. ondan başka kimseden ya da hiçbirşeyden korkuları yoktur..kadere ve allaha tam teslimiyetle güvenmek ve onun hükmüne razı olmak, özgürlüğü kazandıran tek tutumdur..bunu başaramayanlar ve bu duruma ulaşamayanlar kalplerinde hastalık taşırlar. bu hastalık her başlarına bela geldiğinde ortaya çıkıverir. gerçeklerden kaçmak ve onu kabulenememek bir hastalıktır. bu kalpleri hasta ve karakter zayıflığı olan kişiler ahlaksızlığın yayılmasına neden olurlar. gerçeği gizlemek ahlaksızlığın özüdür. özgürlüğe ve adalete giden ilk adım, gerçeği kabul edip ona teslim olmaktır. rabbim allahtır deyip sonra dosdoğru olmaktır..
dünya hayatı geçici bir metadan başka birşey değildir. asıl hayat ahiret hayatıdır. asıl yaşam oradadır..
insan allahın yeryüzündeki halifesidir. bu halifenin görevi adaleti sağlamak, kötülüğü zulmü ve batıl olanları yoketmektir..
Rabbinin sözü doruluk bakımından da adalet bakımından da tastamamdır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir.
Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni allahın yolundan şaşırtıp saptırırlar.onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak zan ve tahminle yalan söylerler.
Şüphesiz rabbin, kendi yolundan sapanı daha iyi bilir. O, dosdoğru yolda olanları daha iyi bilendir.
en’am 115-117
hak geldi batıl yokoldu, hiç şüphesiz batıl yokolucudur.
Ayet
Yazar : kul