ALLAH`IN VERDİĞİ AZABI PEYGAMBERLER DURDURAMAZ

Değerli okurlar Geleneksel kültür anlayışından yol alan müslüman kardeşlerimiz, bilmeden Yüce Allah`ın emirlerini tozlu raflara terk ederek, daha çok rivayetlerin ışığından hareket etmektedirler. Geleneksel kültür anlayışı bu günün bir ürünü değildir. İnsanoğlunun yaratılışından beri süre gelen bir anlayıştır. Bu anlayış daha çok (ehli kitap) Kutsal kitab`a sahip olan Yahudi ve hirıstiyanların din anlayışında görülmektedir. Yüce Allah bu anlayışı sürdürenlerin hatalı bir yolda olduklarını bizlere bildirerek bu anlayıştan uzak durmamızı bizlerden istemektedir. Çünkü bu anlayışta kula kul olma anlayışı ağır basmaktadır, Yüce Allah`la beraber kendi peygamberlerini ilah edinmek vardır. Hıristiyanlıkta bir olan din anlayışın üç din anlayışına bölünme sebebini de burada aramamız gerekir. Her anlayış kendi Peygamberini Yüceltme yarışına girerek işin vahametini anlamadan onları yüceltmeye çalışmaktadırlar. Peygamberlik şerefine erişen bir insan zaten yüceltilmiştir. Bizler farkına varmadan onu daha çok yüceltelim diye bilmeden ilahlaştırmaktayız. İşte bu anlayışımız Yüce Allah`ın emrine göre çok hatalı bir yaklaşımdır. Çünkü hiçbir peygamber azabı dindirecek yetki ile donatılmamıştır. Peygamberlere bu görevler verilmemiştir. Peygamberlerin görevleri bellidir. Geldiği topluma Yüce Allah`ın emirlerini bildirmek ve bu gelen emirlere hep beraber uymaktır. Yüce Allah bizleri bu konuda uyararak Peygamberin de bir insan olduğunu unutmayalım yanlış adım atmayalım diye, onun da herkes gibi Allah`ın Rahmetine muhtaç olduğunu şu ayetlerle bizlere bildirmektedir.

Rasülüm deki ben ancak Rabbime yalvarırım ve ona kimseyi ortak koşmam.
Deki doğrusu ben kendi başıma size ne zarar verme nede fayda sağlama gücüne sahibim.
Deki doğrusu ben (saparsam) beni de Allah`ın (azabın ) dan hiç kimse koruyamaz ve ondan başka asla bir sığınacak da bulmam. (Cin Suresi 72/20-21-22).

İşte Yüce Allah peygamber efendimizi bizlere böyle tanıtarak onun da bizler gibi bir insan olduğunu onun da Allah`ın Rahmetine muhtaç olduğunu bildirerek peygamberden beklentileri olanların gaflete düşmemelerini emretmektedir. Maalesef bu konuda bizler çok gerilerdeyiz. Geleneksel kültürde peygamberimiz maalesef ilahlaştılmış olarak karşımızda durmaktadır. Öyle ki Yüce Allah`ın tüm yetkilerini onda toplayarak onu azabı bile dindirdiğine inanılmaktadırlar. Bu çok hatalı bir yaklaşımdır ve maalesef bu inanışların varlığı gerçektir. Bir Peygamberi Yüce Allah`ın yetkilerliyle donatmak demek onu ilahlaştırmak demektir. Bir Peygamberi ilahlaştırmak demek Yüce Allah`ı saf dışı etmek demektir. Buda çok büyük bir hatadır bunun telafisi de asla mümkün değildir. Bunun anlamı Peygambere bağımlı kalıp Allah`ı uzaklarda aramak demektir. Maalesef bu günkü islam dünyasının en büyük hatası Allah`ın emirlerini bir kenarda tutarak rivayetlere bağımlı bir hale gelmiş olmasıdır. Gelin daha yol yakınken bundan vaz geçelim yarın çok geç olabilir. Gelin hep beraber Peygamberimizi övelim yüceltelim yanlız Allah`ın yetkilerini de peygambere yüklemeyelim. Şunu da unutmayınız ki hiç bir peygamber Allah`ın verdiği azabı durduramaz. Bunu Peygamberler durdurur diye düşünürsek işte o zaman o Peygamberi ilahlaştırmış oluyoruz.. Yüce Allah bu konuda bizleri şöyle uyarmaktadır.

( Allah ) buyurdu ki Ey Nuh o senin ailenden değildir. Doğrusu o iyi bir iş değildir. O halde bilgin olmayan şeyi benden isteme. Doğrusu sana cahillerden olmamanı öğütlerim. Hud. 11/46

Müşriklerin muhakkak cehennem ehli oldukları belli olduktan sonra, artık akraba bile olsalar, ne peygambere ne de müminlere onlar için mağfiret dilemek yaraşmaz. tevbe9/113.

(Ey Rasülüm) onların ister bağışlanmasını dile, ister dileme. Onlara yetmiş defa bağışlama dilesen, Allah onları bağışlamayacaktır. Tevbe. 9/80

Bu ayetlere baktığımız zaman Yüce Allah`ın verdiği azabı hiç bir Peygamberin durdurmayacağını görüyoruz
Şimdi buna itiraz edenler çıkacaktır. Bakınız Yüce Allah hiçbir kuluna azap etmez. Bir insan, azabı hak ederse ve Allah ona azap etmeye karar verirse de kim olursa olsun bu azabı durduramaz. Azabı hak eden isterse kafir olsun isterse munafık olsun isterse müslüman olsun fark etmez. Bu azabı veren Allah`tır, Allah`ın verdiği azabı da hiçbir kimse değiştiremez. İşte bizim en büyük yanılgımız geleneksel kültüre bağımlı kalmamızdan ileri gelmektedir. Geleneksel kültürdeki bilgiler bizleri yanıltmaktadır. Efendim Allah müslümanlara az ceza verir bu cezayı da peygamber efendimiz devreye girerek bunu af ettirebilir düşüncesiyle yaşamaktayız. İşte bu anlayış hatalı bir anlayıştır. Yüce Allah`ın adaleti tamdır. Yüce Allah hiçbir kuluna peşin ceza vermez, önce onu yargılar suçlu bulursa cezayı verir. Her kim suç işlerse onun kimliğine bakılmaksızın cezayı verir ve bu cezayı da kimse savamaz. Bir peygamber ne kadar merhametli olursa olsun Allah`tan daha çok merhametli olamaz. Hiçbir peygamberin gücü Allah`ın verdiği cezayı kaldırmaya yetmez. saygılarımla

Yazar : haydar akgeyik

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website