İslam`ın kutsalı Tevhid inancı, sembolü Akıl`dır..

Kur’an’da ilgili ayetler incelendiğinde, örtünme, giyinme konusuyla ilgili bildirilen temel hükmün; Şehvet duygularını açığa çıkarmayacak, tahrik nedeni olmayacak, dekolte (Kuran yaka açıklarının kapatılmasını ayrıca vurgulamıştır- 24 Nur Suresi 31. ayet), transparan olmayan, edepli, iffetli örtünme, giyinme şekli olduğu anlaşılır.

İnsanlar, karşı cinsi tahrik etmeyecek şekilde örtünme, giyim şekillerini toplumun genel ahlak kuralları, adetleri örfleri, moda anlayışı çerçevesinde serbestçe belirleyebilir.

Nur süresi 60. ayetinde örtünme, giyinme konusunda tahrik unsurunun belirleyici olduğu anlaşılmaktadır ‘Nikah arzusu kalmamış-yaşlanmış kadınların dış giysilerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. ’

Kur’an’da bildirilen bir model, moda, üniforma, örtünme giyinme şekli yoktur.
Kur’an’da; Başörtüsü, türban, çarşaf, pece, cübbe, sarık gibi giyim eşyası adları geçmez. Bunlar Arap toplumunun adetleri, örflerine uygun giyim eşyalarıdır. Hz. Peygamberimizin yaşadığı, dönemde ve coğrafyada bu giysiler sadece müslümanların değil o toplumda yaşayan inanan, inanmayan, putperest, müşrik, mümin herkesin giyim tarzı, örtünme-giyim eşyalarıdır.

Kur’an’da bu konuyla ilgili ayetlerde baş ve saç kelimesi geçmez. Başın, saçın ziynetten, avretten sayıldığı ve örtülmesi, gizlenmesi, sarılıp, sarmalanması gerektiği yönünde hiç bir hüküm yoktur.
Kur’an, hiçbir giyim, örtünme eşyasına veya herhangi bir nesneye maddeye özel bir anlam, görev, foksiyon yüklemez.. Başörtüsü, türban dinin sembölü, İslam’ın kutsalı değildir.

Yüce Allah’ın son dini İslam’a mutlaka bir ‘kutsal’ gerekiyorsa bu paye İslam’ın özü esası olan TEVHİD anlayışına verilmelidir. Ayni şekilde İslam’a bir ‘sembol’ seçilecekse bu sembol Kur’an’ın işaret ettiği AKIL olmalıdır.
Kur’an, inanç, iman, akıl, ilim sahibi olmamızı ister.
Varoluşun ilahi kurallarına, sünnetüllaha uygun İş yapıp faydalı değerler üretmemizi ister.
İslam’ın ‘kutsalı, sembolü’ özü esası olan değerler bunlardır.
İslam’ın kutsalına sahip çıkmak isteyen bildirilen bu değerlere sahip çıkmalıdır.
İslam, kafaların dışındaki örtünme şekliyle değil, gönüllerin ve kafaların içinde olanla ilgilidir.

Hz. Peygamberimizin sarık takıp, cübbe giymesi, sakal uzatması müslüman olmasından dolayı veya dinin emri olduğu için değil, Arap toplumunun bir ferdi olmasından, o toplumda böyle bir adet olmasından dolayıdır.. Yaşanılan zamana, toplumun adetlerine göre giyinmek Hz. Peygamberimizin tavrı, uygulaması yani sünnetidir. 1400 sene önce tıraş makinasının veya tıraş bıçağının olmadığını düşünürsek sakal uzatmak bir tercih değil zorunluluktur.
Arap toplumunun giyim şekli, adetleri, örfleri İslam’ın emirleri olarak algılanmamalıdır.
Giyim, örtünme şekli yaşanan bölgenin iklim koşullarına, adetlerine, örflerine, kişinin zevkine göre farklılık gösterebilir.
Önemli olan Kur’an’nın bildirdiği temel hüküm olan tahrik unsuru olmaktan uzak olması, İslam ahlakına, toplumun iffet, edep anlayışına uygun olmasıdır..

Saygılarımla

Yazar : Vedat Akbaşak

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website