Maide Suresi
101. Ey iman sahipleri! Size açıklandığında canınızı sıkacak şeylerle ilgili soru sormayın. Kur`an indirilmekte iken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onlardan vazgeçmiştir. Allah Gafûr`dur, Halîm`dir.
102. Sizden önceki bir toplum da onları sormuştu; sonra tutup hepsini inkâr ettiler.
Bakara Suresi 215 Sana, neyi infak edip vereceklerini soruyorlar. De ki: “İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır. Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir. ”
Ahzab Suresi 63 İnsanlar sana kıyametin saatinden soruyorlar. De ki: “Ona ilişkin bilgi Allah katındadır. ” Ne bilirsin, belki de o saat yakındır!
Ve işte zamansız-mekansız olan Allah`ın gözünde zaten Kuran bu gelişen olaylara ve insanların sorularına cevap oluşturacak bir şekilde hazırdı. Yani Rabbimiz insanların özgür iradeleri ile ne yapacağını, neler soracağını, neler olacağını zaten bildiğinden, Kuran böyle kısım kısım ve cevaplar da vererek inmesine rağmen matematiksel ve diğer mucizelerini eksiksiz bir şekilde gerçekleştirmektedir. Çünkü Allah zamanda veya mekanda yolculuk yapmaz ve Kuran zaten bütün olarak O`nun nezdinde hazırdı. Başka bir deyişle tamamlanmış halinin nasıl olacağını biliyordu.
Bilindiği üzere zamansız olan Allah için “ileri, geçmiş, şimdiki zaman” gibi zaman halleri içinde olmak söz konusu değildir. Bizler ise zamanda yolculuk yapıyoruz ileriye doğru.
Yaratıcımız, kimin hangi şık karşısında nasıl tepki vereceğini bildiğinden, hatta sonsuza dek sonsuz şıklarda imtihan edilseydiler ne yapacaklarını bildiğinden, bu doğrultuda o kişilere 2 günlük bir kendileriyle yüzleşme, bir imtihan hayatı örneği yaşatıyor. Kuran`ın gönderilişi, peygamberlerin gelmesi de bu yüzleştirmenin yani imtihanın parçası. Bu sayede insanlar kendi içlerindeki iyiliği veya kötülüğü görmüş oluyor ve ahirette itiraz hakları kalmıyor:
Maide Suresi 19 Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. “Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı” demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da. Allah her şeye kadirdir.
Bakara Suresi 26 Şu bir gerçek ki Allah, bir sivrisineği hatta onun da üstündeki bir varlığı örnek göstermekten sıkılmaz. Böyle bir durumda, inananlar bilirler ki o, Rablerinden bir gerçektir. Küfre sapmışlar ise şöyle derler: “Allah bunu örnek vermekle ne demek istedi?” Allah onunla bir çoğunu saptırır, bir- çoğunu da onunla doğruya ve güzele kılavuzlar. Allah onunla fasıklardan başkasını saptırmaz.
Müddesir Suresi 31 Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; “Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?” desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir.
Not: Çalışmamı bütünlük içinde, yani diğer ilk altı bölümde yazdıklarımla birlikte okursanız tablo net olarak görülecektir.
Selam ve sevgiler
Yazar : Emre_1974tr