`O`nu (Kur`an`ı) açıklamak da bize düşer.. `

İşte sana O kitap, şüphe, kuşku-çelişki-tutarsızlık yok O’nda. Bir klavuzdur O. (Bakara-2)


Biz bu kitapta-Kur’an’da herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık, ne fazla yaptık.. (En’am-38)

Yemin olsun, biz sana açık-seçik ayetler indirdik.. (Bakara-99)

Yemin olsun, biz açık-seçik bilgiler veren ayetler indirdik.. (Nur-46)

Bu kitab’ı indirdik ki her şey- herkes için açık açık- ayrıntılı–anlaşılır
bir klavuz, bir rahmet, müslümanlara bir müjde olsun.. (Nahl-89)

Yemin olsun ki! biz Kur’an’ı düşünesiniz diye, öğüt ve ibret alasınız diye kolaylaştırdık. Var mı okuyan, düşünen, ibret alan.. (Kamer-17, 22, 32, 40)
(Kur’an’da aynı sure içinde dört kez tekrarlanarak vurgulanan tek ayet-emirdir. )

Rabbbinin sözü, adalet ve doğruluk olarak tamamlanmıştır. O`nun sözlerini-
Kur’an’ı değiştirecek hiç bir kuvvet yoktur.. (En’am-115)

Geceleyin kalk. Kur’an’ı ağır ağır, düşüne düşüne oku.. (Müzzemmil-2, 4)

Kur’an’ı insanlara, dura dura, yavaş yavaş, anlayarak okunsun diye
kısımlara ayırıp, ağır ağır indirdik.. (İsra-106)

Biz sana Kur’an’ı ve en güzel yorumu(ahsena tefsir) getirdik.. (Furkan-33)

O’nu-Kur’an’ı açıklamakta bize düşer.. (Kıyamet-19)

Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.. (Ali-İmran-103)

Okuyanlar-Düşünenler için ayetlerimizi iyice-detaylı açıkladık.. (Ali-İmran-118)

Bu ayetlerden, Kur’an’da şüphe, kuşku, çelişki, tutarsızlığın olmadığını; Kuran`ın bizler için klavuz olduğunu;
O’nun, herhangi bir eksikliği olmadığını;
ayetlerin açık-seçik- olduğunu;
Kuran`ın detaylı, ayrıntılı, anlaşılır bir klavuz, rahmet ve müjde olduğunu;
düşünüp, öğüt, ibret alalım diye kolaylaştırıldığını (Kamer süresinde dört kez tekrarlanmıştır);
Allah’ın sözünün, Kur’an’nın tamamlandığını ve O’nun sözlerinin levh-i mahfuz’da korunan-değiştirilemeyecek olduğunu;
Kur’an’ın ağır ağır, ayetlerin anlamını derin derin, inceden inceye düşünerek-tefekkür ederek, anlayarak okunması gerektiğini;
Kur’an’da ayetlerin açıklandığını, dolayısıyla Kuran`ın yorumu-tefsiri de kapsadığını anlıyoruz, öğreniyoruz..

Bu açık, anlaşılır, muhkem ayetlere rağmen;
“Kur’anı Kerim; Açıklayıcı, detaylı, kolay anlaşılır değildir, O’nda çelişkiler, eksikler vardır, tam anlaşılır olması için Kur’an’ın yanına tefsir kitapları koymak, eklemek lazım diyenler veya şunun sözü, bunun risalesi Kur’an’a eş, denk veya O’nu tamamlayan dini kaynaklardır” diyenler; Kur’an’ı yeterince anlamamıştır, yanılıyorlardır veya yazdıkları bol katkılı tefsir kitaplarıyla servet yapma peşindedirler yada Kur’an’a, Allah’a inanmama, muhalefet etme günahı içindedirler..

İslam dininin kapsamını, içeriğini Kur’an belirler.
Bunun dışında hüküm kaynağı aramak aldanıştır, gaflettir. Başkasının sözünü Allah`ın sözüne denk tutmak ise şirktir..
İslam dinini, Allah’ın kelamını mesajını anlamamız öğrenmemiz için Kur’an yeterlidir.
Başka bir kaynağa, kitaba, yoruma yardımcıya ihtiyaç yoktur.. Allah, herşeye gücü yetendir..

Dinimizin; pınarı, kaynağı Kur’an’dır. Kur’an; varoluşun, ilahi sistemin ‘kullanma klavuzu’dur. Klavuza-Kur’an’a uygun yaşayan, dünyada ve ahirette güzelliklere, mutluluğa ulaşacaktır…

Kamer süresinde birbirinin aynısı olan dört ayette ve daha bir çok ayetlerde düşünmekten, öğüt ve ibret almaktan, anlamaktan bahsedilir. Kuran`da, Kur’anı düşünerek, öğüt, ibret alarak, anlayarak okumamız gerektiği defalarca vurgulanarak bildirilmiştir..

Kur’an’ı, ancak bildiğimiz dilden Türkçe mealini okursak anlayarak, düşünerek, öğüt ve ibret alarak okumamız mümkün olur. Allah’ın mesajını, dinimizi anlar, öğreniriz..
Kur’an’ı hiçbir şey anlamadan-Türkçe karşılığını bilmeden arapça teleffuzunu veya arapça telaffuzların latin harfleriyle yazılmış şekliyle okunması, bildirilen-istenen okuma şekli değildir..

“Meal – çeviri, orjinalinin aynisi olamayacağı için Kur’an, Türkçe mealden okunursa sevabı olmazmış, Türkçe meal okunarak hatim indirilemezmiş”
gibi yalnış, anlamsız safsatalara itibar etmemek gerekir..

Allah’ın istediği Kur’an’ı derin derin düşünerek, anlayarak, öğüt ve ibret alarak okumamızdır..
Kur’an’nın arapça telaffuzunun latin harfleriyle yazılması da bir çeviridir..
Kur’an’nın veya bir surenin latin harflerine çevrilerek yazılan telaffuz çevirileri ne kadar orjinale yakınsa Türkçe çevirisi-meali de en az o kadar orjinale yakındır.
Şunu da unutmamak gerekir. Kur’an Allah’ın koruması altındadır.
Hiçbir babayiğit orjinal anlamının hilafında, anlamı ters yüz edecek meal yazamaz..
Eğer yazarsa, Allah ve İslam alemi onu asla affetmez. Kimse böyle bir şeye cesaret edemez..
Meallerde orjinalin özü değişmez. Ancak şu olabilir, öz-esas birbirinin aynı olmayan kelimelerle ifade edilebilir.
Ramazan ayında veya başka çeşitli vesilelerle insanların biraraya toplanarak Kur’an okuması güzel bir adettir. Böyle zamanlarda Kur’an’ı bildiğimiz dilden Türkçe mealinden okumalıyız.
Sonra okunan ayetler üzerinde sohbet açmalı, Allah’ın kelamını anlamaya, öğrenmeye çalışmalıyız. Bu şekilde dinimizi anlar, Allah’ın emirlerini, yasaklarını öğrenebiliriz.
Saygılarımla

Yazar : Vedat Akbaşak

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website