Hak Etmediğiniz Bayramı Kutluyorsunuz.
Hiç şüphesiz din, Allah Katında İslam`dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki “kıskançlık ve hakka başkaldırma” (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah`ın ayetlerini inkar ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir.
(Ali İmran Suresi, 19)
İnsan aklı iradesi olan bir varlıktır. Aklının kabul etmediğini, sözlü fiile veya eyleme geçirmez. Düşünür inceler ve doğrularının üzerinde kendine bir yol haritası çizer.
Müslüman insan aklı, ruhu ve iradesi ile islam yolunu seçmiştir. O’nun gösterdiği tüm yol levhalarını kabul eder ve teslim olur. Neden, niçin demez. Her yaşadığı emir ve yasakların arkasından gelen mükafatı görür bilir. Yol levhalarını seve seve takip eder.
Kim İslam`dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba uğrayanlardandır.
(Ali İmran Suresi, 85)
Siz, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve İslam`a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır ve Allah`a iman edersiniz. Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler vardır, fakat çoğunluğu fıska sapanlardır.
(Ali İmran Suresi, 110)
İnanmayanlar ise reddeder. Yolu kabul etmez levhalara aldırış etmez. Yüce Allah’ın emir ve yasaklarını duymaz, duyurtmaz.
İnsanlar inandıkları kuralları ve mükafatlarını seve seve alır, hayatına geçirir. Dürüst insan bir kuralı ya tanıdığını veya red ettiğini açıkça söyler. Bu mertliktir, yürek ister.
Eğer inanmadığı bir yolun levhasına sahip çıkıyorsa, bu kişiler kişiliksiz, beyinsiz ve cahildirler. Allah’ü Teala ayetlerinde onlara müşrik demiştir. Küfür ehlinin yolunu seçmişlerdir.
Her kim Allah`a, meleklerine, elçilerine, Cibril`e ve Mikail`e düşman ise, artık şüphesiz Allah da kafirlerin düşmanıdır. ”
(Bakara Suresi, 98)
İslam dininin yolunda bir levha görüyoruz ki, Oruç tutulması gerektiği ve arkasından sevindirici mükafat ayetlerini görüyoruz. Daha sonra müminlerin bu güzel ve anlamlı ibadetlerine bayram müjdesi vardır. Aynı yolda olan insanların, kardeşlik duygularının pekişmesi, beraberce yapılan teslimiyeti, ibadetlerini kutlamaları ve en güzel dua ve dileklerle Allah’a gönülden şükretmeleri için.
Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız.
(Bakara Suresi, 183)
(Oruç) Sayılı günlerdir. Artık sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutsun). Zor dayanabilenlerin üzerinde bir yoksulu doyuracak kadar fidye (vardır). Kim gönülden bir hayır yaparsa bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç tutmanız, -eğer bilirseniz-sizin için daha hayırlıdır.
(Bakara Suresi, 184)
Müslümanlar inanarak teslim olarak, bunu yapıyorlar ve bayrama ruhları, infakları, düşünceleri, bedenleri, evleri tüm varlıklarıyla hazırlanıyorlar. Şükrediyor, heyecanlanıyorlar, gönülleri huzur doluyor.
Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah`a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 112)
Kim ihsanda bulunan (biri) olarak yüzünü (kendini) Allah`a teslim ederse, artık gerçekten o kopmayan bir kulpa yapışmıştır. Bütün işlerin sonu Allah`a varır.
(Lokman Suresi, 22)
Peki ya size ne oluyor? Ey inanmadıkları, kabüllenmedikleri dinin bayramını kendi bayramları gibi kutlayan imansızlar! Kimlikte Müslüman, kalpte kafir, münafık, müşrik olan insanlar.
Allah’ü Tealanın kitabından uzak olan, namazdan, oruçtan zikirden uzak olan sizlere ne oluyor? Oruç mu tuttunuz ki, Allah ‘ü Tealanın ayetlerini hayatınıza mı aldınız kabul mu ettiniz, mükafatını arıyorsunuz? Mü’minlerin bayramını, hak etmediğiniz halde göğsünüzü gere gere bayramımız telaşındasınız. Yazıklar olsun size, inanmadığı konuya zafer bayrağı sallayan zavallılarsınız.
Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah`a inanırsa, o, sapasağlam bir kulba yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir.
(Bakara Suresi, 256)
Hayatınız boyunca kabüllenmediğiniz bir yolun levhasına sahip çıkamazsınız. Eğer çıkıyorsanız bu sizin kişiliksizliğinizdendir. Aklınızı bile kullanamayacak kadar zavallı olmanızdandır.
Siz Allah’ın kitabından uzak insanlar, bayrama evinizi en güzel şekilde hazırlayıp, masalarınızı tatlılarla donatabilirsiniz. En temiz ve şık kıyafetler içinde olabilirsiniz. Bilinki, Rabbim razı olmaz. O’nun gösterdiği yolda değilseniz bu sadece kendi nefsinizi kandırmanız, avutmanızdır.
Yazıklar olsun size ve sizin gibi inanmadığı yolun levhalarını nefsi için kullanan insanlara!
Ayetlerimizi yalanlayanlar ve yalnızca kendi nefislerine zulmedenlerin örneği ne kötüdür. (Araf Suresi, 177)
Sizi yaratan Rabbinizi unutup edindiğiniz ilahların bayramlarını süsleyin. Mü’minlerin sizin sahte kutlamalarınıza ihtiyaçları yok. Mü’minler başkalarının kabul ettikleri ilah ve ilahlarının bayramını asla kutlamaz hayatına geçirmez.
Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şeyle zulmetmez. Ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar.
(Yunus Suresi, 44)
Mü’minlerin sözleri müminlere hoş gelir. İnsanların Allah’ü Tealaya inanmadan, O’nun adını ağızlarına alarak konuşacakları hiçbir söz müminlerin gönlüne akmaz. Allah’ın kitabını tanımayan
-Rabbim oruçlarınızı kabul etsin, Mübarek bayramımız kutlu olsun sözleri ne kadar gerçekçi ki?
Yazıklar olsun sizlere!
İnanmadığınız davanın dosyasından alınan kelimeler bile ağzınıza yakışmıyor. Ben böyle düşünüyorum herkesin düşüncesi farklı olabilir.
islam yolu üzerinde olacak insan ya da inandığı yolda. O zaman kimliği rengi belli olur.
Mü min düşüncesi, tavrı, yolu, levhaları, inancı, aklı, iradesi ile kimliğini ortaya koyar. Mert ve yüreklidir, inanmadığı, reddettiği bir yolun levhasına sahiplenmez.
İslam yolunda olup, Allah’ın gösterdiği şekilde yaşamaya çalışan tüm din kardeşlerimin bayramını kutluyorum. Rabbim nice mutlu, sağlıklı huzur dolu, islam yolu üzerinde olarak nice bayramlar nasip etsin sizlere.
Allah’ın rahmeti bereketi tüm inanan kardeşlerimin üzerine yağmur gibi yağsın inşallah.
Yazar : Yasemin Ataman