Günümüzde din işleri ile devlet işlerinin ayrılması ile özel bir din sanayi kolu oluşmuştur. Bu sanayi ürettikleri ile toplumu istediği şekilde şekillendirmektedir. Din hükümleri tapınağa hapsedilerek, ekonomi, hukuk, sosyal işler gibi hayatın içinden çıkartılmış ve Kuran din adamları vasıtası ile toplumca terk edilerek “Kitab-ı mehcur” olarak kabul etmişlerdir. Bu din sanayisi, ürettikleri fikirleri kitapçılarda makul bir ücret karşılığında bir Pazar ekonomisinde satmakta ve ücretlerini din üzerinden almaktadırlar. Şimdi din sanayisinin kuranda ki karşılığına bakalım.
Konuya geçmeden önce bir hatırlatma yapalım. Maalesef Türkçemizin yıllar boyu deformasyona uğratılarak günümüze gelebilmiştir. Türk dilindeki kullanılabilir kelime azlığından dolayı kuranı anlamada bir kavram kargaşası yaşamaktayız. Bunu ciddiye alınması gereken bir husus ve bir örnek üzerinden kuranda göreceğiz.
ص ن ع kelimesi çoğu zaman “yapmak” olarak türkçemize tercüme edilse de bu kelime “uğraş, belli bir süre alan iş veya eğitim, inşa etmek, her tür üretim ve yaratıcılık kasdedilmektedir. (İbn Haldun)
“َ ف ع ل ” kavramı ile çokça karıştırılan ص ن ع kavramı kuranda bizim anladığımız anlam dışında kullanılmıştır. Şimdi Bu kelimeyi Kuran ışığında inceleyelim.
Kuranda bu kelime;
* Vahy olunan kitabın okuyup(tilavet) hayata geçirilmesi (salat) dışında, Bu dine vahy dışı yapılan(sanai) eklemeleri, Allah’ın işitir bilir olmasıyla bilmesi. Rasulün görevi “vahy olunan ketbedilen(yazılan) kitabı telal misali okuması ” ve vahyi olduğu gibi salat etmesi olduğudur. Bunun dışında din adına sanayi gibi gelişerek üretilecekleri Rabbimiz bilmektedir. Dikkat edilmesi gereken husus budur. Zira Allah kitabında bu din adına her şeyi eksiksiz yazdığını Unutmayalım ve hatırlayalım(zikredelim. ) Zira zikir çok büyük bir iştir.
Ankebût 45 Sana vahyolunan kitabı güzel güzel oku ve namazı kıl, sahih namaz edepsizlikten ve uygunsuzluktan nehyeder ve her halde Allahın zikri en büyük iştir ve Allah her ne işlerseniz bilir.
***
– Nasraniyiz diyenlerin din adına yaptıkları “ص ْ ن َ ع ُ ” kelimesi ile açıkça ifade edilmiş… Bu ص ْ ن َ ع ُ kelimesi nasranilerin dine yaptıkları kalıcı olarak nesilden nesile vahy dışı eklemeyi göstermektedir. Bizim din adamlarımızın yaptıklarımızı da rabbimiz şüphesi haber verecektir.
Mâide 14 «Biz, Nasarâyız» diyenlerden de misaklarını almıştık derken bunlar da ıhtar edildikleri hakıkatlerin bir çoğunu unuttular, biz de aralarına Kıyamet gününe kadar sürecek buğz-u adavet bıraktık, yarın Allah onlara ne san`atler(ي َ ص ْ ن َ ع ُ و ن َ ) yaptıklarını haber verecek…
– Bu ayet Dini sanayi gibi çıkarları için kullanan Din adamları, imamların halini özetlemektedir
Mâide 63Bari Rabbaniyyun ve Ahbar bunları günâh söylemekten ve haram yemekten nehyetseler! Ne fena san`ate(ي َ ص ْ ن َ ع ُ و ن َ ) alışmışlar.
***
– Doğru yoldan çıkarak güzel görünen “sanatlar” işler anlamında… Dinde vahy dışı dine katılan uydurmalar..
Fâtır 8 Ya artık o kimse de mi ki? Kötü ameli kendisine allanmış pullanmış da onu güzel görmüş, şübhe yok ki Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola çıkarır, o halde nefsin onlara karşı hasletlerle geçmesin, çünkü Allah onların bütün san`atlerini bilir.
***
– Allah kendi yaptıkları kalıcı ve devamlı işler için “ص ُ ن ْ ع َ ” kelimesini bizim yaptıklarımız için ise َ ف ْ ع َ ل ُ kelimesini kullanmakta. Biz, dine ve hayat yaratılışına “ص ُ ن ْ ع َ ”yapmak sureti değiştirmemek zorundayız.
– Kuran Yer yüzünde kalıcı şey için olarak İnsanın yaptıklarına ise “eser (آ ث َ ا ر )” olarak isimlendirilmektedir(Mümin 82’ye bak). İyi şeyler için
Neml 88Dağları yerinde donmuş gibi durur görürsün, oysa onlar bulutlar gibi geçerler. Bu her şeyi sağlam tutan Allah`ın işidir(ص ُ ن ْ ع َ ). Doğrusu O, yaptıklarınızdan(ت َ ف ْ ع َ ل ُ و ن َ ) haberdardır.
***
– Rabbimiz dinde, kuralı koyar(erkek gözlerini sakındıracak, ırzını) ve sonra o kurala harfi harfine yapılıp yapılmamasına bakar. Eğer o kalıcı kural, başka bir formata üzere yapılırsa(sanai), toplum nazarında yapıla gelineni ne ise ondanda haberdardır.
Nûr 30Mü`min erkeklere söyle: gözlerini sakınsınlar ve ırzlarını (apışlarını) muhafaza etsinler, bu kendileri için daha temizdir, her halde Allah ne yaparlarsa(ب ِ م َ ا ي َ ص ْ ن َ ع ُ و ن َ ) habîrdir.
***
– Vahy ile nuh gemiyi “ا ص ْ ن َ ع ِ ” inşa ediyor.
Mü’minûn 27Biz de ona şöyle vahyettik: bizim nezaretimiz ve vahyimizle gemiyi yap(ا ص ْ ن َ ع ِ ), sonra emrimiz gelip de tennur feveran edince hemen ona topundan bir iki çift ve aleyhinde söz sebketmiş olandan başka ehlini sok ve o zulm edenler hakkında bana bir hıtabda bulunma, çünkü onlar gark olunacaklardır.
Hûd 37Bizim nezaretimiz altında ve vahyimiz dâiresinde gemi yap(و ا ص ن ع ا ل ف ل ك ), hem o zulmedenler hakkında bana hıtab etme` çünkü onlar garkedilecekler…
Hûd 38 Gemiyi yapıyordu(ي َ ص ْ ن َ ع ُ ), kavminden her hangi bir güruh de yanından geçtikçe onunla eğleniyorlar, dedi: bizimle eğleniyorsanız, biz de sizi sizin eğlendiğiniz gibi eğleneceğiz
***
-Allah bir kavme sanayi ürünleri yaptıkları için değil, dini konular da yaptıkları için açlık ve korku verir. Ayetler bu ince noktaları bir ahenk içinde anlatmaktadır.
Nahl 112 Bir de Allah bir şehri mesel yaptı ki emniyyet ve asayiş içinde idi, ona her yerden rızkı bol bol geliyordu, derken Allahın nı`metlerine nankörlük etti, Allah da ona o yaptıkları(ي َ ص ْ ن َ ع ُ و ن َ ) san`atla açlık ve korku libâsını tattırıverdi.
***
Rabbimiz bizi nimetlerin nasıl kullanılacağını öğrettiği kalıcı bilgileri halen kullanmaktayız. Sanatkarlar sanatlarını nesilden nesile aktarır ve üzerine yeni bilgiler ekleyerek geliştirirler. Tıpkı Atalar dininin terk edileyerek sanayileştirimesi gibi …
Enbiyâ 80Bir de ona sizin için sizi harbinizin şiddetinden korusun diye giyecek san`atı(ص َ ن ْ ع َ ة َ ) ta`lîm etmiştik, şimdi siz şükrüne eda ediyor musunuz?
***
Firavunun yer yüzünde eser olarak yaptığı farklı bir anlatımla kullanılmış, Firavunun din adına yaptığı ve kavmine yaptırdıkları “ص ن ع ” kelimesi ile kullanılmış. Bu yapmada haman’ın rol unutulmamalı..
A’râf 137 Ve o hırpalanıb ezilmekte bulunan kavmi ma`hud Arzın bereketlerle donattığımız meşrıklarına mağriblerine varis kıldık ve Rabbının Beni İsraîle olan o güzel kelimesi sabr etmeleri sebebiyle temamen tehakkuk etti de Fir`avn ile kavminin yapa geldikleri masnûâtı(م َ ا ك َ ا ن َ ي َ ص ْ ن َ ع ُ ) ve yükselttikleri binaları yerlere serdik.
***
– İnsanları ateşe sokan din adına yaptıkları yanlışlardır.
Hûd 16 Fakat onlar öyle kimselerdir ki, ahirette kendilerine ateşten başka bir şey yoktur. İşledikleri(م َ ا ص َ ن َ ع ُ و ا ) şeyler orada boşuna gitmiştir. Zaten bütün yaptıkları da batıldır.
***
– Küfredenlerin din adına yaptıkları “ص ن ع ” kelimesi ile anlatılmış…
Ra’d 31 Bir kur`an, onunla dağlar yürütülse veya onunla Arz parçalansa veya onunla ölüler konuşturulsa!.. Fakat bütün emir Allahın, daha iyman edenler, kâfirlerden ümidi kesip anlamadılar mı ki Allah dilese idi elbette insanlara hep birden hidayet buyurdu, o küfredenler onların kendi san`atlar(ص ن ع و ا ) ile başlarına musîbet inip duracak veya hud yurtlarının yakınına konacak, nihayet Allahın va`di gelecek, her halde Allah miadını şaşırmaz
***
– Din dışı doğru bilinip yapılan ve Ahirette boşa giden uğraşlar “ص ن ع ” kelimesi ile kullanılmış…
Kehf 103 De ki: “Ameller bakımından en çok zarara uğrayanları haber verelim mi?
Kehf 104 Onlar ki Dünya hayatta saiyleri boşa gitmektedir de kendilerini zannederler: ki cidden güzel san`at yapıyorlar.
Zira imansız olarak işlenen amellerin işe yaramayacağı, teraziye konmayacağı birçok kez ihtar edilmiştir: Bizler din adına ne yaptığımızı biliyor muyuz?.
***
– Dini eğitimin rahmanca yapılması yine “ص ن ع ” kavramı ile anlatılmış. Bizler vahy ile yetişmeliyiz. Diğer yapılanlar makbul değildir.
Tâ-Hâ 39 Onu tabut içine koy da deryayı bırak derya da onu sahile, bıraksın, onu hem bana düşman hem ona düşman biri alsın, ve üzerine benden bir sevgi koydum ki hem nezaretim altında yetiştirilesin(ل ِ ت ُ ص ْ ن َ ع َ )
***
Kuran dışı din sisteminde yapılan her şey yine “ص ن ع ” kavramı ile sihir gibi insanların gözünü boyama olacağını, ve bu yapılan “ص ن ع ” işleri ahirette makbul olunmayacağını bir önceki ayetlerde öğrenmedik mi?
Tâ-Hâ 69 Ve elindekini bırakıver, o onların yaptıklarını(م َ ا ص َ ن َ ع ُ و ا ) yalar yutar, çünkü onların yaptıkları(ص َ ن َ ع ُ و ) sırf sihirbaz hîlesidir, sihirbaz ise her nerede olsa felâh bulmaz…
Bizler din adına yapılan “ص ن ع ” işlerinin farkında olarak, sadece vahy ile amel etmeliyiz. En iyisini ALLAH bilir.
Yazar : M.ERSÖZ