“Mallarını Allah yolunda infak edip harcayanların durumu, yerden, her başağında yüz dane bulunan yedi başak çıkarmış bir daneye benzer. Ve Allah, dilediği kişi için daha da arttırır. Allah Vâsi`dir, yaratışını ve yarattıklarını genişletir; Alîm`dir, her şeyi en iyi biçimde bilir. ” (2 Bakara Suresi 261)
“Mallarını; gece ve gündüz, gizli ve açık infak edenler var ya, işte onlar için Rableri katında kendilerine özgü ödüller vardır. Korku yoktur onlar için; tasalanmayacaklardır onlar. ” (2 Bakara Suresi 274)
İnfakın müminler üzerine farz olduğu halk arasında da bilinmektedir ancak bu ibadetin detayları ile ilgili bazı konular yanlış bilinmekte ya da yanlış uygulanmaktadır. Örneğin halk arasındaki yaygın fikir malların kırkta birinin infak edilmesinin gerektiğidir. Oysa Allah Kuran’da infak edilmesi gereken miktar ile ilgili bir sınırlama getirmemiş, ihtiyacınızdan fazlasını verin demiştir. 2 Bakara Suresi 219. ayette geçen bu ifade farklı meallerde farklı şekillerde (gönülden bağışlananı, isteyerek gözden çıkarılanı, ihtiyaçtan fazlasını) tercüme edilmiş olsa da kesin bir sınır belirlemiyor oluşları ortaktır. Aslında bu noktada kesin bir miktarın belirlenmemiş olması da müminler için sınavı arttırıcı bir özellik taşımaktadır çünkü kesin sınırın çizilmemiş olması Allah’ın bize bunun hesabını sormayacağı anlamına gelmez. Bu ayet ile infak edilmesi gereken miktarı kullarının vicdanlarına bırakan Allah kullarını yine ayni konuda farklı bir ayette ise şu şekilde uyarmaktadır:
“Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe hayırda erginliğe/dürüstlüğe asla ulaşamazsınız. İnfak etmekte olduğunuz her şeyi, Allah çok iyi bilmektedir. ” (3 Ali İmran Suresi – 92)
Bu ayetin söyledikleri son derece önemlidir. Bu ayete göre kişilerin infak etmesi gereken beğenmedikleri, değersiz buldukları, artık üstlerine olmayan ya da kendilerine yakıştırmadıkları şeyler ya da ancak bu tip şeyleri alabilecek miktarda para olmamalıdır. Gerçek bir mümin sevdiklerinden ya da onları almak için harcayacağı paradan vermelidir. Yani infak edilenler hissedilmeyecek değil aksine fark edilecek boyutta olmalıdır. Sokaktaki bir dilenciye ya da arabaların camlarını silen çocuğa verilen 1-2 TL olmamalıdır tabi ki infak. Herkes elini vicdanına koyup, Allah bizleri her an gördüğünün bilincinde, imkânına göre yardım etmelidir.
Karşılığını inşallah Allah rızası ve cennet bahçeleri olarak alacak olan mümin infak olarak verdiği parayı da, namaz için harcadığı vakti de, hacca gitmek için harcadığı enerjiyi de, Allah yolunda uğraşırken vazgeçtiklerini de seve seve harcamalıdır.
“Yapmakta oldukları/yapacakları hiçbir hayır, karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilmektedir. ” (3 Ali İmran Suresi – 115)
Yazar : Nazli