İnsan kendini bu dünyada ansızın buluvermişse, yapması zorunlu çok önemli şeyler vardır. Ancak bu zorunlu maddeleri yerine getirdiği takdirde boşlukta süzülmekten kendisini kurtarabilir. Gerçeği gerçekten bulmak istiyorsa kendine dürüst ve öznel olmayan bir yaklaşım sergileyerek bunu yapmalıdır. Eğer onları yapmazsa kendisini nihilizm ve şeytan tamamen ele geçirecek ve hayatına son vermekten başka bir seçeneği kalmadığını görecektir. Arayışa, bilimsel ve akla dayalı bilgiyi de yanına alarak çıkmalıdır. Kendimize soracağımız en önemli sorular ve onlara verilen genel yanıtlar şunlardır:
1- Ne diye dünyadayım? / Tanrı var mı? / Ne yapmam gerekiyor? / Sonra ne olacak?
a) Bir amaç uğruna / Kesinlikle var / Tanrı’ya hizmet etmeliyim / Cennette sonsuz bir yaşam süreceğim
b) Boş yere / Kesinlikle yok / Dilediğim her şeyi yapabilirim / Ölüp toprak olacağım
c) Umrumda değil / Umrumda değil / Hiçbir şey yapmam gerekmediği gibi, dilediğimi de yapabilirim / Ölüp toprak olacağım
d) Bilinemez / Bilinemez / Dilediğim her şeyi yapabilirim / Ölüp toprak olacağım
Yukarıdaki çok önemli soru karşısında işaretlenecek en hatalı seçenek C’dir. C’yi seçen insanlar kendileri de dahil olmak üzere her şeyden ümitlerini kesmiş bir şekilde amaçsız yere yaşayıp öleceklerdir. Nihilizmin ağır basması karşısında, intihar kendileri için bir kaçış kurtuluş yolu olabilir.
Esasında D’yi seçenlerle C’yi seçenler arasında oldukça az fark vardır. Bunlara agnostik denir, herhangi bir takım tutmadığı ve maçları sevmediği halde irade dışı kendilerini statta maç izlerken bulmuş biri gibidirler. Kendilerini bocalamaya mahkum ederler.
B’yi seçenler, C ve D’yi seçenlerden daha az korkaktır. Yaşamlarını ilgilendiren en önemli sorular hakkında, kafa yormaya, sorgulamaya, araştırmaya çalışmışlardır. Niye dünyada olduklarını düşünmüş, düşünmüş ve bunu taraflı yaptıkları için gerçeğe varamamışlar, sorularına cevap bulamadıkları için dünyanın boş olduğunda ve boş bir dünyada yapılacak en iyi şeyin ölene kadar zevklenmek olduğunda karar kılmışlardır.
B, C ve D’yi seçenlerin olayı burada biter. Onlar artık hayatlarını hayranlık duydukları birilerinin ardından sürüklenerek veya kendi kafalarının dikine giderek sürdürecekler.
Gelelim A’yı seçenlere… Onların olayıysa henüz yeni başlar:
Diyelim ki ben yukarıdaki soruları tarafsızca düşündüm ve sonunda gerçekleri, doğru yolu bularak Tanrı’nın varlığına ulaştım. Bunu yaparken, herkesçe kabul gören bir gerçek olan bilimin bile taraflı olduğunu gördüm. Tanrı, bilim için bir gizli özne.
Mesela, bir insan şunu izleyip de nasıl inançsız kalabilir?
http://www.youtube.com/watch?v=Jr8qJEAN4Ss&feature=feedu
Akla dayalı bilgi ise karşıma yine Tanrı’yı çıkarıverdi.
Mesela, bir insan şunu okuyup da nasıl inançsız kalabilir?
Tolstoy, İtiraflarım.
Kısacası sürekli Tanrı’yı bulup duruyorum. O halde artık emin olmalıyım ki Tanrı var. Şimdi yapmam gereken O’nun nasıl biri olduğunu ve benden ne istediğini öğrenmek. Bunun tek bir yolu var, o da yeryüzüne yolladığı söylenen kitaplarına bakmak.
Baktım, sadece Kuran’da çelişki bulamadım. Çelişki bulamamakla beraber, çok mantıklı, çok derin bir kitap. Adeta gerçekten Tanrı göndermişe benziyor. Peki nasıl emin olacağım? Ya insanlar çarpıtmış, değiştirmişlerse? Kendi kendisinin değişmediğini, değişmeyeceğini söylüyor, aslında son kitap olduğu için gayet de mantıklı, ama ben yine de emin olmalıyım. Şu Kuran’ı tekrar bir gözden geçireyim. Aman Allah’ım! Şu sözlerin, emirlerin güzelliğine bak:
Kendiniz, anne babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için tanıklık edenler olun. (Nisa 135)
İnsanlara iyiliği emredip de kendinizi unutuyor musunuz? (Bakara 44)
Kullarıma de ki: En güzel olan neyse onu söylesinler. (İsra 53)
Kötülüğü en güzel tavırla sav. (Fussılet 34)
Bunları söyleyen bir kitap nasıl değiştirilmiş olabilir ki? B, C ve D’yi seçenler, neden bu sözlere doğru bir adım bile atmazlar?
Evren mi genişliyor?
Güneşimiz mi ölecek?
Karadelikler mi?
Korunan gökyüzü mü?
Tek hücreli bir canlı bile kendiliğinden oluşamaz mı?
http://www.youtube.com/watch?v=FxKC_N5EP6o&feature=related
Ve daha nice mucizeler…
O halde Kuran’ın değişmediğine ve değişmeyeceğine artık inanabilirim.
Matematiksel mucizeler mi?
19 mu?
Kelime uyumlarındaki mucizeler mi?
Tamam Allah’ım, sende mucize bitmez, inandım, sen kesinlikle varsın ve kitabın asla değişmedi.
O halde şimdi ne yapmam gerekiyor?
Hayatımı, mucizelerle dolu Tanrı’nın son kitabı Kuran’a göre yaşamalıyım.
Sadece bu kitaptan sorumlu olacağımı anlatıyor.
O halde ben artık, O’ndan başka kimseyi Tanrı edinmemeliyim.
O’na bir ineği, bir yıldızı, ya da bir Peygamberi ortak koşabilen akılsızlar karşılarında beni bulmalılar.
Çoğunluğun peşine takılmamalıyım.
İnsanların beni kınamasından korkmamalıyım.
Peygamberlerimi, meleklerimi, mümin kardeşlerimi sevmeliyim.
Onları birbirinden ayırmamalıyım.
Ezan okununca televizyonun sesini kısıp da ezana saygı göstermek yerine, kalkıp namaz kılmaya giderek saygının kralını göstermeliyim.
Kimseyle zina yapmamalıyım ki, ileride kendim gibi temiz biriyle olabileyim.
İnsanları korkusuzca gerçek İslam’a çağırmalıyım.
Ve günlerin birinde, bunları yapmayı sürdürürken ölmeliyim…
B, C ve D’yi seçenler kendi inançlarına göre toprak olup gittiler. A’yı seçenlerin inancına göreyse, diriltilip cezalandırılacaklar.
A’yı seçip, hayatını Allah’a adayanlar içinse sonuç şöyle oluyor:
“Allah’ım, beni tekrar dirilttin ve cennetine aldın.
Benden üzüntüyü giderdin, beni durulacak yurda kondurdun.
Sayende en iyi yerde, en iyi insanlarla, en iyi hayatı sonsuz olarak yaşayacağım.
İyi ki inanmışım, iyi ki kafamı çalıştırıp doğru yolu bulmuşum.
Bütün övgüler sanadır Allah’ım…”