Bütün Müslümanlar Tek Blok!

Bütün Müslümanlar Tek Blok!

Kuran’ın ortaya koymuş olduğu sistemde, toplumsal düzende, Müslümanlar arasında ayrışma, gruplaşma ve mezhepleşmeye yer yoktur. Çünkü bunlar, barış ortamına zarar verir, çatışmalara neden olur. Nitekim bu tür durumlar, Kuran’da kınanmış ve Müslümanlar bu konuda uyarılmıştır:

“Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın.” (Ali İmran Suresi, 105. Ayet)

Günümüzde mensubu en çok olan dinler sıralamasında İslam, ikinci sırada yer almaktadır ve dünya nüfusuna baktığımızda yaklaşık dörtte biri Müslümanlardan oluşmaktadır. Son yapılan anket çalışmalarına göre 1,900,000,000’dan fazla Müslüman bulunmaktadır. Peki Müslümanların sayısı bu kadar çok olmasına rağmen neden yeryüzünde çok zayıflar ve ezilmekteler? Bu sorunun birden fazla cevabı vardır. Ancak bu durumun en önemli sebebi Müslümanların yukarıda verdiğimiz ayeti hiçe saymaları yani gruplaşıp ve mezhepleşip güçlerini kaybetmeleridir.

“Allah ve elçisine uyun, birbirinizle çekişmeyin, yoksa zayıflayıp gücünüzü yitirirsiniz.” (Enfal Suresi, 46. Ayet)

Allah’a ve elçisine uymak Kuran’a uymak anlamına gelmektedir. Nitekim mezhepleşme veya gruplaşmanın engellenmesi için tüm Müslümanların Kuran’da birleşmeleri gerekmektedir. İlgili ayet şöyledir:

“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kuran’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin.” (Ali İmran Suresi, 103. Ayet)

Günümüzde de Müslümanların Kuran’da birleşmeleri gerekir. Çünkü hiçbir mezhep ve grup, Kuran’dan vazgeçemez ve onun öğretilerini de görmezden gelemez. Hangi mezhepten ve gruptan olursa olsun, İslam dinine bağlı olduğunu söyleyen bütün Müslümanların inandıkları Allah, kitap, peygamber, kıble aynıdır. Müslümanların tamamı, Allah’ın birliğine, Hz. Muhammed’in elçi ve nebi olduğuna, namaz, oruç, hacca, cihada, iyiliği tavsiye etmeye ve kötülükten sakındırmaya, kıyamete, Cennet’e, Cehenneme inanırlar ve tasdik ederler. İslam’ın asli unsurlarından sayılmayan konulardaki ihtilaflı meseleler ise Müslümanların birleşmeleri için engel teşkil etmemektedir. Müslümanlar asli unsur olmayan farklılıklarını öne çıkarmayı değil, birleşmeyi sağlayacak esas unsurlar üzerinde odaklanmalıdır.

Farklı mezhep ve gruptan Müslümanların birbirlerini anlamaları, çatışmalardan uzaklaşmaları ve birleşmeleri için birkaç önemli husus vardır.

Bunların en önde gelenlerinden biri konuştuğu kişiye karşı hüsnü zanda bulunmaktır. Kişi karşısındakine karşı kullandığı dile dikkat etmeli ve kendisini temize çıkarmak için başkalarını itham etmemelidir. Kişileri ya da hadiseleri değerlendirirken hakkaniyet ölçülerini aşmamalıdır. Bunun için bir Müslüman farklı mezhep ve gruptan bir Müslüman kardeşi hakkında kötü bir şey işittiğinde, kalbinde oluşan kötü düşünceleri defederek onun hakkında olumlu düşünmeli, ona karşı hüsn-ü zanda bulunmalı ve  hakkaniyetli bir şekilde gerçeği araştırmalıdır. 

Bir diğer husus işbirliği ve hoşgörülü olmaktır. Birçok kişiye göre, farklı mezhepten Müslümanların üzerinde ortak kanaatte olduğu konuların oranı yüzde 90’dır. Bu da Müslümanların birleşmeleri için farklılıklara odaklanmamaları gerektiğini göstermektedir. İttifak edilen konularda işbirliği içinde olmak, kalan yüzde 10’luk farklı düşünülen meseleleri tartışırken de hoşgörülü olmak gerekmektedir.

Bir başka önemli husus ise aşırılığı terk etmek ve ölçülü olmaktır. Özellikle, farklı mezhepten iki Müslüman’ın iletişim kurarken aşırılıktan uzak ve ılımlı olmaları gerekir. Her iki grup içindeki aşırı tavır sergileyenlerden ve bu tür davranışlardan uzak durulması gerekir. Çünkü bu aşırılıklar, fitneye sebep olmaktadır. Farklı grup ve mezhepten Müslümanların birlik içinde olmaları için sertlik ve kabalığı terk etmeleri, birbirine karşı düşmanca hareketlerden vazgeçmeleri gerekmektedir. Ayrıca, fanatik ve aşırı görüş sahiplerinin dedikodu ve kışkırtmalarına asla izin verilmemelidir. Tarihe ve günümüze baktığımızda, Müslümanların bir araya gelmesinin önündeki en büyük engelin, tekfir anlayışı olduğu görülmektedir. Bir aşırılık örneği olarak, Müslümanların birbirlerini tekfir etmeyi (yani kafir ilan etmeyi) sona erdirmeleri gerekmektedir.

Yüzlerce farklı grup ve mezheplere bölünmüş Müslümanların birleşmeleri için önemli bir husus da, ümmeti ilgilendiren önemli problemlerle meşgul olmaktır. Çünkü ümmeti ilgilendiren problemlerde Müslümanlar, amaçları, dertleri bir olan kalpleri aynı hedef için çarpan tek bir ümmet olur.

Yazıyı bir ayetle sonlandırmak istiyorum:

“Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi düzenli birlikler halinde savaşanları sever.” (Saff Suresi, 4. Ayet)


About the Author
Author

Editor 2

Leave a reply

Name (required)

Website