Kuran’da dinle ilgili konulardan biri de toplumsal konulardır. Toplumsal konular içinde de insanlar arası ilişkiler ve bu ilişkilerin nasıl olması gerektiği oldukça önemlidir. Kuran’da dinle ilgili pek çok konuya değinilirken ve pek çok detaydan bahsedilirken insanların birbirleriyle nasıl ilişkiler içinde olmaları gerektiği, nasıl bir üslupla konuşmaları gerektiğinden de bahsedilmiştir. Kuran’da bu konudaki belli başlı ayetler şunlardır;
13 – Rad Suresi – 22. Onlar, Rablerinin yüzünü arzulayarak sabrederler, namazı/duayı yerine getirirler, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık dağıtırlar ve kötülüğü güzellikle savarlar. İşte bunlar içindir sürekli yurt.
28 – Kasas Suresi – 54. İşte böylelerine ödülleri, sabrettikleri için iki kez verilir. Onlar, kötülüğü güzellikle karşılayıp savarlar. Ve onlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler.
4 – Nisa Suresi – 148. Allah çirkin sözün açıklanmasını sevmez. Zulme uğratılan kişi müstesna. Allah Semî’dir, Alîm’dir.
Yukarıdaki ayetlerde inananların özellikleri arasında kötülükleri iyilikle savmalarından bahsedilmiştir. Son ayette ise Allah’ın zulme uğrayanlar dışında çirkin, kötü söz söylemelerinin sevilmeyeceği belirtilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken husus Kuran’daki birçok konuda olduğu gibi bir kişinin ne zaman zulme uğratıldığı konusunda kesin bir sınır çizilmemesidir. Yani bu sınır Allah tarafından kişilere bırakılmıştır. Buradan benim anladığım inanan kişi elinden geldiğince sabırlı davranmalı kötü söz söylememek için kendini zorlamalıdır.
Burada dikkat çekmek istediğim bir diğer konu da gerçekten zulme uğramış olsun ya da olmasın söylenen kötü sözün içeriğiyle ilgili olacak. Özellikle ülkemizde bir kişi diğerine kızıp kötü söz söylediğinde veya küfrettiğinde küfredilen kişinin annesi, karısı veya akrabası olan diğer kadınlar hedef alınarak, ahlaksızlık, fahişelik veya zina ile suçlanıyor. Kuran’da ise bir kadına şahitler olmadan zina isnat etmek Allah tarafından sert bir biçimde kınanıyor.
24 – Nur Suresi –
4. İffetli kadınlara iftira atıp da dört tanık getirmeyenlere gelince, onlara hemen seksen vuruş vurun. Ve onların tanıklıklarını asla kabul etmeyin. Onlar, sapmışların ta kendileridir.
5. Bu suçtan sonra tövbe edip iyi hal sergileyenler müstesna. Şu bir gerçek ki, Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.
6. Kendi eşlerine bir zina isnat edip de kendilerinden başka tanıkları olmayanların her birinin tanıklığı, kendisinin kesinlikle doğru sözlülerden olduğu hususunda Allah’a yeminden ibaret dört kez tanıklık ikrarıdır.
7. Beşincide, eğer yalancılardansa, Allah’ın laneti üzerine olsun diye söz söyler.
8. İtham edilen eşin, itham eden kocanın kesinlikle yalancılardan olduğuna ilişkin, Allah adına dört kez yemin şeklindeki tanıklığı, ondan cezayı düşürür.
9. Bu durumda kadının beşinci sözü, suçlayan erkek doğru söyleyenlerdense, “Allah’ın gazabının kendisi üzerine olmasını söylemekten ibarettir.
10. Allah’ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı neylerdiniz! Ve hiç kuşku yok, Allah Tevvâb’dır, Hakîm’dir.
11. O ifki/yalan haberi/iftirayı getirenler, içinizden bir gruptur. Onu sizin için şer sanmayın. Aksine, o, sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye o günahtan kazandığı vardır. Onların, günahın büyüğünü yönetenine de büyük bir azap vardır.
12. Onu işittiğinizde, erkek ve kadın müminlerin birbirleri için iyi zanda bulunup “Bu apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?”
13. Ona dört tanık getirselerdi ya! Mademki, tanıkları getiremediler, o halde, Allah katında onlar yalancılardır.
14. Eğer dünya ve âhirette Allah’ın lütfu üzerinizde olmasaydı, içine daldığınız o yaygarada size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.
15. O zaman siz, onu dillerinizle birbirinize yetiştiriyordunuz ve ağızlarınızla, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi söylüyor, üstelik bunu önemsiz sanıyordunuz. Oysaki Allah katında o, çok büyük bir günahtı.
16. Onu duyduğunuzda, “Bu konuda söz söylememiz bize yakışmaz; hâşâ, bu büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi?
17. Eğer iman sahipleri iseniz, Allah sizi böyle bir şeye bir daha asla dönmemeniz hususunda uyarıyor.
24 – Nur Suresi –
23. O bir şeyden habersiz iffetli mümin kadınlara iftira atanlar, dünyada da âhirette de lanete çarptırılmışlardır. Büyük bir azap vardır onlar için.
24. Gün gelecek onların kendi dilleri, kendi elleri, kendi ayakları, yapıp ettikleri işler hakkında kendi aleyhlerine tanıklık edecektir.
25. O gün Allah, onlara hak ettikleri cezayı tam verecek ve Allah’ın apaçık Hak olduğunu bilecekler.
Nur suresinde yukarıdaki ayetlerde kadınlara zina isnat etmek konusunda inananlar uyarılmış, buna ek olarak etrafımızda zina isnat edilen bir kadın olduğunda zina isnat edilen kadın hakkında nasıl bir tutum sergilememiz gerektiği çok açık bir biçimde anlatılmıştır. Kuran’da bu ayetlerden çıkarılması gereken ders; bir insana ya da insanlara kızdığımızda ona kötü söz söyleyecek olsak bile eğer o kişi kadınsa onun namusuyla ilgili bir sözden sakınılması gerektiği ve aynı şekilde kızdığımız kişinin annesi veya karısı ile ilgili onları zina ile suçlayan ifadelerden kesinlikle sakınılması gerektiğidir.
Sonuç olarak Kuran’a göre inananlar diğer insanlarla ilişkilerinde yumuşak ve alçak gönüllü bir tavrı benimsemelidirler. Karşılaştığımız olumsuz tavırlar karşısında ise sabretmeli ve olabildiğince kötü sözden sakınmalıyız. Zor durumda kalmamız, zulme uğramamız sonucu ağzımızdan kötü sözler çıkması durumunda ise kadınları zina ile suçlayıcı ifadeleri kesinlikle kullanmamalıyız.