Bizler acaba kuranın rehberliğinden, ışığından gereği gibi yararlanıyor muyuz? İşte gelin bu soruyu kendimize soralım ve birkaç örnek vererek kurandan ne kadar uzak yaşadığımızı ve onunla hiç alakamız olmadığını anlamaya çalışalım. Bizler kuranı anlayarak hiç okumadığımız için Rahman ne diyor hiç bilmiyoruz. Televizyonlardan din adına öyle sorular soruluyor ki, kuranı birkaç kez anlayarak okuyan bir insan sorulan sorulara adeta güler,
(daha&helliip;)
Son yıllarda gerek televizyonlarda, gerekse sokağa çıktığımızda rastladığımız sıklıkla tartışılan konulardan birisi dinin kaynağının ne olması gerektiği. Dinin tek kaynağının Kuran olması gerektiğini savunanlara sıklıkla rastlamaktayız. Karşıt görüştekiler özellikle Sünni mezhep savunucularının buna bir eleştirisi sadece Kuran`ı savunan anlayışın yeni bir mezhep oluşturduğu aslında sadece 4 hak mezhep olan Sünni mezheplerin geçerli olduğu yönünde. Acaba gerçekten durum böyle mi? Öncelikle
(daha&helliip;)
Rahman ve Rahim Olan Allah`ın Adıyla; Yusuf Süresi 2. Biz onu, AKIL ERDİRESİNİZ diye Arapça bir Kur`an olarak indirdik. 111. Andolsun ki, onların kıssalarında AKIL SAHİPLERİ İÇİN İBRET VARDIR. Kur`an uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, HERŞEYİ AYRI AYRI AÇIKLAYAN ve inanan bir toplum için de bir YOL GÖSTERİCİ ve bir RAHMETTİR. Arapçayı putlaştırmaya çalışan zihniyet bu
(daha&helliip;)
İslam, evrensel bir dindir. Bu bakımdan o, alemlerin Rabbi Allah`tan gelmiş olmakla beraber, kainatta bulunan kanunlarla uyum halindedir. Kainat ve kainatta bulunan tüm yasalarla uyum halinde bulunan bir din, elbette insan fıtratıyla da uyum halinde olacaktır. Dolayısıyla insan kendi fıtratı çerçevesinde hareket ettiği takdirde Allah`ın yolunun üzerinde nakşedecek ve kendisini hakikate götürecek ayetleri bulup, görecektir. Bunun için, onu sınırlayan, evrensel
(daha&helliip;)
Kuran öyle bir kitap ki anlayarak okudukça insana bir rehber, bir güneş gibi yol gösteriyor. Ayetlerinde kullandığı sözcükler hem peygamberimiz devrindeki insanlara, hem de tüm zamanlara öyle bir hitap ediyor ki, hem çözüm getiriyor bizlere, hem de uyarıyor. Ama bizler kuranı anlayarak okumaya yönlendirilmediğimiz için, bu faydalarından ne yazık ki istifade edemiyoruz. Şunu hiç düşünemiyoruz; Bu kitap sizlere bir rehber,
(daha&helliip;)
ARAF 163. Sor onlara o deniz kıyısındaki kentin durumunu. Cumartesi günü azıp sınır tanımazlık ediyorlardı. Sebt yaptıkları gün balıkları onlara akın akın gelirdi; sebt yapmadıklarında ise onlara gelmezdi. Yoldan sapmaları yüzünden onları böyle imtihan ediyorduk. 164. İçlerinden bir topluluk şöyle dedi: “Allah`ın helak edeceği yahut şiddetli bir azapla azaplandıracağı bir topluma ne diye öğüt verip duruyorsunuz? Dediler ki: “Rabbinize karşı
(daha&helliip;)
Birkaç örnek verelim: DİŞİ (ankebut) 29: 19 ALLAH`ın yaratılışı nasıl başlatıp, nasıl tekrarladığını görmediler mi? Bu, elbette ALLAH için kolaydır. 29: 20 De ki, “Yeryüzünü dolaşın ve yaratılışın nasıl başladığını görün. “6 Sonra, yine ALLAH (ahiretteki) son yaratılışı başlatacaktır. ALLAH`ın her şeye gücü yeter. ENBİYÂ (30) İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan
(daha&helliip;)
Yüce kitabımız Kur`an`da, birçok ayette az bir maddiyat karşılığı satılan değerlerden bahsetmektedir. En başta şunun bilincine varmalıyız ki, bu dünya veya evren Rabbimizin katında ve müminlerin gönlünde hep `az bir para`dır. Bunlar Rabbimizin ve gönülden inananların değerleridir ve şu dünya denilen imtihan sahnesinde sahip olunabilecek bütün hazinelerin satın alamayacağı kadar paha biçilmezlerdir. Bunları sıralamaya kalksak ne zaman ne de satırlar
(daha&helliip;)