Kuran’da Namaz Var mıdır?

Son dönemde Kuran ve din üzerine yapılan tartışmalardan biri de Kuran’da namaz ibadetinin olup olmadığı ile
ilgili. Bu konu ile ilgili iki görüşü sunup bunları değerlendirmek istiyorum. Bu tartışmada birinci görüş, farsça ‘namaz‘ kelimesinin Kuran’ın Arapça orijinalinde geçmediği ve Kuran’da namaz olarak anlaşılan ya da Kuran meallerinde tercüme edilen ‘salât‘ kelimesinin dua anlamına geldiğinden hareketle Kuran’da namaz ibadetinin olmadığını sadece Allah’a dua etmekten bahsedildiğini iddia etmektedir. Bu görüşteki kişilerin büyük bir kısmının, ne yazık ki, dinde kendilerine zor gelen veya uygulamak istemedikleri bazı emir ve yasakları, ayetleri farklı yorumlayarak, kelimelerin anlamlarını kaydırarak ya da bazı ayetleri göz ardı ederek yok saymaya çalıştıklarını dahası etrafındaki insanları da buna inandırmaya çalıştıklarını düşünüyorum.

Kuran’dan namaz ibadetinin anlaşılması konusundaki ikinci görüş ise gelenekçi, mezhepçi dediğimiz Allah’ın dininin uydurulmuş, dejenere edilmiş şeklini uygulamaya çalışan çevreden gelen yaklaşımlardır. Bu çevre dini sadece Kuran’dan anlar yani dini hüküm konusunda Allah’a hadis, mezhep imamları ve sözde âlimler yoluyla ortaklar getirmezsek namazı kılamayız diye eleştiriler getirmektedir.

Konuyu ve bu iki görüşü Kuran çerçevesinde değerlendirirsek, Kuran’da farsça ‘namaz‘ kelimesinin geçmediği, arapça ‘salât‘ kelimesinin geçtiği doğrudur. Kuran’da ‘namaz’ kelimesi geçmemektedir peki acaba bizim ve tüm dünyadaki Müslümanların uyguladığı, öncesinde abdest almamızın emredildiği, belirli vakitlerde inananlara farz kılınmış olan, Allah’ın huzurunda Kâbe’ye dönük şekilde ayakta durarak, eğilerek, yere kapanarak Allah’a dua etmeyi, Allah’ı anmayı içeren ibadetten Kuran’da bahsedilmekte midir?

Kuran’da namaz olarak da tercüme edilen ‘salât’ kelimesi ‘bağlantı kurmak, dua etmek’ gibi anlamlara gelip kulun Allah ile bağlantı kurması anlamında da kullanılır. ‘Salât’ kelimesi ‘ikame’ fiiliyle beraber ‘namaz kılmak’ anlamında kullanılır. Çünkü Kuran’da Allah’ın bize emrettiği namaz ibadeti bütün detayları ile ayetlerde ifade edilir. Kuran’a göre namaz Allah’ı zikretmek için yapılan bir ibadettir (20 – Taha Suresi – 14). Kuran’da bununlar beraber (2-Bakara Suresi – 45) sabırla, namazla Allah’tan yardım dilemek geçer. Kuran’da ayrıca hareketli ibadet manasında üç kelime geçer. Bunlar;

1. “kıyam (ayakta durma)” (2 – Bakara Suresi – 238, 26 – Şuara Suresi – 218)

2. “rükû (eğilme)” (2 – Bakara Suresi – 43, 5 – Maide Suresi – 55, 48 – Fetih Suresi – 29)

3. “secde (yüz üstü yere kapanma)” (22 – Hac Suresi – 77, 48 – Fetih Suresi – 29, 39 – Zümer Suresi – 9) dir.

Kuran’da namazın, vakitleri belirlenmiş bir farz olduğu geçer (4-Nisa Suresi – 103). Korku zamanında bile namaz kılınmasını açıklayan Kuran, hiç şüphesiz farz namazlarının vakitlerini de eksiksiz olarak açıklamıştır. Kuran’ı Kerim inananlara günlük olarak Sabah Namazı (11 – Hud Suresi – 114, 24 – Nur Suresi – 58), Akşam Namazı (11 – Hud Suresi – 114, 24 – Nur Suresi – 58, 17 – İsra Suresi – 78) ve Orta Namazını (2 – Bakara Suresi – 238) farz kılmıştır. Ayrıca tüm inananlara, erkek – kadın ayrımı yapmaksızın, Cuma Namazı (62 – Cuma Suresi – 9-11) farz kılınmıştır.

Kuran’da namaz öncesi abdest (5 – Maide Suresi -6) ve boy abdesti (4 – Nisa Suresi – 43) konuları da detaylı olarak aktarılmıştır. Nasıl abdest alacağımız ve hangi durumlarda abdest ve boy abdesti almamız gerektiği açıkça belirtilir. Tüm bunlara ek olarak Kuran’da kıbleye dönmek, savaşta namaz, korku anında namazı ve cenaze namazı gibi konularda da Allah inananları aydınlatmıştır.

Tüm bu ayetlerden hareketle ne Kuran’da namaz ibadetinin olmadığı ne de dini sadece Kuran’dan öğrenmemiz Kuran’ın yanına hadis, ilmihal, mezhep imamı gibi başka kaynaklar koymamamız durumunda namaz kılamayacağımız iddiası doğrudur. Kuran’da, öncesinde abdest almamız gereken, vakitleriyle farz kılınmış ve ayakta durarak, eğilerek ve secde ederek Allah’ı anmamız şeklinde bir ibadet olmadığı düşüncesi Kuran’a uygun değildir. Bu olsa olsa Kuran’dan Allah’ın emirlerinden beğenmediklerini, uygulayamadıklarını ya da uygulamak istemediklerini yok saymaya çalışmaktır.

Dini sadece Kuran’dan anlamamız durumunda namaz kılamayacağımız düşüncesi de yanlıştır. Gelenekçi, mezhepçi din anlayışındaki uydurmalarla dolu, namazın huşu gibi çok önemli bir kavramından uzaklaştırırcasına bir yığın detaylara boğulmuş namazın Kuran’da olmadığı doğrudur. Ancak Allah Kuran’da gerçek dinindeki namazın nasıl kılınacağını detaylı bir biçimde açıklamıştır.

Namaz konusuyla daha da iyi anlaşılmaktadır ki dini sadece Kuran’dan anlama yaklaşımı, dini insanlara sempatik göstermek için kolaylaştırmak, modern değerlerle ve modern hayatla dini uzlaştırmak ve dini sadece insanların kalplerinde olan iyilik, sevgi gibi kavramlara indirgemek için yeni bir dini anlayış geliştirmek değildir. Dini yalnızca Kuran’a has kılmak Peygamberin ölümünden yüz yıllar sonra uydurulmuş olan hadisçi, mezhepçi din anlayışından Peygamberimizin de uyguladığı Allah’ın emrettiği din olan gerçek dine dönüştür.


About the Author
Author

Comments (4)
Leave a reply

Name (required)

Website