Kuran’ın aydınlığına kavuşmuş beynini şirkten temizleyip doğru yola girmiş bazı kişiler insanlara kurandan apaçık kanıtlar gösterdiğimiz halde mantıklı ve bilimsel konuştuğumuz halde hala Kuranın tek başına Allah’ın dininin kaynağı olduğunu ve Kuran’da ne varsa sadece buna uyulması gerektiğini insanlara anlatamamaktan şikayetci keza bunu bende sık sık yaşıyorum. Lakin tam da bu noktada yine Kuran’ın bizzat kendisinden gözden kaçırdığımız bir nokta var o da şu ki istemeyen bir insanı Allah’ın doğru yola iletmeyeceğidir yani siz istediğiniz kadar ayetlerin apaçık olduğunu,mantıklı olanın bu olduğunu söyleyin fark etmez Allah’ın doğru yoluna girmek istemeyen insanları hiçbir şekilde ikna edemezsiniz bence bu da kuranın başlı başına bir mucizesidir çünkü gözlemlerim sonucunda bu tip insanların ikna olduğunu hiç görmedim.Hatta Kuran’a tekrar dönersek yüce Allah elçisi Hz. Muhammed’e bile istemeyen insanları sen mi doğru yola ileteceksin senin buna gücün yetmez diyerek uyardığını görüyoruz,Sanırım peygamberin bile yapamadığını kimse yapamaz.
Kısaca her şeyden önce Allah’ın doğru yoluna girmeyi istemek şarttır ,olmazsa olmazdır ve istedikten sonrada Allah’ın ipi olan Kuran’a sımsıkı sarılmalı ve beyni temizlemelidir.Yüce Allah’ın Kuran için bir ilaç/şifa demesindeki hikmet de buradadır.Nasıl ki hasta ilacını içmeyince iyileşemezse,Kuran okumayan beyinde kirlenecektir
Fussilet Suresi
44 Eğer biz onu yabancı dilde bir Kur’an yapsaydık, elbette şöyle diyeceklerdi: “Ayetleri ayrıntılı kılınmalı değil miydi? ister yabancı dilde, ister Arapça!” De ki: “O, iman edenler için bir kılavuz, bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur’an, onlar için bir körlüktür. Böylelerine, çok uzak bir mekândan seslenilmektedir.“