Ameller mi, Sevaplar mı Niyetlere Göredir?

Ne zaman bir düşüncenin, inancın yanlışlığı belirtilse, “aman canım niyetleri güzeldir” diyerek geçiştirilir. Apaçık bir yanlış yapıldığında bile, çeşitli sebeplerden niyet savunmasına girişilir.  Apaçık bir yanlış olsa bile, “Ameller niyetlere göre değil mi?” diyerek Allah’ın insanı affedeceği hatta bir de üstüne sevap vereceğini umanlar vardır.

Sürekli yatan ve çalışmayan bir insan için “onun niyeti çalışmaktır” diyebilir miyiz? Sürekli insanların kalplerini kıran birisi için “onun niyeti aslında kırmak değil” diyebilir miyiz? Allah insana düşünme yetisi vermiştir ve insanlar yaşadıklarının sonuçlarını görürler. Her insan hata yapar, yanılabilir, unutabilir. Ancak bu hatada ısrar edip tekrarlayınca burada artık istemeden yapılan bir hatadan bahsedemeyiz. Niyetin yapılan işten başka olduğunu hele hiç düşünemeyiz.

İnanç konusunda da, eğer her inanılan şey doğru olsaydı ve “niyetler” kurtaracak olsaydı, Kuran’ı baştan sona yalanlamak gerekirdi. Mesela “İsa Allah’ın oğlu diyenler kafir oldu” (5/72) derken, “ ama bunu söylerken niyeti şöyle böyle olanlar” diye bir istisna olmadığını hatırlatırım.

Kötülük yapanlar kötülüklerini iyilik sözleriyle ve mazeretleriyle örtmeye çalışmışlardır. Unutmayalım, Hitler Yahudileri yakarken, insanlık adına özgürlük adına bahaneler sıralıyordu. Yahudiler Filistinlilere saldırırken, yine iyilik ve güzellik sözleriyle süslemektedirler.

 

“Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz!” derler.”  İyi bilin ki, onlar bozgunculardır; fakat anlamazlar. 2/11-12

 

Kendi işledikleri yüzünden başlarına bir musibet geldiği, sonra da “Biz iyilik etmek ve uzlaştırmaktan başka bir şey istememiştik” diye Allah’a yemin ederek sana geldikleri zaman hâlleri nasıl olur? 4/62

 

Yani, yaptığımız yanlışlara bahaneler getirmek, iyi niyet savunmaları yapmak gerçekçi değildir, hatayı görmeye yönelik değildir.  Bozuk amelin arkasında bozuk niyetler de vardır. Kişilerin niyetlerini temize çıkarmaması gerekir.

 

“Onlar, ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve çirkin işlerden uzak duran kimselerdir. Şüphesiz Rabbin, bağışlaması çok geniş olandır. Sizi, topraktan yarattığında da ve analarınızın karnında ceninler iken de, en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, Allah’a karşı gelmekten sakınanları en iyi bilendir.” 53/32

 

İnsanı niyetleri değil, amelleri kurtaracaktır.

 

“Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur.” 53/39 Ve çalışması da ileride görülecektir. 53/40

 

Allah mazeretlere ve bahanelere bakmayacaktır, insanların elleriyle yaptıklarına bakacaktır:

 

“O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.” 36/65

 

İnsanın içindeki niyetler de önemlidir.  Bu niyetlere göre insan bir sonraki davranışlar şekillenecektir.

 

“Rabbiniz, içinizde olanı en iyi bilendir. Eğer siz iyi kişiler olursanız, şunu bilin ki Allah tövbeye yönelenleri çok bağışlayandır.” 17/25

Tövbeye yönelenler, yaptıklarına pişman olanlar ve hatada ısrar etmeyenlerdir.

 

“Yine onlar ki, bir kötülük yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler.” 3/135

 

Burada bazı sorular akla gelecektir. Mesela niyeti kötü ama iyi bir iş yapmış birisinin durumu nedir? Eğer bir kişinin niyeti temiz değilse, kötülükler de barındırıyorsa, bir sonraki adımlarda bu kötülükler ortaya çıkacak ve Allah da kabul etmeyecektir. Örneğin, bir kişi diğerine yardım eder ancak umduğunu bulamayınca başa kakarsa amelleri boşa gitmiş olur. Bir kişi, diğerine doğru bir uyarıda bulunacaktır ama niyeti karşıdakini incitmek olursa, doğruyu söylemiş olsa da, söyleme tarzındaki niyetindeki bozukluk, iğneleme gibi durumlar görüleceğinden yine iyilik oluşmamış ve boşa gitmiş olur.

Niyeti tertemiz birisi kötü bir iş yapar mı? Olası sonuç olarak yapsa bile, arkasından gelen sözler ve davranışlar, iyiliğe yönelik olacaktır. Hayat sadece bir tercihten değil, bir sürü tercihlerden oluşmaktadır.

Niyetler her zaman beyaz ya da siyah olmayabilir. Güzel bir işe kötü niyetler karıştırılıp o işin kötü olmasına neden olunabilinir.

Her zaman bir işte iyilik ve kötülük % 100 oranında değildir. % 50 iyilik yapmak, % 30 karşıdaki insana önceden olan sinirimizi çıkarmak, % 10 üstünlük taslamak, % 10 hava atmak gibi yüzdeler bulunabilir.  Gerçek iyilik, % 100 saf niyetin olmasıdır, Allah’ın kabul edeceği ve sonrasında kişiye hayır getirecek güzel iş ve ibadet de böylesidir.

Sonuç olarak niyetler fiilleri belirler, fiillerden sonraki olacakları belirler. Allah da yapılan fiillere göre davranır, hesap günü de ağızlar susacak ve yapılan işler görülecektir.  Sevaplar niyetlere göre değil, niyetlerin ortaya çıkardığı amellere göre olacaktır.


About the Author
Author

petekx

Comments (1)
Leave a reply

Name (required)

Website