Hangi Yol Allah’a Götürür?

ALLAH’A HANGİ YOLDAN GİDİLİR ?

“Kısa ve doğru yolu Allâh gösterir. Ama o yoldan sapan da var. Allâh dileseydi, hepinizi doğru yola iletirdi.”
(Nahl, 9)

 

’’ Sırat’’ yol demektir. “Müstakim” ise kendisinde bir eğrilik ve sapma bulunmayan anlamına gelir. İki terim bir arada bulununca dosdoğru olan yolu (Sırat-ı Müstakim)ifade etmektedir. İnsanlar tecrübeleriyle bilirler ki, çok değişik yollar vardır. Kısa, uzun, dar, geniş, eğri, dolambaçlı, düz, yolcusuna sıkıntı veren , rahat yolculuk sağlayan, hedefe götüren, hedeften uzaklaştıran… Fakat bütün bu yolların içerisinde hiç itirazsız hedefe gitmeye en uygun olanı yolculukla amaçlanan, hedefe götürme özelliklerine sahip olandır. (1)

 

Doğru yol diye İnsanın önünde bu kadar yol konmuşken bu yolların içinde acaba hangi gerçek yol bizi Allah’a ulaştırabilir? Bu sorunun cevabı önemlidir. Farklı farklı yollardan Allaha ulaşmak isteyen insanların hepsinin tek hedefi Allah’a ulaşmak olduğunu biliyoruz. Hiç düşündünüz mü acaba Allah’ın Dosdoğru yoluna ulaştıracak birbirlerinde farklı yolar gerçekten mevcut mudur ? Yani dileyen dilediği şekilde dilediği yolarla Allahın dosdoğru yoluna ulaşabilir mi ? Farklı tarikatlara cemaatlere mensup insanların iddia ettiği gibi “biri Allah’a sağdan diğeri soldan gider neticede hepsinin ulaştığı tek yer Allah’dır” sözü doğru mudur? Bütün yollar gerçekten de Allah’a çıkar mı?

 

Bu gün yeryüzündeki bütün dinleri; inanç sistemlerini incelediğimizde hepsinin ortak hedeflerinin Allah’a ulaşmak olduğunu görüyoruz. Budistler, Hindullar, Yahudiler, Hıristiyanlar, kendisini İslam ile bağdaştıran fırkalar; Nakşiler, Kadiriler, Nurcular, Süleymancılar.. burada isimlerini tek tek saymanın mümkün olmadığı yüzlerce tarikat-cemaat ve grubun mensuplarının peşinden gittiği şahıslar acaba gerçekten de Allah’ın gösterdiği yolda mı? Bunlardan her biri kendisinin doğru- hak yolda olduğunu iddia eder . Fakat gerçekten bu böyle midir? Yani birbirine taban tabana zıt olan sayısız yolların hepsi gerçekten de İnsanı cennetin kapısına götürcekmi. Allah’ın dosdoğru yoluna insanı iletip yolun sonun da insanı Huzura mutluluğa gerçek kurtuluşa çıkaracak mı ? Peki ya siz Allaha ulaşmak için hangi yolun yolcususunuz? Takip ediğiniz yol gerçekten de sizi öncelikle bu dünyada yaşarken hakla batılı birbirinden tam ayıracak şekilde bilinçlendiriyor mu ki bunun doğrultusunda yaşamınızda doğruluk ve adalet hakim olsun, onurlu, tutarlı, kendiniz gibi diğer insanlara değil sadece Allah’a kul olduğunuz bu anlamda da gerçek özgürlüğünüze ulaştığınız bir yaşamınız olsun. Bu yaşam sonunda da Allah’ın sadece kendisine kul olmuş dürüst insanlar için hazırladığı her şeyin en güzelinin, en temizinin, bulunduğu bir cennet ortamında yaşama hakkınız olsun.. İzlediğiniz yol gerçekten tüm bunları sağlayabilecek mi? Bunu irdeleme, güvenilirliğini sorgulama ihtiyacı hissetmek çok doğal bir hareket olmaz mı?

 

Yolunuzun doğruluğunu test etmeyi- sorgulamayı bütün yüreğinizle gerçekten istiyorsanız ;baş ucunuzda duran kutsallığına inandığınız fakat anlamaya çalışmadığınız Allah’ın kitabı olan Kuran-ı Kerim yeterlidir. Onunla gittiğiniz yolun güvenirliliğini sorgulayabilirsiniz. Allah’ın kitabına baktığınızda dosdoğru yolun(sirat-ı müstakim) sadece Allah’ın göstermesiyle mümkün olabileceğini çok açık biçimde görebiliyorsunuz. Yani doğru yol tek bir yol ve o doğru yolu göstermek sadece Allah’a aittir. Allah kendisine ulaşan ilahi yolu yine kendisi göstermektedir ayetlerde bunun adresi açık şekilde gösterilmiştir:

 

Şüphesiz ki bu Kur’an en doğru yola iletir;
İsra 9

 

Elif. Lam. Ra. Bu (Kur’an) Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yüce ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.
İbrahim1

 

Kuran kendisini rehber edinenleri “dosdoğru yola” iletir. Şirkin, küfrün karanlığından sıyrılıp aydınlık erdemliğin doğruluğun yoluna gitmek ancak Allah’ın gösterdiği şekilde mümkündür. İbrahim ve İsra surelerindeki gösterilen ayetlerde Kuran’ın kendisini rehber edinenleri dosdoğru yola iletiğini anlayabiliyoruz. Demek ki yol göstermek ancak Allah’a aittir.

 

De ki: ‘Gerçek yol gösterme ALLAH’ın yol göstermesidir. Evrenlerin Rabbine teslim olmakla emredildik.’
Enam 71

 

Yolun doğrusunu göstermek Allah’a aittir. (Yol un)bazıları da eğridir. Allah dileseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi.
Nahl 9

 

Yolun doğrusunu göstermek Allah’a aittir ve Allah doğru yolu gösteren ilahi haritayı bizlere yollamıştır. En büyük gayesi insanın Allah’ın dosdoğru yolunda ilerlemek ise kişinin mutlaka kendini Allah’ın kitabına muhatap kılması gerekir ki bundan başka hiçbir yöntemle ayaklarının hangi yolda ilerlediğini anlayamaz. Fakat bugün Allah’ın yol göstermesini bırakıp dini ve siyasi liderlerinin, bilginlerinin önderliğinde doğru yola ulaşmaya çalışılması; insanların en temel insan haklarını ellerinden almakta ve bunu din adına meşru görmelerine sebep olmaktadır. Yaratıcı kendi yarattıklarının hak ve hukukunu en güzel biçimde koruyup, onların onurlarını saygınlıklarını verirken bu şahıslar insanları kul-köle haline getirmekte insanlık onurlarını ve haklarını ayaklar altına alarak bir de bunu sözde Allah’a yaklaştırma vaadi ile yapmaktadırlar. Herhangi bir şeyin haklılığının- doğruluğunun sağlaması kelle sayısına bakılarak bulunamaz. Öyle ki ilerlediğiniz yolda milyonlarca insan olabilir bu kişinin doğruyu bulmasında ölçüt olamaz.

 

Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar.
Enam 116

 

İnsanların çoğunun gittiği yol mutlak doğru yol değildir. Doğru yol ancak Allah’ın gösterdiği yol dur.

 

Şüphesiz ki bu Kur’an en doğru yola iletir;
İsra 9

 

 

1. “Bizi Dosdoğru yola ulaştır ifadesi önemli;” fatihada geçen “(6-7) Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.- İhdinas siratal mustekîm.

Siratallezine en’amte aleyhim ğayril mağdubi aleyhim ve laddâllîn.”

Bu yoldan çıkış Allah’a iftira üzerine kurulu.16/115-116,10/58-59, 10/68-69, 6/21-23, 7/37

 

 

2. Allah’ın yolunda Allah hakkında kesinlikle zanna yer yok. 10/36, 2/80

 

 

3. Allah hakkındaki zanla doğru yola girilemez. Bu yolun başında-girişinde Allah hakkındaki hertürlü zannın ve Allah hakkında her türlü zan ve bunların sonucunda iftira doğuracak her kaynak, kişi ve düşüncenin Allah nezdinde en ağır suç kapsamında yargılanacağının bilincine varılması gerekir. 6/21-23, 16/115-116

 

 

4. Kişi Allah dışındaki herkesi ve her türlü kitaplarıı sorgulanabilir; yanlışları da doğruları da olan birer normal varlık olarak algılamadığı sürece; sorgulayamadığı; yanlışlarını görüp eleştirmediklerini ilahlaştırdığını görmelidir. 21/21-30 Böyle görmezse Allah hakkında ortaya atılan iftiralara karşı “bu adam diyorsa bir bildiği vardır, bu hoca-şeyh-alim-abi-abla diyorsa doğrudur” zihniyeti ile “Allah’tan başkalarını da sorgulanmaz” görüp onlardan gelen “zanni” yani aslında Allah’a iftiraya davetiye ve zemin hazırlayan “bilgi denemeyecek” çürük dalları dinde kaynak kabul etmemeye kesin bir karar verilmelidir aksi halde gidilen yol asla dosdoğru olamaz.

 


About the Author
Author

ppiramit

Comments (1)
Leave a reply

Name (required)

Website