Ümitsizlik!

Biz çok ümitsiziz. Her kötü olay bizim için bir felaket. Özellikle Türkler ve diğer Müslüman milletler her şey de bir olumsuzluk görüyor. İki teyze konuşmaya başladı mı önce hastalıklarını anlatır, sonra kötü gelinden dertlenir, sonra borçtan vs vs.

Eğer inanıyorsan Allah’a bu dünyanın bir imtihan dünyası olduğunu bilmen lazım. Hayatta neler olmuyor ki? “Her şey insanoğlu için” bu anlamda güzel bir söz. Peki, sence bu dünyanın en büyük sorunu sende mi? En büyük acıları sen mi yaşadın/yaşıyorsun? Hep senin işlerin mi ters gidiyor? Hiç mi güzel giden bir şey yok? Ne seni hep şikayete, isyana, ümitsizliğe itti? Ve sana bu kötülükleri yaşatan kimdi? Allah mı insanlar mı?

Başınıza gelen her musibet, sizin ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Bununla beraber Allah, kusurlarınızın pek çoğunu da affeder.
42/30

Ümitsizlik sadece günlük işlerini değil ahiretini de etkiliyor. Eğer ümidini kesiyorsan, ümidini Allah’tan kesiyorsundur. Oysa ümitsizlik İblis’in özelliğidir. İblis’in kelime anlamı “Allah’ın rahmetinden umut kesmek, umutsuz olmak”. Yani İblis kendini sadece insandan üstün görmedi, Allah’a isyan etti ondan ümidini kesti ve bu nedenle kovulmuşlardan oldu. Bu nedenle ümitsizlik günah işlemeden daha kötüdür çünkü İblis’in ümitsizliği onun tövbe etmesini engelledi. Hz. Adem ise cennet bahçesinden indikten sonra işlediği günahtan ötürü Allah’a tövbe etti ve onun rahmetinden ve affından ümit kesmedi. İblis’in yanlış bir kadercilik anlayışı vardı. Sorumluluğu Allah’a attı.

İblis, “Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlâsa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım” dedi.
39/40

Hz. Adem ise hatasını ve bundan doğan sonucu kabul edip sorumluluğu üstüne aldı, tövbe etti ve kendini düzeltti.
Belki de biz artık sorumluluğu üstümüze alıp kendimizi düzeltmeliyiz ve Allah’tan ümit kesmeyip O’na ve imtihanlarına güvenmeliyiz.

Kimler üzülmezler?

Dedik ki: Hepiniz de cennetten inin. Fakat benden size bir doğru yol gösterici geldi mi o doğru yolu gösterenin izinden gidenlere ne korku vardır, ne hüzün.
2/38

Sabra ve namaza/duaya sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir. O ürperti duyanlar, Rablerine kavuşacaklarını düşünürler ve bilirler ki onlar, mutlaka O’na döneceklerdir.
2/45,46

Bilakis, kim iyilik yaparak bütün benliğini Allah’a teslim ederse, onun ödülü Rabbinin katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır ne de üzüntü çekerler.
2/112

Derler ki: “Bizden üzüntüyü gideren Allah’a hamdolsun. Doğrusu Rabbimiz bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.”
35/34

Biz ne yapıyoruz?

Biz insana nimet verdiğimiz zaman, Allah’ı anmaktan yüz çevirip uzaklaşır. Ona fenalık dokununca da ümitsizliğe kapılır.
17/83

İnsan hayır istemekten usanmaz, fakat kendisine bir kötülük dokununca üzülür ve ümitsizliğe düşer.
41/49

O zaman?

O hâlde gevşemeyin ve üzülmeyin! Eğer (gerçekten) mü’min kimseler iseniz, en üstün olanlar sizsiniz!
3/139

http://yesilrenklidunya.blogspot.com.tr/2014/09/umitsizlik.html


About the Author
Author

Fadimee

Leave a reply

Name (required)

Website