Bu yazımda , Allah’a dua ederken araya aracı koymanın ne kadar ilkel bir düşünce olduğunu gözler önüne sereceğim.
Bugün sünnilikte genel olarak savunulan görüşlerden biri şöyledir : ”Biz kim oluyoruz da direk Allah’a ulaşacağız , onun sevgili kullarından şefaatçi/aracı olarak evliyalar , müçtehidler, alimler koymak gerekir.” Maalesef bazı insanlar bunu mantıklı bulup inanıyorlar. Bu görüş tek bir ayetle çürütülecek olsa da , mantıki yönden de ele almak tatmin edici olacaktır.
Birincisi , aracı koyduğunuz kişinin Allah’ı sevdiği kulu olduğunu kimse bilemez. Bu kişi müşrik , münafık bile olabilir.
İkincisi , aracınızın size aracılık ettiğini de kimse bilemez.
Üçüncüsü ve bu görüşün dehşet noktası sünni kültürün Allah algısının ne kadar ilkel olduğunu gözler önüne seriyor. Bu görüş Allah’ı bir başbakan gibi göstermektedir. Başbakana direk ulaşamayız , ancak araya bazı önemli kişileri koyarak ulaşabiliriz. Çünkü her isteyen başbakanla konuşacak olsaydı , başbakan hiç boş kalmaz , çok meşgul olur ve çok yorulurdu. İşte bu görüş Allah’ı bize böyle göstermektedir , oysa Allah’ın gücü her şeye yeter. Allah 7 milyar insanın duasını birden duyabilir ve karşılık verebilir. Bunu idrak edemeyen insanlar o kadar ileri gitmişlerdir ki , ”Direk Allah’a bağlanıyorum diyen, şeytana bağlanır.” gibi rezalet laflar etmişlerdir.
Apaçık bir şirkin nasıl olur da Allah’ın dininde gerekli bir şey olmuştur , bu apayrı bir yazının konusudur.