Ne tuhaf, gerçeği aradığını yada bulduğunu iddia eden birçok kişinin mutlaka dokunulmasından rahatsız olduğu dokunulmazları var. Herkesin “herşeyi düşünelim, akledelim” diyerek ne kadar aydın olduğunu göstermeye heves ettiği ama bir o kadar da “tamam buraya kadar düşünüp, akledebiliriz, bundan sonrasına girersek iş sarpa sarar aman ha” dediği, kendine göre kutsal saydığı tabuları var. Bazı kitlesi olan kişiler bile sırf kitlesini kaybetmemek için bazı hassas konulara girmeyerek aslında “kafirlik” yapıyor. Kafir demek bir gerçeği gizlemek demek, bir gerçeğin üzerini örtmek demek ve gizlemek suretiyle o gerçeği inkar ediyor demek. Ömrünü İslamı, Kuran’ı anlamak için harcamış bir insana yakışmayacak bir durum. Ve tüm emeklerini boşa çıkarmaya meyletmesinden çıkarılacak çok dersler var benim açımdan. Alacağım ders şudur: Kim ne olursa olsun, hangi ünvana sahip olursa olsun, tüm ömrünü Kuran’a adamış birisi de olsa herkesin mutlaka hata yapma ve yoldan sapma ve nefsi duyguları uğruna gerçekleri çarpıtma eğilimi mutlaka vardır. Ve olacaktır.
Biz Kuran’ı okumuş ve anlamış Müslümanlar olarak kalkıp da dinimizin tarihini Yahudiler gibi 4000 yıl öncesinden başlatarak ondan önce onbinlerce yıl içersinde yaşamış insanları din dışı ilan edemeyiz. Yada kalkıp tarihi 4000 yıl öncesinden başlatıp ondan önceki insanları mağara insanları yada yarı maymun yarı insan formatına sokamayız. Çünkü eğer Kuran’ı okuduysak ve anladıysak Allah’ın Kuran’da bize söylediği ilk akıllı insan var olduğundan beri Allah’ın dini vardı. Allah Adem’e elçiler göndereceğini söyledi. Ve Adem bundan 4000 yıl önce gibi kısa bir süre önce yaşamadı. Anadoluda yada başka coğrafyalarda yapılan Arkeolojik kazılardan çıkan sanat eserlerinden anlaşılıyor ki bundan 12.000 yıl önceki insanlarda akıllı insanlardı yani Ademin soyundandı o toplumlar.
Peki bunu anlamak neden önemli?
İnsanlar bunu anlamadığı zaman Yahudiler gibi dinler ve insanlar tarihini 4000 yıl öncesinden başlatıyor. Çünkü öyle işine geliyor. Daha öncesini düşünmek onu tabularından, dokunulmazlıklarından kurtaracak. Oysa bunları terketmek istemiyor. Onlara inanıp, onlarla yaşayıp ölmek istiyor. Dokunulmazlıklarına dokunulursa nefsinin istemediği şeyleri kabul etmesi gerekecek.
Dinler ve insanlar tarihini 12.000 yıl önceye kadar gerilere götürürseniz bu insanların dokunulmaz putları kırılacak. Sorgulamalarından yenik çıkacak. Bu yüzden Yahudiler gibi davranmak en mantıklısı onlar için…
Allah Kuran’da yarattığı kullarını boş bırakmadığını onların yaşamlarını, ahlaklarını düzene koyacak dinini yeryüzüne gönderdiğini söylüyor bize. Elçiler gönderdiğini söylüyor tüm toplumlara. Ya Allah’ın bu söylediklerini inkar edeceğiz, ya bu Ayetleri görmezden gelip başka konulara zıplayacağız yada kafamızı kuma gömüp yaşayacağız. Yada Arkeolojik kazılar yapılıp da tarihi anlatan objeler bulunmasın diye dua edeceğiz. Yada tarihte yaşanılan herşeye, herkese sapkındı diyeceğiz ve kurtulacağız dokunulmazlarımıza dokunulmasından.
İnsanların dokunulmasından rahatsız olduğu bir konuda iffet konusu. İffet konusunu örtülere, giyim kuşama bağlayan kişi tabii ki dinler ve insanlar tarihinin 12.000 yıl önceye kadar gitmesini istemez. Eğer Kuran’ı da okuyup anladıysa sorgulaması gerekecektir, eğer kılık kıyafetle iffetli olunuyorsa o tarihlerdeki insanlar nasıl iffetli oluyordu diye. Onlara iffetsiz deme şansı da yok, çünkü Allah Adem’le dinini göndermiş yeryüzüne. Adem’le birlikte mahrem yerlerini örtme başlamış. Sanırım binlerce yıl sadece mahrem yerlerini kapatmış bu insanlara iffetsiz diyemeyiz. Der isek bu dinimizden kaynaklı bir görüş değil ancak bizim kendi şahsi fikrimiz olabilir. Kendi şahsi fikirlerimizde dinden kaynaklı olamaz, çevresel etkenler yada yaşadığımız kültürden dolayı olabilir.
Neden dinimiz kaynaklı olamayacağını açıklayacağım tabii ki.
Tarihe baktığımızda görüyoruz ki, insanlık var olduğundan beri erkekler kadınlar hiçbir ayrım olmadan özgürce yaşadılar. Hatta kadın erkek cinsinden daha önemliydi. Kadının doğurgan olması toplumlarda kadına statü veriyordu. Kadını değerli kılıyordu. Bazı putperest toplumlarda kadını Tanrıça yapmaya kadar gidiyordu. Kılık kıyafet ile ayrıştırmaların ilk olarak 5000 yıl önce Sümerde yapılmaya başladığını görüyoruz. Ama şaşırtıcı olan konunun iffet ile hiçbir alakası yok. Sümerlerde bir sapkınlık ortaya çıkıyor ve tapınaklarda kutsal fahişeler görev yapıyor. Ve bu fahişelere başlarını kapatmaları zorunluluğu getiriliyor, diğer kadınlardan ayrılması için. Gördüğünüz gibi bir baş kapatması var ve bu kapatma iffet ile alakalı değil. Bu gelenek Hammurabi zamanında kaldırılsa da M.Ö 1500 yıllarında Asur Kralı tarafından tekrar geri getiriliyor. Yasal yoldan fahişelik yapanlar ile yasal yoldan yapmayanların ayrılması için bu gelenek devam ettiriliyor. Yalnız Asurlular döneminde gelen bu yasada öncekine göre bir değişiklik oluyor. Örtünen kadın yani yasal yoldan fahişelik yapan ahlaklı , örtünmeyen kadın yani yasal olmayan yoldan fahişelik yapan ahlaksız fikri oluşmaya başlıyor tarihte ilk defa. Bu yasayı şu şekilde açıklarsak daha net anlaşılır. İki torba oluşturuluyor, birinci torbaya başörtüsü takan yasal fahişelik yapan kutsal kadınlar ve dul kadınlar, ikinci torbaya başörtüsü takmayan yasal yoldan fahişelik yapmayan kadınlar ve genç kızlar. Görüldüğü gibi torbaya atılan fahişelik yapmayan dul kadınlar ve genç kızlar da bu torbaya girerek karıştırılmış oluyor. Yani fahişelik yapanla yapmayanın, iffetli olanla olmayanın ayrılması amaçlanmıyor.
Bu baş örtüsü yada kılık kıyafet ile kadınları birbirinden ayırma Asurlardan Yahudilere geçiyor. Yahudi geleneklerinde görüyoruz ki kadın kıyafetlerinde birçok çeşit ortaya çıkıyor. Dul kadın kıyafeti, tapınak kıyafeti, fahişe kadın kıyafeti, köle kadın kıyafeti, hür kadın kıyafeti gibi çok çeşitli bir hal alıyor. Diyebiliriz ki insanlar dış görünüşlerine bakılarak değerlendirilmeye başlanıyor kadın olsun erkek olsun. Saç örmeden, saç kesmeye, sakal uzatmadan, traş olmaya kadar dış görünüşle ilgili her konuda bir takım gelenekler ön plana çıkarılıyor ve bunlar dinden sanılıyordu.
Tevrat Yaratılış 38-14:Tamar üzerindeki dul giysilerini çıkardı. Peçesini örttü, sarınıp Timna yolu üzerindeki Enayim Kapısı’nda oturdu. Çünkü Şela büyüdüğü halde onunla evlenmesine izin verilmediğini görmüştü.
Tevrat Yaratılış 38-15:Yahuda onu görünce fahişe sandı. Çünkü yüzü örtülüydü.
Tevrat Yaratılış 38-16:Yolun kenarına, ona doğru seğirterek, kendi gelini olduğunu bilmeden, “Hadi gel, seninle yatmak istiyorum” dedi.
Yukarıda verdiğim örnektende anlaşılıyor ki o dönemlerde örtünmek bir iffet belirtisi değil. Yüzü örtülü olduğu için Yahuda onu fahişe sanıyor. Ama fahişelik yaptıkları belli olmasın diye tanınmamak için örtülerle kendilerini gizledikleri çok açık. Asurlulardan alınan gelenek Yahudi toplumunda yön değiştirerek ahlaklı ve ahlaksız ayırımından yapılan ahlaksızlığın gizlenmesine, tanınmamaya dönüştürülmüş.
Kuran’ın indirildiği yıllarda da o coğrafyada Yahudiler ve Hristiyanlar sıkı sıkıya geleneklerine bağlı bir şekilde yaşamaktaydı. Zaten Allah’ın sıkça Kuran’da eleştirdiği atalarının dini tabirini geleneklerin dini olarak anlamamız gerekir. Allah’ın dininde geleneklerin dini olamayacağı için Allah bunları şiddetle eleştirir. Çünkü Allah’ın dini evrenseldir. Bir Arap içinde aynı dindir bu, bir Fransız içinde aynı dindir, bir Koreli içinde aynı dindir. İnsanların gelenekleri ne olursa olsun Allah’ın dini esastır. Eğer gelenek Allah’ın dinine uygun değilse gelenek değiştirilir din değil. Bir geleneğin Allah’ın dinine uygun olup olmadığına bakmak için Kuran’a danışırız. Kuran’a danıştığımızda görürüz ki Allah’ın dininde Allah insanları eşit tutar, insanların sınıflara ayrılmasını istemez, gruplara ayrılmasını istemez. Kadın olsun erkek olsun tek bir yasa etrafında Hanif Müslümanlar olarak birleşmemizi ister.
Bir kadının iffeti neyse bir erkeğin de iffeti odur.
İffet kıyafetler ile ölçülmez. Herşeyi gören bilen Allah’ın Yaratılış 38 den nasıl olurda haberi olmaz? Nasıl olurda Yahudi geleneklerini bilip de kılık kıyafet ile ilgili birçok kesin ve net ayet indirip kılık kıyafet düzenlemesi yapmaz? Çünkü Allah bizim bilmediğimizi biliyor. Kılık kıyafetle iffet olmayacağını biliyor. Çarşaf, örtüler, peçeler giyinip insanların iffetsizlik yapabileceğini biliyor. Evet O herşeyi biliyor ama aklını kullanamayan, düşünme yetisi gelişmemiş insanoğlu bunları bilemiyor. O cüppe giyip insanların ahlaksızlık yapacağını, dinini 3-5 kuruşa satacağını biliyor ama insanoğlu hala bunu bilemiyor. O sakal bırakıp eline 99 luk tesbih alan bir adamın Pedofili olabileceğini biliyor ama insanoğlu bilemiyor.
Neden?
Çünkü insanoğlu gelenekleri din sanma yanılgısından halen uyanmıyor. Uzun bir kaftanın insana iffet ve ahlak kazandıracağı hayaline kendini inandırmış yada inandırılmış. Tek kaynağını Kuran olarak kabul etmiş olsaydı tüm bu geleneklerinden kurtulup özgürlüğüne kavuşacaktı ama kendi aklına güvenemiyor yada güvendirtmiyorlar.
Bir yerlerde doğru kelimeler ve cümleler okuyor, ilk bakışta aklına yatıyor ama sorgulayacağı yerde o doğru cümleleri kimin kurduğu ile, bu cümleleri kuran kişinin kılık kıyafeti nasıldır ile, bu cümleleri kuran kişinin ünvanları var mıdır ile ilgileniyor, bunları araştırıyor…
Sonuç olarak Allah bu yeryüzüne ilk akıllı insanı yerleştirdiğinden beri elçilerini peşpeşe gönderdi ve kullarına en ideal olan yaşam tarzını sundu. Kullarının erdemli insanlar olarak yaşamaları için gerekli olan tüm ihtiyaçlarını karşıladı. O kulları arasında asla bir ayırım yapmadı. O’nun sunduğu bu yaşam tarzı bir Irak’lıya da uygundur, bir Paraguay’lıya da uygundur, bir Kanada’lıya da uygundur. O’nun dininde tüm yeryüzündeki kulları birlik, beraberlik ve esenlik içersinde ayırım yapmadan mutluluk içersinde yaşamalıdır. Akıl ve düşünce düzeyleri bunu anlamaya, özümsemeye müsaittir… İffetli olmayı örtülerle eşdeğer tutan insanlar Allah’ın pek çok Ayetini inkar etmiş oluyorlar. Allah’ın iffet tanımı bu kişilerin iffet tanımıyla aynı değildir. Zira Allah’ın Ayetlerinden anlaşılıyorki iffet namus ile eşanlamlı. İffetli olmak gayri meşru cinsel ilişki yaşamaktan kaçınmak demek. Eşini aldatmak iffetsizlik demek. Evlilik dışı ilişkiler yaşamak iffetsizlik demek. İffet cinsel organlarını korumak demek ama bu koruma örtü ile korumak değil gayri meşru ilişkilerden korumak demek.
Meryem-
20: “Bana hiçbir insan eli değmemiş ve ben iffetsizlik etmemişken nasıl olur da bir oğlum olur,” dedi.
Aşağıdaki Mearic Ayetlerinden de görüyoruz ki iffetli olmak sadece kadına mahsus bir meziyet değil. Erkeklerinde iffetli olunması isteniyor. Madem bazı kişilerin bu yanlış algısından dolayı, iffet ne kadar çok örtü olursa o kadar iyi olur şeklindeyse erkeklerinde üzerlerinde bol bol örtüler bulundurması gerekmez mi? Erkekler niye iffetlerini belli etmek için örtünmüyor? Halbuki Tevrattan anlıyoruzki peçe takan, başını örten erkekler var o dönemlerde. Hatta Musa bile. Ama erkekler nedense iffetli olmayı kılık kıyafetle ispatlamak yoluna gitmiyor. Bu görev nedense kadına verilmiş. Kim vermiş, nasıl vermiş, neden vermiş yukarıda bahsettiklerimden sonra sanırım anlaşılıyor.
Mearic-
29:Ve iffetlerine karşı duyarlı olanlar,Mearic-
30:Eşleri; yani meşru şekilde sahip oldukları dışında (isteklerini frenleyenler) çünkü ancak o zaman hiçbir kınamaya uğramazlar,
Bu tabudan kurtulmak istemeyenler olabilir, dokunmayın benim tabuma diyenler çıkabilir. Tabiiki istediğiniz kadar tabuyu üzerinizde taşıyabilirsiniz. İstediğiniz kadar örtülere bürünüp geleneklerinizle yaşayabilirsiniz. Burada yanlış olan sizin geleneklerinizle yaşamak istemeniz değil, geleneklerinizi sanki Allah’ın dininin bir emriymiş gibi yaşamanızdır. Kitlesini kaybetmekten korkan birçok kişi şunu diyebilmeli; “evet ben geleneklere uyarak örtünüyorum, Arap ve Yahudi gelenekleri hoşuma gidiyor, ama bu yaptıklarım İslam’ın emri değildir”. Doğru olan davranış bu değil midir? Allah’ın tasvip edeceği tavır bu olabilir ancak. Eğer bunu yapabilecek nefisler çoğalırsa sanıyorumki Arap ve Yahudi geleneklerinden hoşlanmayan bir Macar yada Finli rahatlıkla İslam dinini sevip, kendine din olarak seçebilir. Çünkü başka bir kültürde yetiştiği halde başka bir kültürün geleneklerini kabul etmek zorunda kalmayacaktır.
Yukarıda verdiğim Yaratılış örneğinden sonra iffetli kadının kılık kıyafetiyle anlaşılamayacağı iyice anlaşıldıysa, başında örtü olmayan bir kadına iffetsiz yakıştırması yapanlar ve o kadınları cariye olarak gören erkekler ve kadınlar şu Ayetin muhatabı olmazlar mı?
Nur-
23: İffetli ve kötülüklerden habersiz inanan kadınlara iftira edenler, dünyada ve ahirette lanetlenirler ve onlar için büyük bir ceza vardır.
Yada her zaman olduğu gibi apacık Ayetleri üzerine alınan kullar çıkmaz mı?
www.eliffevziyecaltepe.wordpress.com/2014/05/17/iffet