Araf Suresi
55. Ayet: “Rabbinize; boyun bükerek, gizlice/ürpererek yakarın. O, haddi aşanları/azmışları sevmez.”
Rab’bimiz Yüce ALLAH ayetinde diyor ki; “Ben haddini aşanları, azgınları sevmem!”
Bizler; iman ettiği Kitab’ı okuyup, anlama zahmetine dahi girmeyen ama “Elhamdülillah Müslümanım” diyen bizler, gerçekten bu ayeti aklımıza getirip, davranışlarımızı, düşüncelerimizi, dualarımızı, ibadetlerimizi frenleyebiliyor muyuz? Çoğunluğun cevabı HAYIR!..
Gerçekten biz inananlar, dur-durak bilmeksizin yapıyoruz bazı eylemlerimizi… Çok ama çok önem verdiğim “Peygamberimizi yüceltme” konusuna değinmek istiyorum yazımda. Düşüncesizce, yaptığımızın anlamını dahi bilmeden, yaptığımız en büyük eylemdir “Peygamberimizi yüceltmek”. Nedense Peygamber sevgimizde sınır tanımıyoruz…
Tabii ki Peygamberimizi Yüce ALLAH’ın Kitabı Kur’an’ın emrettiği doğrultuda selamlayıp yücelteceğiz. Ama bunu, ALLAH’ın dinine göre, Kur’an’ın emrettiği şekilde yapmalıyız.
Ali İmran Suresi
80. Ayet: “Ve size melekleri ve peygamberleri rabler edinmenizi de emretmez.Siz, Müslümanlar haline geldikten sonra inkarı mı emreder size?”Bakara Suresi
165. Ayet: “İnsanlar içinde öyleleri vardır ki, Allah dışında bazılarını Allah’a eş tutarlar da onları Allah’ı sevmiş gibi severler. İman sahipleri ise Allah’a sevgide çok kararlı ve taşkındır. Zulme saplananlar, azabı gördüklerinde tüm kuvvetin Allah’ta bulunduğunu, Allah’ın azabının çok şiddetli olduğunu fark edeceklerini anlayabilseler! “
Yüce ALLAH, “Peygamber dahi olsalar onları RAB’ler edinmeyin” diyor.
Yüce ALLAH, “Bazılarını ALLAH’a eş tutup, ALLAH’ı sever gibi SEVMEYİN!” diyor.
Oysa bizler, Peygamberimiz konusunda sınırı öylesine aşıyoruz ki, şirke bulaştığımızın farkında bile değiliz.
Namazlarımızı 8-10 dua ile geçiştirirken, Peygamberimiz adına yazılan ve okunan salavatların sayısını dahi bilmiyorum. Bazılarını hiç korkmadan(!) namazlarımızda bile okuyoruz (Salavat duaları). Çevremdekilerin, her Cuma günü, onlarca, yüzlerce kez salavat getirdiğine, günahlarının affedileceğine ve doğrudan cennete gideceklerine inandıklarına şahit olanlardanım.
Beş vakit ezanda, ALLAH’ın adını (haşa) pas geçip de, Muhammed adını duyduğunda elini kalbine götürüp haykırırcasına salavat getirenlere şahidim. Onlara soruyorum… “ALLAH’U EKBER diye başlayan Ezan okunurken ALLAH’ın adını duyduğunda neden elini kalbine götürmedin? Neden Muhammed için söylediklerini ALLAH için de söylemedin?”
İnanır mısınız, bu soruyu sorduğum yaşça benden büyük, küçük hiçbir kardeşimden öyle veya böyle bir cevap alamadım… Hemen hemen hepsi, hiçbir şey söyleyemeden, uzun uzun gözlerimin içine baktılar ve sonra kafalarını öne eğdiler… Adeta sus pus oldular.
*
Gelelim SALÂ’ya…
İslamiyette, Peygamberimizin vefatından yaklaşık 700 yıl sonra ilk kez Mısır’da okunmaya başlamıştır salâ. Hepimiz dinlemiş ve şahit olmuşuzdur Cuma günleri okunan Salâ’ya (SELÂ)… Hepimiz dinlemişizdir. Cuma gününün/namazının habercisi olarak bilinir. Şayet Cuma günlerinin dışında okunuyorsa, bölgede sevilen, sayılan, hatırlı bir büyüğün vefat ettiğinin habercisidir Salâ… Vefatın da habercisidir. İnsanlar biribirlerine sorarlar… “Kim ölmüş biliyor musun?”
ALLAH’ın mescitlerinden, ALLAH’ın camilerinden, minarelerinden yükselen Salâ bizlere ne diyor hiç düşündük mü?
Aşağıda, okunan yedi cümlelik Salâ’nın Arapça ve Türkçe anlamlarını bakalım… Altından neler çıkacak?
Esselatü Ve’s-Selamü Aleyke Ya Rasullallah
Anlamı : Ey Allahın elçisi Salat Ve Selam Senin Üzerine Olsun
Esselatü Ve’s-Selamü Aleyke Ya Habiballah
Anlamı : Ey Allahın Sevgilisi Salat ve Selam Senin Üzerine Olsun
Esselatü Ve’s-Selamü Aleyke Ya Nebiullah
Anlamı : Ey Allahın Peygamberi Salat Ve Selam Senin Üzerine Olsun
Esselatü Ve’s-Selamü Aleyke Ya Nure Arşillah
Anlamı : Ey Allahın Arşının Nuru Salat Ve Selam Senin Üzerine Olsun
Esselatü Ve’s-Selamü Aleyke Ya Hayra Halgillah
Anlamı : Ey Allahın Yaratılanlarının En hayırlısı Salat Ve Salam Senin Üzerine Olsun
Esselatü Ve’s-Selamü Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin
Anlamı : Ey Öncekilerin Ve Sonrakilerin Efendisi Salat Ve Selam Senin Üzerine Olsun
Vel Hamdü Lillahi Rabbil Alemin
Anlamı : Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah içindir.
Salâ, yukarıdakileri söylüyor… Minarelerden yükselen salâ sadece Peygamberimizi övmüş, övgüde(!) sınır tanımamış… Peygamberimizi yücelttikçe(!) yüceltmiş!… Peygamberimizi yücelten(!) bu Salâ nasıl şirk kokuyor, bazı cümlelerine birlikte bakalım…
*
Salâ’nın bir kaç cümlesinin altını çizmek istiyorum.
Esselatü Ve’s-Selamü Aleyke Ya Habiballah
Anlamı : “Ey Allah’ın Sevgilisi Salat ve Selam Senin Üzerine Olsun”
Biz Müslümanlar, çoğunlukla Hırıstiyanları hep suçlamışızdır. İncil’i tahrif ettikleri, değiştirdikleri için. İsa’ya “ALLAH’ın oğlu” yakıştırmasını yaptıkları için… Çünkü bizler biliyoruz ki ALLAH bundan münezzehtir. Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ALLAH’ın oğlu yoktur.
Peki; bunları bilip söyleyen biz Müslümanlar, nasıl olur da “Peygamberimiz ALLAH’ın sevgilisidir” deriz? ALLAH’ın sevgiliye ihtiyacı mı var (haşa)?
Peki, Peygamberimizin böyle bir yüceltilmeye ihtiyacı var mı? Tabii ki hayır!.. Çünkü Peygamberimizi yüceltmek böyle bir şey değil…
*
Esselatü Ve’s-Selamü Aleyke Ya Nure Arşillah
Anlamı : Ey Allah’ın Arşının Nuru Salat Ve Selam Senin Üzerine Olsun
Yukarıdaki cümle bana şu hadisi hatırlatıyor.
“Sen olmasaydın kainatı yaratmazdım.”
Salâ’daki bu söylem şirk değil midir? Böyle bir söz olabilir mi? Yüce ALLAH, Peygamberimiz için“Allah’ın Arşının Nuru” der mi?
Tabii ki demez. Peygamberleri arasında fark gözetmeyen Yüce ALLAH demiyor ama, O’nun kitabından habersiz olan bizler, şirke batma pahasına sesimizi çıkarmadan bunları düşünmeden camilerin minarelerinden okuyoruz/dinliyoruz.
*
“Esselatü Ve’s-Selamü Aleyke Ya Hayra Halgillah”
Anlamı : “Ey Allah’ın Yaratılanlarının En hayırlısı Salat Ve Salam Senin Üzerine “Olsun.
Yüce ALLAH, biz inananlar için indirdiği kitabında “Peygamberlerden hiç birisini diğerinden ayırmayız.” diyor, bizler ise Camilerden duyuruyoruz… “Peygamberimiz yaratılanların en hayırlısıdır.”
Yani diğer Peygamberler, bizim Peygamberimiz kadar hayırlı değil öyle mi?.. Yapmayın, etmeyin!..
Bu ALLAH’a şirk koşmak, ALLAH’a dinini öğretmek değil de nedir?
*
“Esselatü Ve’s-Selamü Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin”
Anlamı : “Ey Öncekilerin Ve Sonrakilerin Efendisi Salat Ve Selam Senin Üzerine Olsun”
İşte burada çok sıkı durmalıyız!.. Anlamını bilen insanların, bu sözleri dinlediğinde “tövbe” etmesi gereken bir cümle…
Ne demek “Öncekilerin Ve Sonrakilerin Efendisi”?
Öncekilerin ve sonrakilerin efendisi yalnız ve yalnız ALLAH’tır… Bizler gibi bir beşer olan Peygamberimiz için nasıl olurda “Öncekilerin Ve Sonrakilerin Efendisi” etiketi yapıştırırız?
Hadid Suresi 3. ayetini hiç düşünmüyor muyuz? “Evvel’dir O, başlangıcı yoktur; Âhir’dir O, sonu yoktur; Zâhir’dir O, her şeyde belirir; Bâtın’dır O, gözlerden gizlenmiştir. Her şeyi en güzel biçimde bilendir o.”
Salâdaki bu söylem, şirk değil de nedir?
*
Değerli Kardeşlerim,
Peygamberimizi yücelteceğiz diyerek bilerek/bilmeyerek şirke bulaşmayalım.
Yalvararak söylüyorum… Peygamberimizi böylesine cahilce yüceltmenin anlamı var mı? Peygamberimizin ne salavatlara ne de minarelerden yükselen bu söylemlere hiç ama hiç ihtiyacı yok!.. Yüce ALLAH O’nu en güzel yerde, Makam-ı Mahmud’da ağırlayacak… Bizler salavat getirsek de, getirmesek de…
Peygamberimizin şanını yüceltmek mi istiyoruz? Yapacağımız şey çok basit…
O’nun “Ben sadece bana vahyolunana uyarım.” dediği ve bizlere tebliğ ve emanet ettiği Kur’an-ı Kerim’i, dosdoğru yolda yürümek isteyen iyi bir Müslüman olarak; O’nun ahlakını örnek alarak, OKUyup, ANLAmak ve Uymaktır.
Peygamberimize selam vermek mi istiyoruz?
O’nun “Ben sadece bana vahyolunana uyarım.” dediği ve bizlere tebliğ ve emanet ettiği Kur’an-ı Kerim’i, dosdoğru yolda yürümek isteyen iyi bir Müslüman olarak; Kur’an’ın kapağını açmaktır…
Unutma; Sen, sana tebliğ edilen ve “iman ettim” dediğin Kur’an’ın kapağını kaldırırken Peygamberim senin selamını alacaktır.
Selam ve Dua ile,
Fikret ARMAN