HIRSIZ MEDENİYETİ (!) veyahut ROMA İMPARATORLUĞU ÇÖKMEDİ …

HIRSIZ MEDENİYETİ (!) veyahut ROMA İMPARATORLUĞU ÇÖKMEDİ …

‘Hafıza i beşer nisyan ile maluldür’ (insan hafızası unutma yönü ile sakattır) sözü, hiç modern zamanlarda olduğu kadar geçerli olmamıştır diyorum ! Nisyan (Unutmak) – ki bazılarına göre –insan- kelimesi ile aynı etimolojik köktendir – günümüz insanına yapışmış, yekpare olmuş ve hatta “meleke”leşmiştir. “Ne, ne zaman, kim, niçin” sorularından öcü gibi kaçan insan beyni; verileni sorgulamadan alan, “herkes öyle diyor” putunun en sadık muridi olmuştur. Bu durum da, en çok hırsızların ve “yoldan çıkarıcı”ların işine yaramış. Nasıl mı, işte tam hayatın içinden, çarpıcı bir örnek…

Bugün kullanılan ve adını Papa 7. Gregoryen’den alan takvimin öncüsü Jüliyen Takvimidir. İsminin Juliyen olduğuna bakmayın, Mısır’dan çalıntıdır. Roma İmparatoru Jül Sezar tarafından Mısırlı astronomi bilgini Sosigenes’e hazırlatılan ve Sezar’ın adını taşıyan takvim, “Güneş” Takvimi’dir ve binlerce yıldır zaten Mısırlılar tarafından kullanılmaktaydı. Hükmedemediği sadece “zaman” kaldığını düşünse gerek, Sezar bir takvim siparişi verir. Yıl 365 (+1) gündür. Tam olarak 12′ ye bölünemediğinden, kalan altı gün, “güneş” takviminin ilk ayı* olan Mart ayından başlayarak, birer atlamalı şekilde aylara dağıtılır. (30-31)

Diyeceksiniz ki, peki, bu Temmuz-Ağustos’un arka arkaya 31 olayı ne ? Anlatayım !

Hızını alamayan Julius Ceasar doğum günü içinde olan “Temmuz” ayına Julius (July) adını verir. Dünyaya çivi çakmanın Roma usulü… Temmuz 31 gündür, problem yok, ama kendinden sonra imparator olan Augustus için bu ciddi (!) bir problemdir. Lakin ne yazık ki onun doğum günü 30’luk Ağustos ayındadır. Koskoca Augustus’un ismini vereceği ay, 30’luk olur mu? Olmaz, ne yapmalı, gücün var ise çalmanın bir mahsuru yoktur. Biz, yılın son ayı “Şubat”tan bir gün çalsak kıyamet mi kopar ! Kopmadı da, gariban Şubat 28 (+1) kaldı.

Mart’a yılın ilk ayı, Şubat’a son ayı dedim, doğrudur. Küçük bir latince bilgisi bunu ispatlar. 9. Ay September (Eylül) ismini -7- “sebt” ten alır. 10. Ay October (Ekim) ismini -8- “okta” dan, 12. Ay December (Aralık) ismini -10-“deca” dan alır. Yıla Mart’tan başlarsanız hesap tutar, Ocak’tan başlarsanız hesap şaşar. Olsun pagan Roma Hristiyanlığı’nın canı sağ olsun, yılın başını da Ocak’a alırız gerekirse… Neden mi ? Sabrınız kaldıysa okumaya devam edin :

Hristiyanlık; İsevilik ile Roma Paganizminin melez çocuğudur. “Güneş”‘in “baş ilah” olduğu Eski Roma’da 24–25 Aralık tarihlerinin yüzyıllardır özel bir önemi vardı. Günün tekrar uzamaya başladığı gündür (şimdilerde 21 Aralık olarak tespit edilmiştir), yani “güneş” tanrısının doğum günü… Romalılar için bir tür yeniden doğuşu ifade etmekteydi ve Eski Romalılar bu durumu bir hafta boyunca devam eden yemekli, içkili, danslı, çam ağaçlı, mumlu şenliklerle kutlarlardı ki şenliklerin bitimi, Aralık ayının son gününe kadar sürerdi. Yani 1 Ocak tarihi her halükarda eski Roma için yeni bir başlangıcı ifade etmekteydi. Evet, Roma’nın İlah yardımcısı/oğlu (haşa) ilan ettiği İsa efendimizin de “yeniden doğuş günü” (Noel) olarak bu gün ilan edildi ve iki kutlama bir arada yapılarak, 1 Ocak yeni yıl ilan edildi. Pagan Roma’nın eskiden beri ayin günü olarak tespit ettiği Pazar’ı (SUN-Güneş-DAY) ‘i de ibadet günü yaparız, statüko bozulmaz… Roma usulü !


About the Author
Author

ibrahimulutas

Leave a reply

Name (required)

Website