Çoğunluk

Çoğunluk

Çoğunluk Allah yolundan saptırır. (Enam Suresi 116)
İnsanların çoğu yoldan çıkmıştır. (Maide Suresi 49)
Halkın çoğu inanmaz. (Yusuf 103, Şuara 103)
Çoğunluk ortak koşmadan Allah’a inanmaz. (Yusuf Suresi 106)
Halkın çoğu kafirdir. (İsra Suresi 89)
Halkın çoğu nankördür. (Furkan Suresi 50)
Çoğunluk Rab’leriyle karşılaşmayı inkar eder. (Rum Suresi 8)
Çoğunluk gerçekten hoşlanmaz. (Zühruf suresi 78)
Çoğunluk şükretmez. (Bakara suresi 243)
Çoğunluk akletmez. (Maide Suresi 103)
Çoğu ayetlerden habersizdir. (Yunus Suresi 92)
Rahiplerin ve Hamamların çoğu halkın parasını haketmeden yerler ve Allah’ın yolundan saptırırlar. (Tevbe Suresi 34)
Halkın çoğu dosdoğru din’i bilmez. (Yusuf Suresi 40)
Çoğunluk yalancıdır. (Şuara Suresi 223)

“Ayet” kelimesi, cümle içerisinde kullanımına göre; delil, işaret, mucize anlamlarına gelmektedir. “Hadis” söz anlamına, “rivayet” ise söylenti anlamına gelir. Bize delil, işaret, mucize yetmiyor söz ve rivayet gerek görüşünde veya inanışında olan insanlar büyük çoğunluktadırlar. Peki çoğunluk her zaman doğru yolda mıdır? Bir görüşün çoğunluk tarafından benimsenmesi onun kesin doğru olduğunun delili midir?

Enam Suresi 116- Yeryüzünde bulunanların çoğu, kendilerine uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar zandan başka bir şeye tâbi olmuyorlar ve temelsiz bir tahminden başka bir şeye de dayanmıyorlar.

Kimin yolunun iyi olduğunu en iyi bilen Çok ve En Yüce olan Allah’tır. Fakat bu ayetlerden anladığımız şudur ki yeryüzündekilerin çoğu aslında yanlış yoldadır. Bu çoğunluğun da zanna uyduğu aşikardır. Biz Müslümanlar Kur’an’ın Allah’tan olduğuna bile delil isterken, bunun için çaba harcayıp Kur’an’ı incelerken, ön yargılı bir şüphe değil ama sorgulama adına acaba diye aklımızdan geçirirken bazı insanlar rivayetleri neden soru sormadan körlemesine kabul ederler ve aklı devre dışı bırakırlar? Bizler; sadece Allah’a kul olan, dinimizi O’na özgüleyen Müslümanlar, bilmediğimiz bir şeye körü körüne inanmayız ve izlemeyiz. Biliriz ki; işitme duyusu, göz, beyin her şey inandığımız ve peşine düştüklerimizden sorumludur. Daha da ilginci rabbimiz bizi sorumlu tutacağı şeyi yine Kuran’da açıklamıştır ve bu Kuran’ın kendisinden başka bir şey değildir.

Zuhruf Suresi 44- O senin içinde halkın içinde bir öğüttür. Siz ondan sorulacaksınız.

Yani; hadis,fıkıh veya başka kitaplar değil.
Bizler tabii ki hadis kitaplarını da okuyoruz ama biliyoruz ki bu kitaplardan sorumlu değiliz ve din adına asla hüküm kaynağı olamazlar. Kur’an’ın büyüklüğü dağları paramparça eder. İnsanlar ve cinler bir araya toplansalar birbirlerine destek de çıksalar benzerini oluşturamayacakları bir kitaptır Kur’an. Şimdi kendimize sormalıyız; Peygamberimizden 200-250 sene sonra oluşturulan beşer sözü rivayetler ile Kur’an’ı bir mi tutacağız? Gayri metluv vahyin var olduğuna dair Kuran’da bir delil bile yoktur. Hadisler vahiy ise neden Kur’an’da yok? Okuduklarınız vahiy ise neden bir çoğu Kur’an’ın ayetleri ile çelişiyor? Kuran ile çelişiyorsa Allah çelişkili vahiyler gönderir mi? Peygamber Kur’an’a uygun olmayan bir söz söyler mi? Bu soruları samimi bir şekilde kendinize sordunuz mu? Bazı hadisler Kuran’a uyuyorsa, Kur’an yetmiyor mu? Kuran dışı vahiy dediğinizde Kur’an dışı bir Rasul algısı yaratmıyor musunuz? Her yaptığımı yapın diyen robot ve robota çeviren bir insan algısı yaratmıyor musunuz? Hiç düşünmediniz mi? Sadece abdest ve namaz konusunda bir sürü çelişkili hadis var kendi kitabınız da görmüyor musunuz? Yoksa birileri okuyup,okuduklarından işine geleni mi aktarıyor size? Allah bizim için zorluk değil kolaylık ister bunu biliyoruz. (2:185) O halde neden Din’i Allah’ın onaylamadığı detaylarla gereksiz şekilde zorlaştıralım? Namazda ayağımı ne kadar açacağım, elimi nereye koyacağım, orda ne okuyacağım, burda nasıl döneceğim, oturduğumda ayağım nasıl olacak gibi sorular size göre de gereksiz değil mi? Çok örnek verebilirim ama birkaç hadis örneği vereyim; Peygamber kırmızı elbise ile paçaları sıvalı bir şekilde namaz kılarmış bunu günümüzde uygulayan kaç insan tanıyorsunuz? (İmam Buhari, Sahih-i Buhari Muhtasarı, s. 190) Abdest organlarını bir kere mi, iki kere mi, üç kere mi yıkayacağız? Sahih Buhari’de üçü de var hangisini yapacağız? Ayrıca unutmamak gerekir ki kitabımız Kuran detaylı bir kitaptır. Allah kelime sıkıntısı çekmez.

Bakara Suresinde ki şu ayetler çok önemli:

Bakara 67- Hani, Musa halkına: “Allah bir düve boğazlamanızı emrediyor” demişti. Halkı ona “Bizimle alay mı ediyorsun” deyince de “Cahilce davranmaktan Allah’a sığınırım” dedi.

Bakara 68- “Bizim için Rabbini çağır da onun niteliğini bize açıklasın” dediler. “O diyor ki, o ne yaşlı ne genç, ikisinin ortasında bir düvedir. Size emredileni yapın” dedi.

Bakara 69- “Bizim için Rabbini çağır da onun rengini de açıklasın” dedi ki: “O diyor ki, o rengi parlak sarı bir düvedir, bakanların içini açar” dediler.

Bakara 70- “Bizim için Rabbini çağır da, onun niteliğini bize daha da açıklasın. Çünkü düveler bizce birbirine benziyor. Allah dilerse yolu buluruz” dediler.

Bakara 71- “O diyor ki, o düve yeri sürüp ekini sulayarak boyunduruk altında ezilmemiş, kusursuz, alacasız bir düvedir” dedi. “İşte şimdi gerçeği getirdin!” diyerek sonunda düveyi boğazladılar; az kalsın bunu yapmayacaklardı.

Hepnizin aklına şu gelmiştir; Allah düve boğazlayın diye bir emir vermiş o zaman boğazlasanıza daha neden gereksiz sorular soruyorsunuz? Belki Elçi’nin o anda bilmediği bir ineğin özelliklerini bilecek mi test ediyorlar ama inandıktan sonra ki teslimiyet böyle olur mu? Örneğin; Kuran’da abdest 4 adım o halde ben 4 adımda abdest almalıyım benim için bitmiştir. Ayetin sonu da müthiş. Neredeyse yapmayacaklardı diyor. Allah zaten gerekli görseydi en başta söylemez miydi?

Sayısal çoğunluk demişken bazı sayıları da vermeyi unutmayalım: Dünyada yaklaşık olarak 2.2 milyar Hristiyan, 1.6 milyar Müslüman, 1 milyar Hindu, 500 milyon Budist, 14 milyon Yahudi ve diğer geleneksel dinlere inanan 400 milyona yakın insan var. Bunun yanında bir çok deist, ateist var. Dünya nüfusuna 7 milyar dersek ve bu dinlere inanan çoğu insanın kendisinin doğru yolda olduğu konusunda kesin kanaate sahip olduğunu düşünürsek; çoğunluk Hristiyanlara göre 4.8 milyar kişi yanlış, çoğunluk Müslümanlara göre 5.4 milyar kişi yanlış, çoğunluk Hindulara göre 6 milyon kişi yanlış vs. yolda. Allah’ın kendisiyle çelişmeyeceği bir gerçektir. O halde Allah hiç birine başka, başka birine başka din yollar mı? Ben cevap vereyim YOLLAMAZ. Tek din vardır onun adı da ”İSLAM”dır.Yaratıcımız Allah’a teslimiyet dini. Bu arada üstte verdiğim rakamlar iyimser çünkü kendine Müslümanım, Hrisytiyanım vs. diyenlerin de bir çoğunun da şirk içinde olduğunu yine Kur’an’da görebiliriz.

Yusuf Suresi 106- Onların çoğu,Allah’a ortak koşmadan inanmazlar.

Maide Suresi 49- Aralarında Allah’ın indirdiği ile hüküm vermelisin. Onların keyfine uyma. Allah’ın sana indirdiklerinin bir kısmından sakın seni şaşırtmasınlar. Yüz çevirirlerse, demek ki Allah bazı günahları yüzünden onları cezalandırmak istiyor. Gerçekten insanların çoğu yoldan çıkmıştır.

Allah’ın indirdiği ile hüküm vermeyenin, Kur’an dışında bir kaynağı din kabul edenlerin aslında kendi keyifleri olduğu apaçık bir ayet. Şimdi alın bu ayeti ister Arapça’dan okuyun ister Fransızca’dan okuyun, ayet Allah’ın bir ışığı olduğu için samimi bir kalp ile Allah’a yönelirseniz aslında ayetin indiği zamanda yaşayan insanlarında Peygamberimize ineni beğenmediğini ve onun bir kısmını kendi kafalarına göre değiştirmek istediklerini anlarsınız. İşin ilginç olan bir yanı da çoğunluğun fasık olduğudur ki Rabbimiz bunu bize bildiriyor.

Sad Suresi 24- Davud, “Senden, koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle, sana haksızlık etmiştir. Ortaklardan birçoğu birbirinin haklarına tecavüz ederler. Ancak inanıp yararlı iş yapanlar hariç. Onlar da çok azdır” dedi. Davud, bizim kendisini denediğimizi anladı. Rabbinden bağışlanma diledi ve secdeye kapanarak tövbe etti.

İnanan ve takvalı olan insan sayısı inanmayan insan sayısından azdır. Ağızlarıya inandık diyenlerden de azdır. Bu bir gerçektir.

Kasas suresi 78- Dedi ki; “Bu bana, bendeki bir ilimden dolayı verildi”. Karun bilmiyor muydu ki, Allah kendinden önce nice nesilleri yok etti; hem de onlar daha güçlü ve daha zengindiler. Suçlulara suçlarını sormaya gerek duyulmaz.

Sayısal çoğunluğa sahip olmanız Rabbimizin sizi bağışlayacağı anlamına gelmez.

Selam olsun ..
Salim Çalıkuşu
4.10.2020


About the Author
Author

calikusu

Leave a reply

Name (required)

Website