Müslüman toplumlar olarak bizler, İslam ı yaşarken öyle bir yol tutuyoruz ki, Allah ın dinde sakın bölünmeyin emrine tamamen muhalif olduğu gibi, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, Kur’an ın sınırlarını sakın aşmayın, Kur’an ın ipine sarılın emrinden çok uzak olduğumuz anlaşılıyor.
Benim bir makalemin konusunu, beğenmiş olsa gerek bir kardeşimiz kendi cemaat sitesinde yayınlamış. Tabi bundan hiç memnun olmayan cemaat önde gelenleri, hem yazımı yayınlayan kardeşimize, hem de benim yazıma reddiye, karşı oluşlarını bildiren bir yazı yazmışlar. Makalemin konusu ise “PEYGAMBERİMİZ HAYATINDA HİÇ ESNEMEMİŞ OLABİLİR Mİ?” konusu üzerineydi.
Elbette her düşünceyi dinlerim, hatta herkesin fikrine de saygı duyarım, çünkü herkes yaptıklarından bizzat kendisi sorumludur, dinde zorlama yoktur, hesabını Allah a herkes kendisi verecektir. Ama Allah ın Kur’an da ki gerçeklerini söylemekten de, hiç kimse bir Müslüman ı engelleyemez.
Yazımda özet olarak şunlardan bahsettim. Allah ın elçisinin hayatında hiç esnemediğini söylemek, asla doğru olamaz, çünkü esnemek bir insanın Allah ın yarattığı tabiatı gereğidir, zorunludur. Her söylenenin, rivayet edilenin doğru olduğuna inanmayalım demiştim yazımda. Örneklerle izah etmemden memnun olmayan bu kişiler, bana öyle ithamlarda bulunmuşlar ki, ben bir kez daha yazdıklarımda ne kadar haklı olduğumu anladım, şükürler olsun. Benim yazımdan bir bölüm almışlar, aynısını bende alıntı yapıyorum.
“Bizlere düşen Allahın rehberiyle yatıp, Allah ın rehberiyle kalkmak olmalıdır. Eğer bunu yaparsak, dine nifak sokmaya çalışanlar yanımıza bile yaklaşamazlar. Yok eğer, sen Kur’an dan anlayamazsın diyenlere kanıp, onu yüksek bir yere asmış isek, birde üstüne üstlük Rabbin sakın velilerin ardına düşmeyin uyarısını göz ardı edip veliler, şeyhler edinmişsek, işte o zaman akı kara, karayı ak görmemiz kaçınılmaz olacaktır.
Dilerim Rabbimden Kur’an ı rehber alan, onu anlayarak okuyup, ayetler üzerinde düşünen aklını kullanan, kendi imtihanına bizzat kendisi hazırlanmak adına, çaba gösteren kullarından oluruz.”
Bu yazdıklarımdan hiç hoşlanmayan bu arkadaşlarımız, bakın benim hakkımda kararlarını vermişler ve neler yazmışlar.
“Şahıs hakkında, yaptığımız azıcık bir araştırma ile tanıyabiliyoruz. Hadis ravilerini “yok onlar beşerdir, onlarda yanılır, onlarda hata yapar, onlarda uydurur” gibi itham edici, zanda bırakıcı ifadeler kullandığı yazıları mevcut.
Sadece Kur’an diyen şahıslardan bir şahıs… Ancak bu gibilerin yazılarının İslami bildiğimiz, milletin itibar ettiği sitelerde yayınlanması çok acı.
Peygamberimizin hadis-i şeriflerini inkâr etmek moda oldu. Ama hadisi şerifleri inkâr edemediklerinden dolayı işi rivayet edenlere getirip: “Rivayet edende insandır, masum değillerdir, uydurabilirler” diyerek direkt hadis-i şerifleri inkâr etmiyor, ravilerin uydurduğunu söylüyorlar. Dikkat ettiyseniz şahıs yazının sonunda: “Bizlere düşen Allahın rehberiyle yatıp, Allahın rehberiyle kalkmak olmalıdır.” Diyor yani hadis-i şeriflerin hayatımızda yerini olmadığını söyleyebiliyor. Ardından da: “Dilerim Rabbimden Kur’an ı rehber alan, onu anlayarak okuyup, ayetler üzerinde düşünen aklını kullanan,” diyor.”
Aslında bu sözleri okuyan, Kur’an a iman ettiğini söyleyen bir Müslüman ın titremesi kendine gelmesi ve üzülmesi gerekir. Kur’an dan habersiz insanların, kişileri nasıl kutsallaştırarak, hatasız görmesi, Allah ın onca uyarılarından uzak, emin olmadığın sanı, rivayet sözlerin sakın ardına düşmeyin, Kur’an a sarılın uyarılarını duymak bile istememeleri çok düşündürücü ve bir o kadarda üzücüdür. Rivayet zaten zan dır, sanıdır, emin olduğumuz sözler değildir. Ama bunun bilincinde olmadıktan sonra, ne söylerseniz söyleyin fayda etmeyecektir. RİVAYETLERİ KESİN KABUL ETME ÇABALARI, DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR. HATASIZ İNSAN YARATMA ÇABALARI İSE BİR O KADAR DURUMUN VAHAMETİNİ GÖSTERİYOR. YALNIZ KUR’AN DİYEN, ALLAH IN BİZZAT KENDİSİDİR. BUNU KUR’AN I ANLAYARAK VE DÜŞÜNEREK OKUYAN HER MÜSLÜMAN ANLAYACAKTIR. ANLAMAYANA ANLATMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR. Yazılarının son bölümünde ise benim hakkımda söyledikleri, aslında kendi inançlarının ne derece Kur’an dan uzak olduğunun kanıtıdır.
“Adam Kur’an’ın dışındaki anlatılan her şeye Yahudi Fitnesi diyor ve kestirip atıyor. Bu adamın kaç vakit namaz kıldığını, nasıl hac yaptığını (yapmış ise) nasıl abdest aldığını da merak ediyoruz. ÖYLE YA, BUNLARIN HİÇBİRİ KUR’AN-I KERİMDE ANLATILMAYAN ŞEYLERDİR. Şahsın kişiliğini ve düşünce yapısını çözdük.”
Allah, hem sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diyecek, hem de namaz kıl, Hacca git, namaz kılarken abdest al dedikten sonra, bu emirlerini Kur’an da açıklamayıp, daha sonrada biz kullarını Kur’an dan mı sorumlu tutacak? Allah a böyle bir iftira atan düşünce ve inanca, benim söyleyecek hiçbir sözüm olamaz. Bu saydıklarını, rivayetlerin etkisinde kalmayan bir Müslüman, çok basit ve en doğru bir şekilde Kur’an da görecektir. Ama inatla, hakka batıl karıştıran bir insanın Allah, gönül gözünü asla açmayacağını bildiriyor ve onların gözlerine perde, gönüllerine mühür vurduğu gerçeğini de bizlere bildiriyor. BU ARKADAŞLARIMIZIN, İSLAM I ALGILAMA YANLIŞLARINA, BATIL İNANÇLARINA KANIT YARATMA ÇABALARINA örnek olsun diye, son olarak yazdıkları bir cümleyi aktarmak istiyorum. Kendi inançlarına aradıkları delil ve kanıt düşündürücüdür.
“PEYGAMBERİMİZİN ESNEMEDİĞİNE VE ESNEMENİN ENGELLENMESİ HAKKINDA RİVAYET MEVCUTTUR AMA ESNEDİĞİNE DAİR HİÇBİR RİVAYET YOKTUR.”
DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ, BİR İNSANIN ESNEDİĞİNE DAİR RİVAYET ARIYORLAR VE YOKTUR DİYORLAR. BUNA NASIL BİR ZEKÂ DENİR, BENİM AKLIM ERMİYOR. TIPKI PEYGAMBERİMİZİN, NEFES ALIP ALMADIĞINA, RİVAYET ARAMAK GİBİ. İnsanlar istediğinde, kendi yanlış inançlarına, işte böyle kanıtlar yaratabiliyorlar. Tıpkı Yahudi ve Hıristiyanların Allah ın elçisini yüceltmek adına, adeta insanüstü göstermeye çalıştıkları gibi. Yahudiler ve Hıristiyanlar Hz. Musa ya ve Hz. İsa ya Allah ın oğlu yakıştırmasını yaptılar. Ne yazık ki bizlerde onlardan geri kalmadık ve bizlerde Peygamberimizi doğaüstü güçlerle donattık. Allah ın elçisi, bende sizler gibi bir beşerim dedikten sonra, Cin 21. ayetinde;” DE Kİ: “ŞÜPHESİZ BEN, SİZE NE ZARAR VEREBİLİR NE DE FAYDA SAĞLAYABİLİRİM.”demesi ne yazık ki görmezden gelinmiş, Ehli kitabın yanlışlarını tekrar etmişiz. Verecek çok örnek var. Tabi anlamak istemeyene, bu gerçekleri anlatmak mümkün değil.
AND OLSUN, SIZE ÖYLE BIR KITAP INDIRDIK KI, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFINIZ ONDADIR. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ? (Enbiya 10)
ALLAH’TAN VE O’NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR? (casiye 6)
KİMDİR SÖZÜ ALLAH’IN KİNDEN DAHA DOĞRU OLAN? (Nisa 87)
RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. (Ankebut 18
DOĞRUSU KUR’AN, SANA VE KAVMİNE BİR ÖĞÜTTÜR. İLERİDE ONDAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ. (Zuhruf 44)
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://hakyolkuran1.blogspot.com/
http://halukgta.blogcu.com/
http://kuranyolu.blogcu.com/
http://hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/