Hayatın Gerçeğini Tebliğ Edebilmek…

Posted on Şub 25, 2012 in Kuran'ın Rehber Edinilmesi by Yaratik 0 Comments

Dedim ki Kuran neyinize yetmiyor?

Cennette altın yok, miraç yok, Muhammed Peygamberimize mucize yok, Sabit dua yok din çok basit iyisi mi biz zorlaştırıp kılavuzcu olalım da bir meslek edinelim.

Kimisi gerçekler için çaba gösterir kimisiyse buna yüz çevirir, Allah’ın gerçeği bilmesini istemediği günahlarını arttırması için fırsat verdiği insanları bizim elbette garanti olarak bilgilendirme şansımız olamayacaktır. Bu yüzden hükme saygılı olup Peygamberimiz gibi Kur’anda yazanlara göre tebliğ sınırımızı belirlemeliyiz.

Peygamberimiz kimseye kötü, kırıcı söz, şiddet vs. kullanmamıştır. Haydi Allah’a inananlar bizde kendimize bir iyilik yapalım da kendimizi üzmeyelim.

Benim karşılaştığım bir kaç olayı sizlere aktarmak isterim, Kuran’a ortak koşan kişiler görüşlerini savunmaktan vazgeçmediler bende bu siteden aldığım bir öneriyi kullandım öneri şu madem biz Kuran’ın tebliği ettik kaynağını ve kesinliğini gösterdik, onlarda hadislerin kaynağını ve kesinliğini bizlere göstersin.

Kişiler bu sözün altından kalkamadılar çünkü bir dayanakları yok sadece Atalarından gelen davranışları sürdürmekteydiler taklitçiydiler kendilerine bir faydaları yoktu ki bana olsun.

Bakara Suresi
170. Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)?

Ayet bizlere gayet net bir şekilde dosdoğru yol Peygamberin getirdiği kitap tarafından gösterilir diye altını çiziyor. Ancak biz kendimize salak muamelesi yapıp salak oluyoruz (komik değil). Kim demiş Kuran anlaşılmaz diye.

Bununla da yetinmeyip kibarca Peygamberimizin mucizeleri olmadığı, hadis uydurmadığını ve yazmadığını sadece Kur’an ile tebliğ yaptığını ve inanmayanların ona neler söylediğini eşleştirip onların batıllarını bozguna uğrattım.

Arkadaş kendince kibre kapılıp başladı Arapça Ayetleri kopyalayıp getirmeye..

Ben de bunu çeviri yapıp okudum hangi Ayet belli olmayan bir yazıdan ibaretti.

Arapça vurgusuna karşılık olarak bende Allah Kuran’ı bize bu gün Türkçe indiriyor ki öğüt alabilelim, gökten su indiriyor ki dünya yeşersin. Her şey Allahtandır öyleyse Türkçe Kuran ne eksik ne haramdır. Olur çeviri hatası normal ancak muhakkak anlamı anlaşılır bu anlamamak için kesinlikle bir bahane değil aksine onlar ister ki öğrenmeyelim.

Ayrıca Hakka Suresini de örnek gösterip Peygamberimiz kesinlikle hadis yazmamıştır ve Peygamberimize iftira atanlar düşmanımdır dedim. Kitabı bilseydin tümüne iman ederdin ve orak koşmazdın.

Hakka Suresi
38, 39, 40. Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur’an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah’dan alıp tebliğ ettiği) sözüdür.
41. O, bir şâirin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz!
42. Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz!
43. O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.
44, 45. Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı mutlaka onu kudretimizle yakalardık.
46. Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik.
47. Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı.
48. Şüphesiz Kur’an Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür.

Gerçekten büyük bir sapkınlık içinde Kuran’a yönlendirmek için söylediğim sözlere felsefe, içinde bulunduğum uğraş içinse bana Allah hidayet eylesin, cehennemliksin gibi kelimeler kullandı benim ona söyleyecek tek sözüm “selametle” diyip gitmek olabilir.

Yargılamak Allah’ın işidir vaaz ala ala, vaaz vermek için sabırsızlanmak bu olsa gerek.

Yoksa onlar gibi Allah’ın verdiğini değiştirmek için dua etmek (söz harici) mümine göre değildir. Senin için üzülüyorum dediğinde ise cevabım tokat gibi gelmiştir ona “mü’minler üzülmezler”. Üzülüyorsan yanlış yaptığın bir şeyler olabilir.

Bu yazıyı bir vicdani sorumluluk hissettiğim için yolluyorum. Umarım benim gibi zamanında bu tavırlarda karşılaşan arkadaşlar yardımı olur çünkü o an hangi Ayeti göstereceğimizi bilmeyebiliriz..