Mazhar Alanson’un bir şarkısıdır bu: Yalnızlık ömür boyu… Yemin olsun, sizi ilk yarattığımızdaki gibi yapayalnız bize geldiniz. Size verip hayaline daldırdığımız şeyleri de sırtlarınızın arkasında bıraktınız. Sizinle ilgili hususlarda ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçılarınızı da yanınızda görmüyorsunuz. Yemin olsun, koptu aranızdaki tüm bağlar ve uzaklaşıp kayboldu yanınızdan o bir şey sandıklarınız. Enam suresi-94 Aslında sadece bu ayet bir çırpıda her şeyi
(daha&helliip;)
Hazret-i Süleymân (a. s. ) bir gün, deniz kenârında oturmuşlar idi. Bir karıncanın geldiğini gördü. Ağzında bir yeşil yaprak tutardı. Deniz kenârına ulaşdı. Sudan bir kurbağa çıkdı. O yaprağı karıncadan alıp, denize döndü. Karınca geri döndü. Karıncadan sordular ki, – Bunun hikmeti nedir. Karınca cevâb verdi ki, -Bu deryânın ortasında, Allahü Sübhânehü ve teâlâ hazretleri bir taş halk etmişdir. O
(daha&helliip;)
İnsanların çoğunun sahip olduğu ortak yanılgılarından biri, çoğunluğun uyduğu şeylerin doğru olduğuna inanmaktır. Bu tür insanlara yaptığı bir davranışın nedeni sorulduğunda, insanların çoğunun böyle yaptığını ve bunun normal olduğunu belirtirler. Oysa Allah Kuran`da çoğunluğa uymanın saptırıcı olduğunu bildirir: Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah`ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak `zan ve tahminle yalan söylerler. (En`am
(daha&helliip;)
Günümüzde insanların birçoğu, Kuran ayetlerinin bir kısmını yerine getirirken bir kısmını da gözardı ederler. Bazen de yerine getirdikleri ibadetleri Allah rızası için değil toplumun değer yargılarına uymak için yaparlar. Bu samimiyetsiz tavrı sergileyen insanlar; hırsızlık, zina gibi Kuran`da yasaklanan eylemlerden, sırf toplum baskısı nedeniyle uzak dururlar. Ancak fırsatını bulduklarında, kimsenin şahit olmayacağı zamanlarda bu eylemlere çekinmeden yaklaşırlar. Sözde Allah`a inandıklarını
(daha&helliip;)
Kur’an, insanları ‘karanlıklardan nura çıkaracak bir hidayet, bir rahmet, bir müjde ve şifa’dır. İnsanlara, karşılaşabilecekleri her konuda kendilerini kurtuluşa ulaştıracak doğru yolu işaret eder. Huzurun, mutluluğun, güzel bir yaşamın bilgisi ve sırları Kur’an’dadır. Gerçek din, Kur’an ahlâkının eksiksiz yaşanmasıyla mümkündür. Bazı insanlar belirli zamanlarda Kuran ahlâkını bazen de nefislerinin isteklerine uyarak dini yaşadıklarını zannederler. Bu yalnızca Allah’a ‘bir ucundan ibadet’
(daha&helliip;)
İnsanlar yaşadığı sürece iyi ya da kötü olaylarla, çeşitli zorluklarla ve beklenmeyen bazı durumlarla karşılaşır. Tüm bunlar Yüce Rabbimizin insanları sınamak için yarattığı olaylardır. Bu olaylarda gösterilen tavır insanın ahireti açısından çok önemlidir. ‘O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.’ (Mülk Suresi,
(daha&helliip;)
Çocuk sahibi olan herkesin çocuktan sonra söylediği ilk şey çocukla birlikte hayatın anlamının değiştiğidir. O saatten sonra, anne-babalar çocukları için yaşadıklarını söylerler. Hatta çoğu zaman bununla övünürler. Oysa bir mümin, hayatının her evresinde yalnızca Allah için, Allah rızası için yaşamalıdır Bu tabii ki çocukların iyiliklerini, başarılarını, mutluluklarını düşünmemeleri anlamına gelmez. Sadece, iyi bir mümin olmanın burada yaratacağı fark çocukları ile
(daha&helliip;)
Güçlü bir imana sahip, Allah`ın gücünü gereği gibi takdir edebilen ve O`na yakın olan müminler, Allah’ın kendileri için yarattığı her olayda tevekküllü davranır ve her şeyde mutlaka hayır olduğuna inanırlar. Tam olarak iman edemeyen, Allah’a gereği gibi teslim olamayan insanların yaşadıkları yıkım, üzüntü ve çaresizlik gibi duygular, müminlerde görülmez. Müminler Allah’ın kendileri için yarattığı kaderden razıdırlar. Ve Kuran’da bildirilen: “…
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 20
- 21
- 22
- 23
- 24
- …
- 43
-