Eğer yeryüzündekilerin çoğuna(1) itaat(2) edersen; seni Allah yolundan saptırırlar(3). Onlar ancak/sadece zanna(4) tabi olurlar(5) ve yalan söylerler(6).
6. Enam Suresi- 116
(1)-Bir görüşü, düşünceyi doğrulayanların sayısının fazla olması, her zaman, o bilginin doğru olduğu anlamına gelmez. Kur’an’ın genelindeki üslup bu şekildedir. Bu yüzden Resulullah da “İyilik çoktur, yapan azdır” demiştir.
(2)-İtaat etmek genel anlamıyla: uymak demektir. Bir kişinin sözünü dinler, ona boyun eğer, onun verdiği emirlere” uyarsanız “ o kişiye itaat etmiş olursunuz. Yani Türkçedeki “boynumuz kıldan ince” deyiminde olduğu gibi…
(3)- يُضِلُّوكَ: Seni saptırırlar yani dalalette bırakırlar. Dalalet doğru yoldan sapmak dolayısıyla sapıklık yani yanlış yolda ilerlemektir. Dolayısıyla burada “seni sapıklaştırırlar” emri vardır.
(4)-Zann kelimesi Türkçede de kullanılır: Zannetmek yani sanmak, tahmin etmektir. Bu açıdan “Çoğunluğa itaat etme yani onların sözünü dinleme çünkü onların sözleri tahminden ibarettir, Zannın çoğu ise günahtır” emri vardır.
(5)-Tabi olmak bağlı olmak demektir. Zanna bağlı olununca tam doğruya ulaşılamaz.
(6)-Yalan söyledikleri için onlara itaat etme yani “Onların sözlerini dinleme, onların çoğu yalan söylüyorlar “ ve “yalan sözden uzak durun(HAC 30)” emri vardır.
4. ve 6.notları dikkate aldığımızda bu ayete şöyle mana vermek daha uygun olur:
-Yeryüzündekilerin çoğunu dinlersen seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar yalan, yanlış demeden ve bir tek tahminlerine bağlı konuşurlar!
6. Enam Suresi- 116