Diyanet yetkilileri din vecibelerine-sorumluluklarına-yükümlülüklerine uygun hizmet vermelidir..

Yüce Allah, inanç ve iman konularındaki hükümlerini İslam’ın vecibelerini, yükümlülüklerini Kur’an’da muhkem ayetlerle bildirmiştir. Mukem ayetler, yine Kur’an’da onlarca ayette bildirildiği gibi açık, anlaşılır ayetlerdir. Bu ayetlerin anlamıyla ilgili yoruma, tereddüte gerek yoktur.. Örneğin: Ali imran süresi 103. ayetinde Yüce Allah bizlerden Kur’an’a yapışmamızı, bölünüp parçalanmamamızı emretmektedir. İslam ümmetinin ümmetçiklere bölünmesini ateş çukurunun kenarına gelmek olarak tanımlamıştır. Ayni süresin 105. (daha&helliip;)

MUHKEM ve MUTEŞABİH AYETLER

Bütün dini kitaplar best seller olmuş kitaplardır. ve bu eserlerin tek sahibi Allahtır. biz müslümanlarda Kuranı Kerimin Allahın eseri olduğunu bilir ve iman ederiz. Hiç bir insan eserine benzemeyen kitabımız Kuran ne roman tarzı nede hikaye kitaplarına benzer. İlk defa okuyanlar yada inancı az olup fitne için arayanlar Kuranın içinde eskilerin hikayesi diyecekleri o kadar şeyi bulup çıkarırlar ki aslında (daha&helliip;)

İKİ AYETİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

İnsanlardan bazısı soyle der: Ey rabbimiz, bize dunyada ver. Boylesi icin ahirette bir nasip yoktur. Onlardan kimi de soyle yakarır: Ey rabbimiz, bize dunyada da guzellik ver, ahirette de guzellik ver. ve bizi ates azabından koru. ` (Bakara suresi-200, 201) Dünya güzellik ve mutluluklarını istemek ve sadece bunun için çalışıp çaba göstermenin ne kadar yanlış olduğunu Rabbimiz bizlere bildiriyor bu (daha&helliip;)

Peygamber döneminde inkarcılara gelen azap

Rad Suresi 7 Küfre sapmış olanlar şöyle derler: “Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” Sen sadece bir uyarıcısın ve her topluluk için doğruyu ve iyiyi gösteren bir önder vardır. Yunus Suresi 20 Şöyle derler: “Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” De ki: “Gayb, Allah`ın tekelinde. Hadi bekleyin; sizinle birlikte ben de bekleyenlerdenim. ” Muhammed Peygamberin döneminde Kuran`dan başka mucize-kanıt olmadığını (daha&helliip;)

Zengin Fakir Ayrımı

Dünya hayatına sımsıkı bağlı olan insanlar birbirlerini tevazu, akıl, merhamet, şefkat, fedakarlık gibi Kuran ahlakının kazandırdığı üstün özelliklere göre değil; zenginlik, güzellik gibi geçici dünyevi kriterlere göre değerlendirirler. Bu bakış açısının sonunda zengin – fakir ayrımı yaparak insanlara karşı; mimiklerine, ses tonuna, bakışlarına kadar yansıyan değişik tavırlar sergilerler. Mesela bulundukları ortama zengin biri geldiğinde ayağa kalkar, kibar bir tavırla karşılar (daha&helliip;)

KURAN’A GÖRE HIRİSTİYANLARLA VE YAHUDİLERLE DOST OLUNUR MU?

Son günlerde gündeme gelen konulardan biri Müslümanların Ehli Kitap dediğimiz Hıristiyanlarla ve Yahudilerle nasıl bir ilişki içinde olması gerektiği ve dost olup olamayacağı konusu. Bu konu Kuran’daki Maide Suresinde geçen aşağıdaki ayet ile gündeme geldi. 51. İnananlar, Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudur. Sizden kim onlarla dost olursa onlardan sayılır. ALLAH zalim toplumu doğru yola iletmez. 5 – (daha&helliip;)

“Sizi imana kılavuzladığı için Allah hepinizi minnet borcu altına sokar”

İnsanlar bazen saçma fikirlere kapılıyorlar. Kendi yaptıklarını abartmaya, olduğundan daha önemli görmeye meyilli oluyorlar sanki. Bu kibir zamanla öyle noktalara ulaşıyor ki Allah’a karşı bile devreye girmeye başlıyor. Bu hataya düşen kul imanını ve yerine getirdiği ibadetleri –hâşâ- kendisinin Allah’a verdiği lütuflarmış gibi görmeye başlıyor. Hele bir de bu kişinin çevresinde inanan, dine göre yaşayan pek fazla kimse yoksa kişi (daha&helliip;)

Zıtlıkların Yaratılışındaki Hikmetler

Yüce Allah dünya hayatında herşeyi zıddıyla birlikte yaratır. Gece-gündüz, güzel-çirkin, sıcak-soğuk, aydınlık-karanlık, temiz-kirli, yeni-eski, genç-yaşlı dünyada tümü bir aradadır. Aynı şey insanlardaki ahlâk özellikleri için de geçerlidir. Tüm bu zıtlıkların yaratılış hikmeti ise aralarında kıyas yapabilmemiz amacını taşır. Tümü, şükretmemiz ve güzel ahlaka yönelmemiz için birer vesiledir. Nefsi, insanı Allah`ın hoşnut olmayacağı çirkin davranışlara yöneltmek ister. İnsanın nefsinde ruhu kirleten (daha&helliip;)