İslam Dinine Hizmet Etmek

Günümüz toplumunda çok yaygın bir düşünce hâkimdir. “Din, kişiyle Allah arasındadır” ve “herkes inançlarını dört duvar arasında yaşamalıdır”. İnançların dışa dönük yaşanması ve yaygınlaştırılmaya çalışılması gereksiz, gösteriş amaçlı bir eylem olarak görülür ve bir kısım insan tarafından kınanır. Elbette çıkar ve gösteriş amacıyla dini konuları istismar eden insanlar her toplumda mevcuttur. Ancak hiçbir çıkar gözetmeksizin yalnızca Allah’ın sevgi ve rızasını (daha&helliip;)

`BÖLÜNÜP, PARÇALANMAYIN`

Hep birlikte Allah`ın ipine-Kur’an’a yapışın. Hiziplere bölünüp parçalanmayın. (Aliimran- 103)Rabbinizden indirilene-Kur’an’a uyun. O’dan başka evliyaların ardına düşmeyin.. (Araf-3)Bu benim dosdoğru yolumdur.   O’nu-Kuran’ı izleyin başka yolları izlemeyin. Yoksa  bu hal sizi  O`nun yolundan uzaklaştırıp parçalara-fırkalara böler.. (En’am-153)İslam tarihinde, Kur’an’a endeksli,   dinimizin aslına, özüne sadık kalarak, Allah’ın mesajını daha iyi anlamak için çalışmalar yapan, fikir üreten bilgi-ilim sahipleri olmuştur.. İslam (daha&helliip;)

Kur’an’a Tabî Olmak

Bir kısım insanlar dine inandıkları halde, bazı Kur’an ayetlerini bilinçsizlik ya da kendi Kur’an dışı mantıkları nedeniyle önemsemezler. Oysa Kur’an hükümlerini bilerek göz ardı etmek, Allah katında büyük bir sorumluluktur. Yüce Allah ayetlerinde, buyruklarından yüz çeviren kimseleri, sonsuz ahiret yaşamında karşılaşacakları azaba karşı uyarır. Bu görüşteki kişiler, Allah`ın Kur’an’la haber verdiği hükümlerde önem ve öncelik sıralaması yaparlar. Dahası, bazı hükümleri (daha&helliip;)

Ateş Olmayan Yerden Duman Çıkar

Mü`min erkeklere ve mü`min kadınlara işlemedikleri (bir suç) sebebiyle eziyet edenler ise, gerçekten bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir. (Ahzab Suresi, 58) Allah`a gönülden inanan ve insanları da Allah`ın hoşnutluğunu kazanmaya çağıran samimi insanlar, tarihin her döneminde sözlü ve fiili saldırılara uğramışlardır. Müminler Allah`tan korkup sakınan, tüm insanlara hoşgörüyle yaklaşan, çevrelerine huzur ve güven telkin eden, adil davranan ve (daha&helliip;)

NUR SURESİ 54. AYET VE YAPTIĞIMIZ YANLIŞLAR….

Günümüzde bazı ayetleri öne sürerek “peygambere itaat edin” ve “o ne verdiyse alın” ifadelerinden, Allah elçisine Kuran dışından hükümler koyma yetkisi vermiştir anlamı çıkartanlar vardır. Bu sözler ile Rabbim bunu mu anlatıyor acaba? Allah elçisine itaat edilmesini ister ve edilmediğinde kendisine itaat etmemekle aynı tutar. Bakın birkaç örnek. Ali İmran 132: Allah’a ve resule itaat edin ki, merhamet görebilesiniz. Enfal (daha&helliip;)

ZANLAR

Kuran`da bize bildirilmeyen ve dolayısıyla bilemeyeceğimiz konuların peşine düşmememiz gerektiği konusunda bizi uyaran Rabbimizin uyarılarını kulak arkası ederek Cenab-ı ALLAH hakkında konuşmayı ve bize bildirilen yaradılış gerçeğinin daha ötesi hakkında konuşmayı rahatlıkla yapabilmişiz. Bunu atalarımız da yapmış şimdi biz de yapıyoruz. Beşerlerin oluşturdukları zanların peşine takılıyoruz. Ki bu beşerler kendilerini eleştirenleri de hep cahillikle suçlamışlar ve suçlatmışlardır.. “Avamın anladığı konular (daha&helliip;)

KURAN’DA GEÇEN HİKMET SÖZÜNDEN NE ANLAMALIYIZ?

Bugün kur’an da bazı ayetlerde geçen hikmet sözü ile ne anlatılıyor onu anlamaya çalışacağız. Önce bu kelimenin sözlük anlamına bakalım. Sözlükte bilgelik, ilim, sır, özlü sözler, İnsanın mevcudatın hakikatlerini bilip hayırlı işleri yapmak sıfatı olarak tanımlanıyor. Akıl, söz ve hareketteki uygunluk. Hak emre uymak. Bu anlamların tümünü birleştirdiğinizde ilim sahibi, gerçekleri görebilen, idrak eden ve elindeki bilgiler ışığında kendisine ve (daha&helliip;)

“Kalplerin yumuşama zamanı gelmedi mi?”

İnsanlığın burcuna hükmeden eşsiz kitabımız Kur’an-ı Kerim’in, Hadid sûresi 16. âyetinde Rabbimiz: “Kendilerine inen bu hakikatten ötürü, kalblerin yumuşama zamanı gelmedi mi?” buyurmaktadır. Beynelminel olan bu psikolojik boyut, Müslümanların nasıl olması gerektiği hakkında bir kriter sunmakta, gerçek yolun çerçevesinin bu cebr-i lutfi motifli süsünde olduğu vurgulanmaktadır. Demek ki Ruh İnsanlığını zirve planda temsil etmesi gerekenlere, ilk muhatap olmaları yönüyle önemli (daha&helliip;)