Kendini bilmek, farkındalık

Şeytan her seferinde aklımıza vesveseler sokuyor. Aslında işlerken günahları, beynin o, yaptığı her şeyi meşrulaştırmaya olan inanılmaz pratikliği ve yatkınlığı, kötü bir şey yapmadığımıza kolay kolay ikna olmamızı sağlıyor. Birçoklarının aslında şeytana yüklemeye çalıştığı bu sorumluluğun asıl sebebi bizim savunma mekanizmamızdan, kendi irademizden başkası değil aslında.


(İş bitirilince şeytan onlara şöyle dedi: “Allah size hak bir vaatle vaatte bulundu, ben ise vaat ettim ama vaadimden caydım. Benim sizin üzerinizde bir sultam yoktu. Sizi davet ettim, siz de bana uydunuz. Hepsi bu. Şimdi beni kınamayı bırakın da öz benliklerinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Aslında ben sizin, daha önceden beni şirk aracı yapmanıza karşı çıkmıştım. Zalimler için acıklı bir azap öngörülmüştür. ”
İbrahim Suresi/22 )

Evet kendi irademizle şeçiyoruz ama çoğu zaman veya hiç bir zaman bile bile kötü olduğunu düşündüğümüz bir şeyi yapmıyoruz. Ama ayetlerden daha fazlasını yapabileceğimizin ve yapmamız gerektiğini anlayabiliyoruz.

(Şeytandan bir dürtük seni dürtüklediğinde, Allah`a sığın. Çünkü O, herşeyi işitir, herşeyi bilir.
Korunup sakınanlar, kendilerine şeytandan bir görüntü/dürtü gelip dokunduğunda, hemen Allah`ı hatırlarlar. İşte o anda görülmesi gerekeni görürler.
A`raf Suresi/ 200-201)

Bizden irademizi, kendi haline bırakmamız değil onu farkında olarak hep elimizde tutmamız bekleniyor. Muhakkak ki neyin hayır neyin şer olduğunu bilmemiz imkansız, ama insana kendi beyninin hakimi olma yetisi lütfedilmiş. Beyninin hakimi olan insan, günahlarını meşrulaştırma mekanizmasını, özeleştiri mekanzmasına çevirmeye de güç yetirebilir. Nedir peki, seytandan her dürtü geldiğinde bunu farketmenin yöntemi? Farkındalığı artıran davranışlar insanın kendisine özel aslında. Bunun için benim yapmaya çalıştığım şey şu; Nasıl hepimiz, insan ilişkilerinde hangi adımı atmamız, neyi söyleyip, neyi söylemememiz gerektiğini tartıyoruz; her hareketimiz karşısında da hangi kararı alacaksak önce Allah’ı hatırlayıp, Allah’a sığınabiliriz, o zaman yaptığımız şeyin Allah ve dinle bağlantı noktasını görüp, doğru olanı şeçmeye daha yakın olabiliriz. Bu yüzden hakkını vererek inançlı olmak kendini bilmeyi gerektiriyor.

Bütün bunların yanında her neyle savaşıyorsak doğru müminler olmak için; bu şavaşta şeytanı, bütün dünyayı, yalnız kalmışlık hissini, Allah’tan uzaklaştırıcıları, tek başına karşıma alıp (karşımıza alıp) koca bir ordu gibi hissetmemi sağlayan (hissetmemizi sağlayacak), en çok sığındığım ayetlerden biri;

(Allah sizin düşmanlarınızı daha iyi bilir. Dost olarak, Allah yeter. Yardımcı olarak da Allah yeter.
Nisa Suresi/45)

Selam ve sevgiler.

Yazar : esra

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website