Şirk İlleti

Kur`an, getirdiği dininin en temel direği olan ve Türkçe`de “birlemek” anlamına gelen “tevhid”in karşılığı olarak “şirk”i göstermektedir. Şirk, Allah`a ortak koşmak, Allah`tan beri dostlar edinmek, yedek ilahlar icad etmek ve bazı kimselerin ya da nesnelerin kendisini Allah`a yaklaştıracağını iddia etmektir.


Kur`an`da bahsi geçen şirk kavramının muhataplarını putlarla sınırlayamayız. Günümüzde; yedek ilah ilan edilen, bizi takvaya ve imana yaklaştıracağı iddia edilen yaratıklar, Allah`ın kullarının ta kendileridir. Bu insanlar, güya, bizi karanlıktan kurtaracak, Allah`a daha iyi kulluk etmemizde bize yardımcı olacak ve cennete gitmemize vesile olacaklardır.

Zümer Suresi`nin 3. ayeti, şirk illetini ve şirk koşanların ileri sürdükleri bahaneleri dile getirmektedir:

“Dikkat et, hâlis din yalniz Allah`ındır. O`nu birakip kendilerine bir takim dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah`a yaklastirsinlar diye kulluk ediyoruz, derler. Dogrusu Allah, ayriliğa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez. ”

Aynı surenin 44. ayeti ve Kaf Suresi`nin 16. ayeti bu bahaneyi temelinden yıkar niteliktedir:

Zümer/44: “De ki: Bütün şefâat Allah`ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O`nundur. Sonra O`na döndürüleceksiniz. ”

Kaf/16: “Andolsun, insani biz yarattik ve nefsinin kendisine fisildadiklarini biliriz ve biz ona sah damarindan daha yakiniz. ”

Yukarıdaki ayetlere göre şefaat yalnızca Allah`ındır ve Allah insana şah damarından daha yakındır. Öyleyse Allah`a yaklaşmak için herhangi bir vasıtaya gerek var mı? Allah bize uzak değil ki.

Bugün, cemaat ve tarikat liderlerinin bir kısmı bu kapsam içerisindedir. Kur`an, kendilerinin bu insanlar sayesinde aydınlığa kavuşacağını inanan kimselerin yaşayacağı hayalkırıklığını olağanüstü bir teşbihle gözler önüne sermektedir:

Ankebut/41: “Allah`tan başka dostlar edinenlerin örneği, kendisine ev edinen dişi örümceğin örneğine benzer. Gerçek şu ki, evlerin en çürüğü (en güvensizi) dişi örümceğin evidir. Keşke bilselerdi!”

Dişi örümcek, türlü cilvelerle kendisine çektiği erkek örümcekle seviştikten sonra erkeğini öldürür. Evet, kendisine zevk ve sefa veren, soyunun devamını sağlayan hemcinsine önce cilve yapar, sonra ihanet eder ve onu katleder. Ayet, Allah`tan gayri dost edinenlerin de sonunun benzer olacağına dikkat çekiyor: Hayalkırıklığı, hüsran ve azap!

Araf Suresi 3. ayet de, doğru yolu bulmak için herhangi bir insana gerek duyulmadığını ifade eder:

“Rabbinizden size indirilene (Kur`an`a) uyun. O`nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!

Dikkat edilirse, Rabbimiz, hükümlere uymamızı emretmektedir. Kişilere değil! Herhangi bir beşere uymamız gerekseydi, ona göre bir ayet inerdi. Kur`an, emirlerini açıklamakta aciz veya eksik değil ki!

O halde:

“Herkes Kur`an`ı anladığı dilde düşünerek okumakla sorumludur. Eğitim seviyesine, yaşadığı coğrafyaya ve kültüre göre, herkes Kur`an`ı bir yönüyle anlayabilir; ancak bakış açısını geliştirmek, Kur`an`ı daha iyi öğrenebilmek adına, bu konuda tahsil yapanların ve ilim adamlarının kitaplarına da başvurulmalıdır.

Kur`an`ın sadece belli bir zümre tarafından anlaşılabileceğini iddia etmek, ve bu suretle Kur`an`ı rafa kaldırmak büyük bir hatadır. Onun bunun yazdığı kitapları eleştirilmez, dokunulmaz ilan etmek, sözlerini de hatasız kabul etmek ise şirk tohumlarıdır.

Kaynak: Yaşar Nuri Öztürk, Kur`an`daki İslam

Yazar : Furkan Samed

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website