Şükür, Sabır, Dua ve Tövbe

Kuran`ın bir çok emri arasında bazıları öne çıkıyor ki bunlar sanki yaşamımız için temel mekanizmaları oluşturuyor. Benim gözlemime göre şükür, sabır, dua ve tövbe de bu mekanizmaların dördü.


Allah bizlere her türlü nimetini hiç usanmadan, sıkılmadan dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren veriyor. Elimizdeki ile yetinmeyip daha fazlasını istediğimiz zaman bile aslında çok fazlasına sahibiz. Bunun için Allah Kuran`da sıklıkla bir su damlasından dünyaya geldiğimizi, şu andaki sağlıklı ve güçlü yaşamımızın geçici olduğunu hatırlatıyor. Alak suresinde ise şöyle belirtiyor: “Şüphesiz insan azar, kendini yeter gördüğünden. “(6-7) Başka yerlerde ise insanın yer yüzünde böbürlenerek yürümemesi, Allah böbürlenerek yürüyenleri sevmez denerek isteniyor. (Nisa, 36) Aynı zamanda Allah, insanın kibirden uzak durmasını söylüyor. İnsan, ticarette bir başarı kazandığında, çevresinde itibar elde ettiğinde, hayatını keyif alarak sürdürdüğünde bütün bu güzelliklerin bir sonu olduğunu ve bütün bunların Allah`ın dilemesi sayesinde olduğunu unutup bunları kendi becerisi sayesinde diğer insanlardan daha iyi olduğunu düşünerek elde ettiğini sanıyor. Kişi diğer insanlardan daha başarılı olabilir ama insanın başına gelenler sadece Allah`ın dilemesi sayesindedir. Ne kadar az veya çok şeye sahip olursak olalım, Allah`ın bize verdiği nimetleri saymakla bitiremeyiz. Şükür, bizim Allah`a olan borcumuzu ödemenin ufak bir yolu. Peki Allah’a yaraşır şekilde şükrediyor muyuz acaba? (Araf, 10 / Müminun, 78 / Mülk, 23)

Sabır, başımıza gelene karşı güçlü olmaktır. Sabreden kişi bunun Allah`tan olduğunu bilir ve Allah`tan yardım ister. Allah, bunun inananlardan başkasına çok zor geldiğini söyler. Çünkü sabır, bir anda uygulanan ve tamamlanan bir mekanizma değildir. Sabır, süreklilik gerektirir. Bir an, bir gün, bir yıl ya da bir ömür sabretmeyi gerektirecek bir imtihana tabi tutulabiliriz. En yakınımızı kaybettiğimizde onu geri getirmenin yolu yoktur ama onunla beraber cennette önde gidenlerden olmanın yolu vardır. Allah, dilerse ahirette sevdiklerimizle beraber olacağımızı söylüyor. Bunun için sabırla ve namazla Allah`tan yardım dilememiz gerekiyor.

Dua, belki de bu dört mekanizma içinde en çok uygulananı. İnancının zayıf olduğunu ifade eden bir kişi bile gücünün yetmediğini anladığı durumda elini açıp sonsuz bir güçten yardım istiyor. İnsan zayıf yaratılmıştır ve dua, bizi daha güçlü yapmak için vardır. Bazı insanlar sadece dünya yaşamında sahip olmak istedikleri için dua eder. Ancak Allah`ın övdüğü dua ise hem dünya hayatında hem de ahiret hayatında Allah`ın nimetlerini isteyenlerinkidir. (Bakara, 201) Bununla beraber Allah dua`nın önemini şöyle ifade ediyor: “Duanız olmasa Allah sizi ne yapsın? ” (Furkan, 77) Hem herşeye sahip olduğumuzu düşündüğümüz anda bile aslında aynı zamanda çaresiz olduğumuzu da hissetmemiz gerekir. Başımıza gelecek olanı bilmediğimizden dolayı ve bu dünya hayatının bir sonu olduğundan dolayı. Sadece bizim için değil sevdiklerimizi ve diğer inananları korumanın yolu da dua etmektir. Bir kişiyi kaybettikten sonra onu geri getiremeyiz ama onu dualarla yaşatabiliriz, Allah`tan bağışlanmasını ve cennet`te en güzel mekanlarda olmasını isteyebiliriz.

Tövbe ise işlediğimiz yanlışların farkında olmak ve bunlardan uzak durmak için pişmanlıkla Allah`tan özür dilemektir. Kişi yanlışlarla yaşayamaz. Yanlış yapan kişilerin psikolojisi genelde ya yaptığı yanlışları meşrulaştırma ya da yaptığı yanlışların farkında olmasına rağmen Allah`a yönelip yanlışlarından vazgeçmesi için yeterli gücü ve inancı içinde hissetmemek yönündedir. Kişinin kendini kandırması çok kolaydır ancak insan Allah`ı kandıramaz. Ayrıca kişinin bir arkadaşının her ne kadar iyi niyetli de olsa kişiye yanlışlarını söylemesi de herkesin hoşuna gitmez. Bu yüzden Allah, herkesin kendisine bakmasını söylüyor ve Allah Kuran`da kişinin kendi yanlışlarına bakan bir göz olması için kendini kınayan benlik ifadesini kullanıyor. (Kıyamet, 2)

Allah sadece bize yaratıcı olduğunu ve ahireti haber verdiği bir din göndermekle kalmıyor, aynı zamanda ortaya öyle bütün bir sistem koyuyor ki yaşantımızın her anında işlediklerimiz için temel mekanizmaları da dinin parçası haline getiriyor. Bunun sonucunda sahip olduklarımız için şükretmeyi, sahip olmayı istediklerimiz için dua etmeyi, bu süre içinde başımıza gelene sabretmeyi ve yaptığımız yanlışlar için tövbe etmeyi yaşamımız boyunca uygulayacağımız dört temel mekanizma olarak bizlere sunuyor.

Yazar : Oğuzhan

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website