Artık sözün bittiği yerdeyiz..

Aşağıdaki yazı, Yaşar Nuri Öztürk’ün Allah İle aldatmak adlı kitabından alınan paragraflardan oluşmuştur.. (2008 yılı-36. Baskı)


Halkı yüzlerce, binlerce parçaya bölmek, mürşit lakaplı müşriklerin öz sermayesidir..

‘‘Gurup parselleri’’ olmasa mürşit kılıklı mürşitlerin hayatı söner. Bu yüzden bir numaralı düşmanları birlik, kaynaşma, hoşgörü ve anlayıştır.. (sahife-35)

Şeriatı bir devlet şekli gibi sunuyorlar. Oysaki, Kur’an, ima yoluyla bile bir devlet şekline temas etmiyor. Onu insan aklına bırakmış. İslam devleti tabiri, siyasal İslamcı istismarın bir uydurmasıdır. Kuran’da böyle bir tabir yok. İslam evrensel ve ölümsüz ilkeler bütününün adıdır. O halde İslam’ın devleti olmaz. Müslümanların devletleri olur. (Sahife-100)

Halkımızın ‘sıkma baş’ diye tanıttığı bu ‘kapatma’ İslam ile değil, Talmut Museviliği ve Pavlus Hıristiyanlığı ile izah edilebilecek bir tavırdır. Bir rahibe kıyafetidir. İslam adına bir hıristiyanlaşma eğilimidir.. (Sahife-194)

Allah ile aldatan dinci siyasetçilerin, türban meselesini Haçlı fesadın beklentisi yönünde bir nifak sebebine dönüştürmeleri, bir bilim insanı olan ilahiyat doçenti Bahriye Üçok’un ‘‘ Türban dinin açık emri değil, bir örftür. ’’ Demesi üzerine, Allah ile aldatma tezgahının katilleri veya onlar adına iş yapan birileri tarafından öldürülmesiyle başladı.. (sahife-200)

Batılı-Haçlı kurmaylar, Türkiye’yi İslam dünyasına ‘model’ göstermek üzere ılımlı İslam ihanetini pazarlarken dertleri Müslümanlar için model üretmek değil, İslam dünyasında Atatürk sayesinde farklı hale gelen Türkiye’nin bu farklılığını ortadan kaldırmaktır. Model göstermek adı altında yapılmak istenen, bizi model olmaktan çıkarmaktır. Bizi model yapacak zihniyet ‘Atatürkten vazgeçin ki sizi içimize alalım’ der mi? Derse biz böyle bir zihniyetin namus ve iyiniyetine inanırmıyız.. (Sahife-293)

Türkiye’de bugün, Allah ile aldatma dinciliğinin ulaştığı ekonomik gücün, devletin gücünün çok üstünde olduğunu kabul etmek gerekir. Bu gücün aşamayacağı tek ‘karşı güç’ Türk ordusudur. Sebep, ordunun silahlı bir kuvvet oluşudur. Eğer silahı kenara koyarsak veya dikkate almayarak düşünürsek, Allah ile aldatan güç yani dinci siyaset ve saltanat, Türkiye Cumhuriyeti’nin tartışmasız en büyük gücü olarak kabul edilebilir.

Türkiye’de rejim, kendisine açıkça kafa tutan bir karşı rejim oluşumuyla yüz yüzedir. Resmi rejimin (Demokratik, laik, sosyal, hukuk devletinin, cumhuriyetimizin) tek şansı ve avantajı TSK’dır. ABD, AB ve içteki dinci gücün sürekli ve sistemli bir biçimde TSK’ya vuruşunun hikmeti ve sebebi üzerinde şimdi bir kez daha düşününüz…. (sahife-51)

Bana bu satırları yazma imkanı veren Kuran araştırma gurubuna çok teşekkür ederim. İslam’a katkıları, hizmetleri çok büyüktür. Allah onlardan razı olsun..
Daha güzel günler geldiğinde görüşmek üzere….

Allah’ın selameti salih kulların üzerinde olsun.

Allah’ın azabı yüce dinimizi istismar eden riyakarların, sahtekarların Haçlı güçlerle işbirliği yapan hainlerin üzerine olsun…

Saygılarımla, Vedat Akbaşak 19. Ekim. 2010

Yazar : Vedat Akbaşak

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website