DİN ve BEYİN

Yaşanan zaman ve mekan şartlarına bağlı olan konularda toplumsal tercihlerin tarihin akışı içinde dinin asli unsuru gibi sonraki kuşaklara dayatılmasının, dinin dinamik yapısından uzaklaşılmasının, tutuculuğun, taassubun, ecdatperestliğin, 10 – 12 asır önceya takılıp kalmanın sakıncalarını, müteşabih ayetlerin günün şartlarına, toplumsal ihtiyaçlara göre akıl ve bilim yardımıyla yorumlanmamasından doğan geri kalmışlığı DİN ve BEYİN adlı kitabının 287 sayfasında Prof. Dr. GAZİ ÖZDEMİR şöyle anlatmaktadır..


‘‘Bu tiplerin dine verdiği zarar, dine inanmayanların verdiği zarardan çok daha fazla olmuş ve olmaktadır… … … …. . Farabi ve İbni Sina’yı kafir sayan, Ebu Hanife’yi hapishanede zehirleyen, İmam Malik’i itham edip baskı altında tutan ve 25 yıl camiye gitmesini engelleyen, İmam Şafi’ye sıkıntı çektiren… … … …. . matbaayı ancak 283 yıl sonra kullanılmasına lütfen müsaade eden, Nizam-ı cedid çabalarını engelleyen, yenilikçi olan 2. Mahmut’a gavur padişah diyen, 1580 yılında ‘‘göğün sırrını keşfetmek günahtır’’ (ve ‘‘ bunlar meleklerin bacaklarını seyrediyorlar’’) diyerek (ilk rasathaneyi top ateşi açtırarak) yıktıran, Hazerfan Ahmet Çelebi’yi cezayire sürdüren zihniyet bu zihniyettir. Atatürk bu zihniyette olanlara Mürteci demiştir… (Gözü arkada olan, yeniliğe, gelişime karşı olan) Mürteciler, eleştiriye kapalı olup hemen tepki verirler ve nerede yanlış yaptık demezler. Özeleştiri yapanı da hemen dışlamaya kalkarlar. ‘‘Dinden çıkmış, kafir olmuş’’ yaftalarını yapıştırırlar… … … … …. . şeriat diye bağıran insanların istedikleri ise Kur’an dışı olan ve içtihada, kişilerin kanaatlerine (tercihlerine) dayanan kuralların, yani mürtecinin şeriatı ve bu kurallara göre toplum ve ülkenin idare edilmesidir. Böyle bir idare ise sözde dine dayandırılmış fakat gerçekte (saltanat ihtirası ile dinin ve inançların sömürüldüğü) totaliter bir idare demektir.. ’’

Saygılarımla,

Yazar : Vedat Akbaşak

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website