İMANIMIZIN KAPTANI MIYIZ?

Sen, ben bu gün hepimiz bir kaptanız. Hemde en güzel şekilde donatılmış tüm hizmetler sunulmuş, hiçbir eksiği olmayan bir kaptanız.


Bizlere kaptanlık görevi verilirken, rotamız, hedefimiz, yükümüz, düşmanlarımıza karşı tüm silahlarımız verilmiştir. Bize düşen görev hayat okyanusunda, bize verilen gemimizi fırtınalar batırmadan, dalgalar yutmadan, Allah ü Teala nın bize bildirip emrettiği şekilde hedefe götürüp Yüce Yaradana teslim etmektir.

Rabbimiz istese bir anda tüm gemileri istediği gibi hedefe getirebilir. Fakat bize verilen bu yolculuğun bir sebebi var. Bu sebep ayeti kerimede şöyle bildirilmiştir.

Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım.
(Zariyat Suresi, 56)

Demek ki, bu yolculuğu O nu tanımamız, O na itaat etmemiz teslim olmamız ve en önemlisi Kulluk görevimizi yerine getirmemiz için vermiş. Bu hayat okyanusundaki yolculuğumuz bir imtihandır. Gemisini O nun bildirip emrettiği gibi hedefe götürüp teslim edenler bu imtıhanı kazananlar olacaktır.

Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.
(Bakara Suresi, 155)

İnsanlar, (sadece) “İman ettik” diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? (Ankebut Suresi, 2)

Andolsun, Biz sizden mücahid olanlarla sabredenleri bilinceye (belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, deneyeceğiz ve haberlerinizi sınayacağız (açıklayacağız).
(Muhammed Suresi, 31)

HEDEFE GİDECEK BİR GEMİ Kİ;
KAPTANI:
Sen

PAROLAMIZ:
Bu Benim dosdoğru olan yolumdur. Şu halde ona uyun. Sizi O nun yolundan ayıracak (başka) yollara uymayın. Bununla size tavsiye etti, umulur ki korkup-sakınırsınız. (En am Suresi, 153)

YÜKÜ:
Salih amellerin, ibadetlerin, teslimiyetin, Allah rızası için yaptığın tüm amellerin, inaçların

ROTAMIZ:
De ki: “Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah ındır. ”
(En am Suresi, 162)

HEDEFİMİZ:
Allah ü Tealanın bizlere ayetlerle bildirdiği islam hayatını yaşayıp, O nun emir ve yasaklarına uymak. Rabbimizin rızasını kazanmak. Müttakiler sınıfına katılabilmek.

Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını görendir.
(Enfal Suresi, 39)

Ve yakîn sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.
(Hicr Suresi, 99)

SİLAHIMIZ:
Allah ü Tealanın ayetlerle koymuş olduğu ve Peygamber Efendimizin gösterdiği ölçüler. Emirler yasaklar. En büyük silahımız Ayetlerimiz, Allah Kelamı.

FIRTINA; DALGALAR:
Nefsimiz, çevremiz, benliğimiz, dünya, kafirler, münafıklar, yalnış limanlar, şeytan.

LİMANLAR:
Tevhid-Şirk limanları
Hayat limanlarla doludur, insanlar her limandan nasıbını alır şirk günah limanına uğrayan buralardan gemisine bu yükleri alır iman limanına kucak açan ahiret yükünü alır tercih bizim istediğimiz limana yanaşabiliriz.

Kulluk imtihanıyla gemimizi teslim aldık ve deryaya açıldık. Aklı olan bir insan biraz düşünürse, bu denizin her an bizi yutmak için sinsice beklediğini görür. Allah ü Teala bizlere dostdoğru bir istikamette O na varmamızı istiyor. Rabbim bizlere iki yol göstermiş ve seçme hakkını yine bizlere bırakmış.

Biz ona iki yol-iki amaç gösterdik.
(Beled Suresi, 10)

Biz ona yolu gösterdik; (artık o, ) ya şükredici olur ya da nankör.
(İnsan Suresi, 3)

Bizler iman etmişsek Hak yoldan ayrılmamalı yalnış limanlara yanaşmamalıyız. Hak yolundaysak, ayetlerle yaşıyorsak korkumuz ve hüznümüz olmamalı. Her zorluğun bir kolaylığı olduğunu unutmamalıyız.

Şüphesiz: “Bizim Rabbimiz Allah tır” deyip sonra doğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); artık onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.
(Ahkaf Suresi, 13)

İmtihanı veren Rabbim bu imtihanın cevaplarınıda bizlere bildirmiştir. Kimsenin bana verilen imtihanın çalışma kitabı yoktu deme hakkı yoktur.

Ey iman edenler, Allah tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.
(Enfal Suresi, 29)

Andolsun, Biz Musa ya ve Harun a, takva sahipleri için bir aydınlık ve bir öğüt (zikir) olarak, hak ile batılı birbirinden ayıran (furkan)ı verdik.
(Enbiya Suresi, 48)

Gemimizi salih amellerle, ibadetlerimiz imanımız inançlarımız infaklarımız teslimiyetimiz ile doldurmalıyız. Bunları yapabilmek için Kur anı Kerim i okuyup hayatımıza geçirmeliyiz, Peygamber Efendimizin hayatını inceleyip O nu örnek almalıyız.

Bunları yapmayan hiçbir insan gemisinin ahiret yükünü topluyamaz. Topladığını sanır, oysa gemisini boş işe yaramaz yalnış limanlardan aldığı yüklerle doldurur.

Rablerini inkar edenlerin durumu şudur: Onların yaptıkları, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir kül gibidir. Kazandıklarından hiçbir şeye güç yetiremezler. İşte uzak bir sapıklık (içinde olmak) budur.
(İbrahim Suresi, 18)

Doğum limanından hareket ettirdiğimiz gemimize gelin dilimiz kalbimiz ve uzuvlarımızla en güzel şekilde yükümüzü alalım. Ölüm limanında artık geriye dönme şansımız olmayacak. Emanetimizi teslim ederken yüzümüz ak olsun. Elimiz boş gitmeyelim, gemimizin yükünü sırtlanıp takva sahipleri olarak çıkalım huzura.

Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki: “Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimiz in ayetlerini yalanlamasaydık ve mü minlerden olsaydık. ”
(En am Suresi, 27)

Öyle bir kaptan olalım ki, hayat okyanusunda gemimize Rabbimizin rızasını kazanacağımız yükleri alalım. Öyle bir kaptan olalım ki, bu okyanusta başka gemilerede rehber olalım. hedefe tek başımıza varmak olmasın amacımız, tüm gemileri önümüze alalım fırtınadan, dalgalardan tüm gemileri koruyalım kucak açalım. Teslimiyetle imanla hep beraber yol alalım.

Ne gemimizi batırtalım, yara aldıralım nede diğer gemileri.

Kendilerinden önce o yurdu (Medine yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin cimri ve bencil tutkularından korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır.
(Haşr Suresi, 9)

Yaratılış gayemizi, görevimizi ve hedefimizi idrak edebilmişsek hiçbir engele takılmadan yol almalıyız. Dünyanın çekici güzelliği, tuzakları, kafirler ve münafıkların yol kesmeleri bizi engellememeli. Dünyanın zehirli sarmaşık çiçeklerinin yanında öldürücü yaralar açan sahte hocalar ve ilim adamlarını kendimize rehber almamalıyız. Bu günkü toplumu batıran islam kimliğine bürünmüş sahte din adamları sahte alimlerdir. Kafirlerin işini kolaylaştıran bu münafıklardır.

İnsanların çoğu mü min değildir. Ancak çok az insan gerçek imana sahiptir. Sebebi ise, imanlarına şirk bulaştırmışlardır.

İman ve Tevhid gemisinde şirke yer yoktur. Bu geminin kaptanı şirke bulaşmaz, bulaşanları da kurtarır, kurtarmak için çırpınır.

Hiç şüphesiz, Allah, Kendisi ne şirk koşanları bağışlamaz. Bunun dışında kalanlar ise, (onlardan) dilediğini bağışlar. Kim Allah a şirk koşarsa elbette o uzak bir sapıklıkla sapmıştır.
(Nisa Suresi, 116)

Allah ü Tealanın bizlere yasaklamış olduğu limanlara uğramayalım.

Şüphesiz: “Bizim Rabbimiz Allah tır” deyip sonra doğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); artık onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.
(Ahkaf Suresi, 13)

İşte onlar, cennet halkıdır; yaptıklarına karşılık olmak üzere, içinde ebedi olarak kalacaklardır.
(Ahkaf Suresi, 14)

Gemimize batılın bayrağını değil, Hak ın bayrağını almalıyız.

Bizlerin kaptanlığının başarısı, şirk limanlarını görebilmek, yasaklardan uzak durabilmek, kardeşlerimizi şirkten kurtarmak, zor anlarda da kolay anlardada Allah ü tealayı unutmamakla ortaya çıkacaktır. Gemimizi şirk buzullarına çarptırıp batırmadan, Rabbimizin ayetleri ile şirk buzullarını eritmeli yol açmalıyız. Oralara saplanmış, tıkanmış yol alamayan gemilere el uzatmalıyız.

Ne gemimizi batırtacağız ne de başka gemileri.

Şimdi siz bir kaptansınız, bakın bakalım geminizin yüküne!
Yükünüz dünyalık mı ahiretlik mi?
Hangi limanlara yanaşıyorsunuz?

Siz bir kaptansınız, her kaptan bir rehberdir!
Siz nasıl bir rehbersiniz?

Şüphesiz Allah, O, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; şu halde O na kulluk edin. Dosdoğru yol budur. ”
(Zuhruf Suresi, 64)

Yazar : Yasemin Ataman

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website