Amin Demesek Kabul Olmaz mı?

Tek tanrılı dinlerin hepsinde en sık kullanılan kelime ‘amin’ veya ‘amen’dir. İnsanların bu kadar sık kullandıkları bir kelimenin anlamını da doğal olarak bilmeleri gerekir. Ne var ki birçok insan amin kelimesini olur olmaz yerde kullanır. Bazıları aminin, bir duanın kapanış işareti olduğunu, bazıları da ‘dualarım kabul olsun’ anlamına geldiğini sanır. Halbuki kelimenin anlamı çok daha geniş, kökeni de epey eskidir.

Genel inanış, bu uluslararası kelimenin kökeninin İbranice olduğu şeklindedir. İbranice’de ‘amen’, onaylama, doğrulama, kabul veya gerçeğe şahitlik etme ifadesi olarak ‘gerçekten öyle’, ‘tabii’ anlamında kullanılır. Kelime Latince, İngilizce, İspanyolca ve diğer birçok dile değişmeden geçerken Arapça’ya da ‘amin’ olarak yerleşmiştir. Bu geçiş süreçlerinde cümlenin başında veya sonunda kullanılışına ya da cümlenin içeriğine göre farklı anlamlar kazanmıştır.

Müslümanlarda dua veya surenin sonunda söylenir ve genel olarak ‘Tanrım duamı kabul et’ anlamına gelir.

Özetle eğer bir kişi ‘amin’ diyorsa;

Tanrının gerçekliğini, mükemmeliyetini, güvenirliliğini bütün kalbimle kabul ediyorum,
Tanrı tarafından yerine getirilmesini istediğim dua ve taleplerin doğruluğunu tasdik ediyorum, demektedir.

‘Amin’ mukaddes bir yemin olarak da görülebilir.

‘Amin’, Kuran’a ait bir kelime değildir. Kuran’ın hiçbir yerinde geçmez. Halife Osman’ın toparlayıp derlettiği Kuran’da ‘amin’ kelimesi yoktur. Müslümanlıkta bu kelime Hz. Peygamber’in ölümünden 200-300 sene sonra ortaya çıkmaya başlayan hadislerle gündeme gelmiştir.

İslam düşünürlerine ve hadislere göre, Hz. Muhammed Fatiha Suresi’ni okurken sonuna geldiğinde Cebrail görünmüş ve kendisini ‘amin de’ diye ikaz etmiştir. Bu olaydan sonra Hz. Peygamber, Müslümanlara ‘imam amin dediğinde cemaatin de sesli olarak amin demesi gerektiğini’ buyurmuş, cemaatin ‘amin’ sesleriyle meleklerin sesleri birbirleriyle uyuştuğu takdirde Tanrının geçmiş günahları affedeceğini bildirmiştir. ( Bir söylentiye göre göre.. delil? yok.. )

‘Amin’ kelimesinin kökeninin İbranice olduğu konusunda her ne kadar görüş birliği varsa da kökeninin çok daha eskilere uzandığını ileri sürenler de var. Onlara göre kelime eski Mısır Tanrısı Amon’dan geliyor. Amon, Mısır’da, Yunan mitolojisinin Zeus’u, Romalıların Jüpiter’i gibi baş tanrı seviyesine gelmişti ve koç başlı bir insan olarak tasvir ediliyordu.

‘Ra’ adıyla Güneş Tanrısı olarak da bilinen Amon, gizliliği ve görünmeyeni de temsil ediyordu. Güneşin her gün ufukta kaybolması ve bir süre görünmemesi nedeniyle Amon kelimesi bilinmeyen anlamında da kullanılıyordu. Eski Mısırlılar tüm dua ve yakarışlarını Amon’un ismini anarak bitiriyorlardı. Yani, krallık döneminde Mısır’da köle ve esir olarak yaşayan İbranilerin, en büyük gücün simgesi olan Amon isminden etkilenerek kelimeyi kendi dillerine katmış olabilecekleri de düşünülüyor.

Bir başka iddia da ‘amin’ kelimesinin Hinduların kutsal hecesi ‘om’ veya ‘aum’dan türediği şeklinde. ‘Om’ kelimesinin Hindu dilinde kesin, belirli bir anlamı yoktur. Hinduların dualarında çok sık yer alan bu hece, insandan çıkan tüm seslerin özeti, başlangıçta kainatta hiçbir şey yokken var olan kozmik bir ses olarak kabul edilir.


About the Author
Author

TekGemidenGelenler

Comments (6)
Leave a reply

Name (required)

Website